Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789756434130
Boyut
135-210
Sayfa Sayısı
272
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
2
Basım Tarihi
2004
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
Hayatım ve HatıratımBulgaristan'dan Türkiye'ye Rumeli'den Bursa'ya
Yazar:
Ali Öztürk
Yayınevi : Düşünce Kitabevi Yayınları
21,25TL
Satışta değil
9789756434130
399669
https://www.kitapburada.com/hayatim-ve-hatiratim-p399669.html
Hayatım ve Hatıratım Bulgaristan'dan Türkiye'ye Rumeli'den Bursa'ya
21.25
...Öğrencilere Müslümanlık ve Türklük şuuru aşılayarak ders anlatmam Komünist Bulgar idaresinin gözünden kaçmamıştı. 1950 yılında bir gün Milli Eğitim Müdürlüğünce çağrıldım. Milli Eğitim Müdürü:
- Sizin hakkınızda çok şikâyet var, aynı zamanda Türkiye lehine çalışıyorsun. Öğrencilere Türklük ve Müslümanlık ruhu aşılıyorsun. Böyle yapmaya devam edersen öğretmenlik görevine son vereceğim, dedi.
- Ben programa göre çalışıyorum. Kuran ve Din dersleri veriyorum. Bunları öğretmek benim görevim ve vicdanî borcumdur, deyince:
- Ben de Hıristiyanım, benim de bir dinim var, madem öyle, sen işine devam et!... dedi. Ama buna rağmen aradan bir müddet geçip okullar tatil edildiği bir günde akşam namazını kıldıktan sonra Kıcaali Camiinin kapısında iki sivil polis memuru yanıma yaklaşarak:
- Sizi Emniyet Müdürlüğüne davet ediyoruz. Hiç kimse ile konuşmadan Müdürlüğe gideceksin. Biz de seni takip edeceğiz, dediler. O sırada manavdan almış olduğum muşmula da yanımda olduğu halde Allaha sığınarak dediklerini yerine getirdim. Emniyet Müdürlüğüne varınca üstümü başımı aradılar...
- Sizin hakkınızda çok şikâyet var, aynı zamanda Türkiye lehine çalışıyorsun. Öğrencilere Türklük ve Müslümanlık ruhu aşılıyorsun. Böyle yapmaya devam edersen öğretmenlik görevine son vereceğim, dedi.
- Ben programa göre çalışıyorum. Kuran ve Din dersleri veriyorum. Bunları öğretmek benim görevim ve vicdanî borcumdur, deyince:
- Ben de Hıristiyanım, benim de bir dinim var, madem öyle, sen işine devam et!... dedi. Ama buna rağmen aradan bir müddet geçip okullar tatil edildiği bir günde akşam namazını kıldıktan sonra Kıcaali Camiinin kapısında iki sivil polis memuru yanıma yaklaşarak:
- Sizi Emniyet Müdürlüğüne davet ediyoruz. Hiç kimse ile konuşmadan Müdürlüğe gideceksin. Biz de seni takip edeceğiz, dediler. O sırada manavdan almış olduğum muşmula da yanımda olduğu halde Allaha sığınarak dediklerini yerine getirdim. Emniyet Müdürlüğüne varınca üstümü başımı aradılar...
- Açıklama
- ...Öğrencilere Müslümanlık ve Türklük şuuru aşılayarak ders anlatmam Komünist Bulgar idaresinin gözünden kaçmamıştı. 1950 yılında bir gün Milli Eğitim Müdürlüğünce çağrıldım. Milli Eğitim Müdürü:
- Sizin hakkınızda çok şikâyet var, aynı zamanda Türkiye lehine çalışıyorsun. Öğrencilere Türklük ve Müslümanlık ruhu aşılıyorsun. Böyle yapmaya devam edersen öğretmenlik görevine son vereceğim, dedi.
- Ben programa göre çalışıyorum. Kuran ve Din dersleri veriyorum. Bunları öğretmek benim görevim ve vicdanî borcumdur, deyince:
- Ben de Hıristiyanım, benim de bir dinim var, madem öyle, sen işine devam et!... dedi. Ama buna rağmen aradan bir müddet geçip okullar tatil edildiği bir günde akşam namazını kıldıktan sonra Kıcaali Camiinin kapısında iki sivil polis memuru yanıma yaklaşarak:
- Sizi Emniyet Müdürlüğüne davet ediyoruz. Hiç kimse ile konuşmadan Müdürlüğe gideceksin. Biz de seni takip edeceğiz, dediler. O sırada manavdan almış olduğum muşmula da yanımda olduğu halde Allaha sığınarak dediklerini yerine getirdim. Emniyet Müdürlüğüne varınca üstümü başımı aradılar...
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.