Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789754646832
Boyut
165-235
Sayfa Sayısı
1312
Basım Yeri
Ankara
Baskı
1
Basım Tarihi
2013-01
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
2.Hamur
Dili
Türkçe
İş Hukuku Yargıtay İlke Kararları (2011-2012)
Yazar:
Şahin Çil
Yayınevi : Yetkin Yayınları
114,75TL
Satışta değil
9789754646832
536340
https://www.kitapburada.com/is-hukuku-yargitay-ilke-kararlari-2011-2012-p536340.html
İş Hukuku Yargıtay İlke Kararları (2011-2012)
114.75
Yargıtay'ın İş Hukuku ilke kararlarının derlemesinden oluşan eserin ilk dört baskısının tükenmesinin ardından yeni bir çalışma hazırlanmıştır. Bu eserde ağırlıklı olarak 2011 ve 2012 yılları kararlarına yer verilmiştir. Önceki baskıda yer alan kararlar, %98 oranında değiştirilmiş ve sadece mobbing, cinsel taciz gibi özelliği olan konularda Yargıtay'ın izlediği süreci ortaya koyabilmek bakımından önceki yıllara ait bazı kararlara yer verilmiştir.
Yargıtay ilke kararlarının formatı 2011 yılının 2. yarısından itibaren yeniden şekillenmiş ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarında olduğu gibi "Davacı İsteminin Özeti", "Davalı Cevabının Özeti", "Mahkeme Kararının Özeti", "Temyiz", "Gerekçe" ve "Sonuç" başlıkları altında açıklamalara yer verilmeye başlanmıştır. Bu şekilde maddi olayın açıklaması ile yerel mahkemenin gerekçesi kararda yer almakla, kararın daha doyurucu olması sağlanmaya çalışılmıştır.
İş Kanunu madde sistematiği ile uyumlu şekilde başlıklar halinde kararların tasnifi yapılmıştır. Ardından 1475 sayılı Yasa, Sendikalar Kanunu, Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, Basın İş Kanunu, Borçlar Kanunu, İcra İflas Kanunu, Deniz İş Kanunu ve diğer konularda ilke kararları sistematik olarak eklenmiştir.
2011 ve 2012 yılı baskı tarihine kadar Yargıtay İş Dairelerinin (9.HD. ve 22.HD.) vermiş olduğu tüm kararlar gözden geçirilmiş ve yol gösterici tarzda ve özelliği olan kararların seçilmesine çalışılmıştır. Kararlar, tarih sırasına göre yeniden eskiye doğru dizilmiş ve her birinde belirleyici olan bir veya birkaç cümleden oluşan başlığa yer verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri ilke kararlarına yansımış ve belirsiz alacak davası, gider avansı, ihtiyati tedbir ve ihtiyati hacze dair kararlar ayrı başlıklar halinde sıralanmıştır. Özellikle usul bozmalarında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine yer verilmiş, yetkili mahkemenin seçimine dair hakkın işçiye ait olduğu yönünde Yargıtay kararı öne çıkmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri de bazı ilke kararlarında ifadesini bulmuş ve özellikle ibra sözleşmeleri konusunda yasanın yürürlüğe girmesinden önce ve sonra düzenlenen ibranameler bakımından geçerlilik koşulları ayrı ayrı değerlendirilmiştir.
İş güvencesi hükümlerinin yürürlüğe girmesinden sonra uygulamaya yansıyan ikale (bozma sözleşmesi) uyuşmazlıkları 2011 ve 2012 yıllarında da devam etmiş, özellikle Yargıtay'ın iki aylık ücret tutarında ek menfaati yeterli sayan görüşü dikkati çekmiştir.
