- Anasayfa
- >
- Tarih
- >
- Seyahatname
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789786051664
Boyut
155-215
Sayfa Sayısı
487
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2010-12
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
2.Hamur
Dili
Türkçe
Bir Kadın Tanıdım Yaşarken: Sare
Yazar:
Canan Doğu Demir
Yayınevi : Arkeoloji ve Sanat Yayınları
21,00TL
Satışta değil
9789786051664
548072
https://www.kitapburada.com/bir-kadin-tanidim-yasarken-sare-p548072.html
Bir Kadın Tanıdım Yaşarken: Sare
21.00
Büyükbabam saray müteahhidiydi. Bir gün Rüstem Paşa, büyükbabamı kefil göstermiş, müteahhit tutmuş. Rüstem Paşa ziyan edince, otuz bin İngiliz Lirasını büyükbabamdan almışlar. Üzülmemiş bile. "Erkek evlatlarım sağ olsun," demiş. Balıkesir'in yarısı, Eyüp Sultan'daki dükkânlar hep onunmuş. O öldükten sonra paralar suyunu çekmeye başlamış. Haminnem çok fena bir vaziyete düşeceğimizi görünce, hemen altın para ile yüz lira vererek, babamın sevdiği kadını dışarıya göndermiş. En son elimizde kalan kırk odalı konak da yangında yanınca, işte buraya, Erenköy'deki bu konağa taşındık. Naile Sultan bize oldukça yardım etti. Annem, "Hiç sıkıntı çekmedik," dedi. Sonra içini çekip ekledi; "Ben saraya gitmedim. Allah göstermesin, teyzemin kızının eteğini öpmem." Annem çok mağrur bir kadındı. Üç yaşındayken saraya gitmeye başladım. Hanımannem beni her vakit götürürdü. Saray, Kuruçeşme'de çok yüksek bir tepedeydi. Bütün Boğaziçi manzarasını görüyor, hele sarayın içi cenneti andırıyordu. Saraydayken o güzel salıncaklarda sallanır, kalfaların kucağında gezer, akşama kadar birçok güzel oyuncakla oynardım. Bir gün saraydan ayrılırken bana zarf içinde para verdiler. Zarfı yere atıp, "Benim babamın parası çok," dedim. Kalfalar paraları yerden toplayıp, başlarına götürdüler. Bu meseleyi hemen Sultan'a aksettirdiler. O da kızacak yerde, "Çok mağrur ve kibar bir kız olacak. Çok memnun oldum," dedi.
- Açıklama
- Büyükbabam saray müteahhidiydi. Bir gün Rüstem Paşa, büyükbabamı kefil göstermiş, müteahhit tutmuş. Rüstem Paşa ziyan edince, otuz bin İngiliz Lirasını büyükbabamdan almışlar. Üzülmemiş bile. "Erkek evlatlarım sağ olsun," demiş. Balıkesir'in yarısı, Eyüp Sultan'daki dükkânlar hep onunmuş. O öldükten sonra paralar suyunu çekmeye başlamış. Haminnem çok fena bir vaziyete düşeceğimizi görünce, hemen altın para ile yüz lira vererek, babamın sevdiği kadını dışarıya göndermiş. En son elimizde kalan kırk odalı konak da yangında yanınca, işte buraya, Erenköy'deki bu konağa taşındık. Naile Sultan bize oldukça yardım etti. Annem, "Hiç sıkıntı çekmedik," dedi. Sonra içini çekip ekledi; "Ben saraya gitmedim. Allah göstermesin, teyzemin kızının eteğini öpmem." Annem çok mağrur bir kadındı. Üç yaşındayken saraya gitmeye başladım. Hanımannem beni her vakit götürürdü. Saray, Kuruçeşme'de çok yüksek bir tepedeydi. Bütün Boğaziçi manzarasını görüyor, hele sarayın içi cenneti andırıyordu. Saraydayken o güzel salıncaklarda sallanır, kalfaların kucağında gezer, akşama kadar birçok güzel oyuncakla oynardım. Bir gün saraydan ayrılırken bana zarf içinde para verdiler. Zarfı yere atıp, "Benim babamın parası çok," dedim. Kalfalar paraları yerden toplayıp, başlarına götürdüler. Bu meseleyi hemen Sultan'a aksettirdiler. O da kızacak yerde, "Çok mağrur ve kibar bir kız olacak. Çok memnun oldum," dedi.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.