Asılı Kalan Hayatlar
Elinizdeki bu kitap, bütün bu süreçlerde faşizme karşı direnen devrimci insanların yaşadıklarından bir kesit sunmaktadır. Yaşayanın, kendi ağzından kendine özgü bir dille yaşanmış olguları sayfalara dökmesi kitabı daha anlamlı kılarken 12 Eylül karanlığına da doğrudan tanıklık etmektedir. 12 Eylül bir yangın yeriydi ve kitabın yazarı bu yangının tam ortasındadır. Üstüne üstlük arkadaşıyla birlikte idam cezası almıştır, infaz beklenmektedir.
Hıdır (Aslan) ile İlyas (Has) idam edilmiş, infaz kararlarının onanması için sıra Meclis'te kendilerine gelmiştir. İnfazları an meselesidir. Zira süreç infazları için apar topar hücrelerinden alınmalarıyla başlar. Siyasi insanların idam günceleri gibi geçmek bilmeyen geceleri, günleri, ayları, yılları biriktirerek devam eder. Zaman geçtikçe uzlaşmaz bir tavırla buna mevcut düzenle yeniden hesaplaşma eşlik ederken kendi muhasebesini yapması da kaçınılmaz olacaktır.
Ayrıca ilerleyen sayfalarda siyaseten yaptıkları, yapamadıkları, yanlışları, doğrularının yaşadıklarından çıkardığı derslere paralel olarak sürecin ve kendisinin muhasebesini çıkarmaya çalışmaktadır. Bunu yapmaya en yakınlarından başlayarak, "Kafamıza sarılacak ıslak deve derisine karşı mücadele etmek gerekecek asıl" diyerek soru-nun altını çizmektedir. Genç kuşaklar ezilenlerin tarihini bilmek zorundadırlar.
Geçmişi olmayanların gelecekleri de yoktur. Mücadelelerin, direnişlerin, çekilen acıların boşuna olmadığını tarihe tanıklık edenleri okuyanlar daha iyi anlayacaklardır. Gönül Yarası filminin finalinde Nazım, kendini sorgularken soruyordu: "Senin adın neden Nazım?" Sanki isimler insanların kaderlerini belirliyor gibiydi. O duru, o güzel günlere!...
18 Mayıs 2010
- Açıklama
Elinizdeki bu kitap, bütün bu süreçlerde faşizme karşı direnen devrimci insanların yaşadıklarından bir kesit sunmaktadır. Yaşayanın, kendi ağzından kendine özgü bir dille yaşanmış olguları sayfalara dökmesi kitabı daha anlamlı kılarken 12 Eylül karanlığına da doğrudan tanıklık etmektedir. 12 Eylül bir yangın yeriydi ve kitabın yazarı bu yangının tam ortasındadır. Üstüne üstlük arkadaşıyla birlikte idam cezası almıştır, infaz beklenmektedir.
Hıdır (Aslan) ile İlyas (Has) idam edilmiş, infaz kararlarının onanması için sıra Meclis'te kendilerine gelmiştir. İnfazları an meselesidir. Zira süreç infazları için apar topar hücrelerinden alınmalarıyla başlar. Siyasi insanların idam günceleri gibi geçmek bilmeyen geceleri, günleri, ayları, yılları biriktirerek devam eder. Zaman geçtikçe uzlaşmaz bir tavırla buna mevcut düzenle yeniden hesaplaşma eşlik ederken kendi muhasebesini yapması da kaçınılmaz olacaktır.
Ayrıca ilerleyen sayfalarda siyaseten yaptıkları, yapamadıkları, yanlışları, doğrularının yaşadıklarından çıkardığı derslere paralel olarak sürecin ve kendisinin muhasebesini çıkarmaya çalışmaktadır. Bunu yapmaya en yakınlarından başlayarak, "Kafamıza sarılacak ıslak deve derisine karşı mücadele etmek gerekecek asıl" diyerek soru-nun altını çizmektedir. Genç kuşaklar ezilenlerin tarihini bilmek zorundadırlar.
Geçmişi olmayanların gelecekleri de yoktur. Mücadelelerin, direnişlerin, çekilen acıların boşuna olmadığını tarihe tanıklık edenleri okuyanlar daha iyi anlayacaklardır. Gönül Yarası filminin finalinde Nazım, kendini sorgularken soruyordu: "Senin adın neden Nazım?" Sanki isimler insanların kaderlerini belirliyor gibiydi. O duru, o güzel günlere!...
18 Mayıs 2010
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.