Son dönem ilke kararlarında en çarpıcı değişiklik, fazla çalışma, hafta tatili ile bayram ve genel tatil ücretleri taleplerinde kamu kurumu işverenleri bakımından ispat açısından yazılı delilin öne çıkarılması yönünde olmuştur. Çok sayıda kararda, işverenin kamu kurumu olduğu vurgusu yapıldıktan sonra çalışmaların kayda dayanması gerektiği açıklanmış ve bu konuda kayıtların getirtilmesi ile yazılı delil kapsamında değerlendirme yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Aynı kararlarda kamu kurumları bakımından soyut tanık anlatımlarına göre çalışma düzeninin ispatının mümkün olmadığı açıklamasına yer verilmesi de dikkati çekmiştir.
Fazla çalışmaların yılda 270 saatle sınırlı olarak aylık ücret içinde ödendiğinin kabulü şeklinde uygulamaya devam edilmiş ancak çalışma karşılığı olan hafta tatili ücretinin aylık sabit ücret içinde yer almasının mümkün olmadığı bir kararda vurgulanmıştır.
Yıllık izin ücreti davalarında da işçinin imzasını içermese dahi, kamu makamlarının izin kullanma durumunu gösteren işyeri iç yazışmalarının geçerli olduğu yönünde Yargıtay görüşü devam etmiştir.
Mevsimlik iş konusunda yıllık onbir ayın altında çalışma ölçütü son dönem Yargıtay kararlarında da uygulanmıştır.
Basın İş Kanunu'nda öngörülen günlük yüzde beş fazla ödemeye dair alacaklardan indirim konusunda ikincil bir kriter getirilmiş ve yüzde beş fazla ödeme alacaklarından oransal indirimden sonra kalan tutarının, asıl alacağın 4-5 katı kadar olması esası benimsenmiştir.
Çok sayıda ilk kararında, Avrupa Birliği Normları ile Uluslararası antlaşmalara özellikle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Avrupa Sosyal Şartına atıflar yapılmıştır. Yine Avrupa Adalet Divanı ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarından da yararlanıldığına bazı ilke kararlarında işaret edilmiştir.
Yargıtay ilke kararlarının formatı 2011 yılının 2. yarısından itibaren yeniden şekillenmiş ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarında olduğu gibi "Davacı İsteminin Özeti", "Davalı Cevabının Özeti", "Mahkeme Kararının Özeti", "Temyiz", "Gerekçe" ve "Sonuç" başlıkları altında açıklamalara yer verilmeye başlanmıştır. Bu şekilde maddi olayın açıklaması ile yerel mahkemenin gerekçesi kararda yer almakla, kararın daha doyurucu olması sağlanmaya çalışılmıştır.
İş Kanunu madde sistematiği ile uyumlu şekilde başlıklar halinde kararların tasnifi yapılmıştır. Ardından 1475 sayılı Yasa, Sendikalar Kanunu, Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, Basın İş Kanunu, Borçlar Kanunu, İcra İflas Kanunu, Deniz İş Kanunu ve diğer konularda ilke kararları sistematik olarak eklenmiştir.
2011 ve 2012 yılı baskı tarihine kadar Yargıtay İş Dairelerinin (9.HD. ve 22.HD.) vermiş olduğu tüm kararlar gözden geçirilmiş ve yol gösterici tarzda ve özelliği olan kararların seçilmesine çalışılmıştır. Kararlar, tarih sırasına göre yeniden eskiye doğru dizilmiş ve her birinde belirleyici olan bir veya birkaç cümleden oluşan başlığa yer verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri ilke kararlarına yansımış ve belirsiz alacak davası, gider avansı, ihtiyati tedbir ve ihtiyati hacze dair kararlar ayrı başlıklar halinde sıralanmıştır. Özellikle usul bozmalarında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine yer verilmiş, yetkili mahkemenin seçimine dair hakkın işçiye ait olduğu yönünde Yargıtay kararı öne çıkmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri de bazı ilke kararlarında ifadesini bulmuş ve özellikle ibra sözleşmeleri konusunda yasanın yürürlüğe girmesinden önce ve sonra düzenlenen ibranameler bakımından geçerlilik koşulları ayrı ayrı değerlendirilmiştir.
