9786055129217
601408
https://www.kitapburada.com/atam-dedem-kanunu-p601408.html
Atam Dedem Kanunu
6.42
Kanunnâmeler örfî hukuk kurallarının bir araya getirildiği eserlerdir. Osmanoğulları kuruluşundan itibaren devlet idaresinde geleneksel hukuku uygulamışlar, fakat yazılı bir metin hâline getirmemişlerdi. İlk yazılı kanun metni Fatih Sultan Mehmed döneminde hazırlanmıştır. “Bu kanun atam ve dedem kanunudur” derken Fatih Sultan Mehmed eskiye gönderme yapmakta, “evlâtlarım nesilden nesile bununla amel etsinler” derken de onların bu kanunnameye uymalarını istemekte, bir bakıma kanun yapıcılığını vurgulamaktadır. Ancak devamında “saltanat işlerine bu kadar nizam verildi, daha sonra gelecek evlâtlarım da ıslahına çalışsınlar” derken de onları serbest bırakmakta, toplattığı ve yaptığı kanunların zaman içinde değiştirilebileceğini ve yenilerinin konulabileceğine açık kapı bırakmaktadır. Bu ifadeler onun kanun anlayışının güzel bir yansımasıdır.
Kanunnâme-i Âl-i Osman ve diğer bu alanda yapılan düzenlemeler, Osman oğullarının, özellikle Fatih Sultan Mehmed’in Devlet-i Aliyye’yi nasıl sağlam temeller üzerine oturttuklarının güzel bir göstergesidir. Osmanlı kroniklerinin hemen sadece siyasi ve askeri olayları vermesi, devletin yapısından pek söz etmemeleri dikkate alınırsa, Kanunnâme-i Âl-i Osman’ın nasıl benzersiz bir kaynak olduğu daha iyi anlaşılır. İlk defa karşılaştırmalı metni verilen eserin sade ifade ve üslûbu ise, kanun yapıcılarına başka bir açıdan ışık tutmakta; adeta kanunların herkesin anlayabileceği tarzda olması gerektiğini hatırlatmaktadır.
- Açıklama
- Kanunnâmeler örfî hukuk kurallarının bir araya getirildiği eserlerdir. Osmanoğulları kuruluşundan itibaren devlet idaresinde geleneksel hukuku uygulamışlar, fakat yazılı bir metin hâline getirmemişlerdi. İlk yazılı kanun metni Fatih Sultan Mehmed döneminde hazırlanmıştır. “Bu kanun atam ve dedem kanunudur” derken Fatih Sultan Mehmed eskiye gönderme yapmakta, “evlâtlarım nesilden nesile bununla amel etsinler” derken de onların bu kanunnameye uymalarını istemekte, bir bakıma kanun yapıcılığını vurgulamaktadır. Ancak devamında “saltanat işlerine bu kadar nizam verildi, daha sonra gelecek evlâtlarım da ıslahına çalışsınlar” derken de onları serbest bırakmakta, toplattığı ve yaptığı kanunların zaman içinde değiştirilebileceğini ve yenilerinin konulabileceğine açık kapı bırakmaktadır. Bu ifadeler onun kanun anlayışının güzel bir yansımasıdır. Kanunnâme-i Âl-i Osman ve diğer bu alanda yapılan düzenlemeler, Osman oğullarının, özellikle Fatih Sultan Mehmed’in Devlet-i Aliyye’yi nasıl sağlam temeller üzerine oturttuklarının güzel bir göstergesidir. Osmanlı kroniklerinin hemen sadece siyasi ve askeri olayları vermesi, devletin yapısından pek söz etmemeleri dikkate alınırsa, Kanunnâme-i Âl-i Osman’ın nasıl benzersiz bir kaynak olduğu daha iyi anlaşılır. İlk defa karşılaştırmalı metni verilen eserin sade ifade ve üslûbu ise, kanun yapıcılarına başka bir açıdan ışık tutmakta; adeta kanunların herkesin anlayabileceği tarzda olması gerektiğini hatırlatmaktadır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.