İş güvencesi hükümlerinin yürürlüğe girmesinden sonra uygulamaya yansıyan ikale (bozma sözleşmesi) uyuşmazlıkları 2011 ve 2012 yıllarında da devam etmiş, özellikle Yargıtay'ın iki aylık ücret tutarında ek menfaati yeterli sayan görüşü dikkati çekmiştir.
Son dönem ilke kararlarında en çarpıcı değişiklik, fazla çalışma, hafta tatili ile bayram ve genel tatil ücretleri taleplerinde kamu kurumu işverenleri bakımından ispat açısından yazılı delilin öne çıkarılması yönünde olmuştur. Çok sayıda kararda, işverenin kamu kurumu olduğu vurgusu yapıldıktan sonra çalışmaların kayda dayanması gerektiği açıklanmış ve bu konuda kayıtların getirtilmesi ile yazılı delil kapsamında değerlendirme yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Aynı kararlarda kamu kurumları bakımından soyut tanık anlatımlarına göre çalışma düzeninin ispatının mümkün olmadığı açıklamasına yer verilmesi de dikkati çekmiştir.
Fazla çalışmaların yılda 270 saatle sınırlı olarak aylık ücret içinde ödendiğinin kabulü şeklinde uygulamaya devam edilmiş ancak çalışma karşılığı olan hafta tatili ücretinin aylık sabit ücret içinde yer almasının mümkün olmadığı bir kararda vurgulanmıştır.
Yıllık izin ücreti davalarında da işçinin imzasını içermese dahi, kamu makamlarının izin kullanma durumunu gösteren işyeri iç yazışmalarının geçerli olduğu yönünde Yargıtay görüşü devam etmiştir.
Mevsimlik iş konusunda yıllık onbir ayın altında çalışma ölçütü son dönem Yargıtay kararlarında da uygulanmıştır.
Basın İş Kanunu'nda öngörülen günlük yüzde beş fazla ödemeye dair alacaklardan indirim konusunda ikincil bir kriter getirilmiş ve yüzde beş fazla ödeme alacaklarından oransal indirimden sonra kalan tutarının, asıl alacağın 4-5 katı kadar olması esası benimsenmiştir.
Çok sayıda ilk kararında, Avrupa Birliği Normları ile Uluslararası antlaşmalara özellikle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Avrupa Sosyal Şartına atıflar yapılmıştır. Yine Avrupa Adalet Divanı ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarından da yararlanıldığına bazı ilke kararlarında işaret edilmiştir.
- Açıklama
- Yargıtay'ın İş Hukuku ilke kararlarının derlemesinden oluşan eserin ilk dört baskısının tükenmesinin ardından yeni bir çalışma hazırlanmıştır. Bu eserde ağırlıklı olarak 2011 ve 2012 yılları kararlarına yer verilmiştir. Önceki baskıda yer alan kararlar, %98 oranında değiştirilmiş ve sadece mobbing, cinsel taciz gibi özelliği olan konularda Yargıtay'ın izlediği süreci ortaya koyabilmek bakımından önceki yıllara ait bazı kararlara yer verilmiştir.
Yargıtay ilke kararlarının formatı 2011 yılının 2. yarısından itibaren yeniden şekillenmiş ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarında olduğu gibi "Davacı İsteminin Özeti", "Davalı Cevabının Özeti", "Mahkeme Kararının Özeti", "Temyiz", "Gerekçe" ve "Sonuç" başlıkları altında açıklamalara yer verilmeye başlanmıştır. Bu şekilde maddi olayın açıklaması ile yerel mahkemenin gerekçesi kararda yer almakla, kararın daha doyurucu olması sağlanmaya çalışılmıştır.
İş Kanunu madde sistematiği ile uyumlu şekilde başlıklar halinde kararların tasnifi yapılmıştır. Ardından 1475 sayılı Yasa, Sendikalar Kanunu, Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, Basın İş Kanunu, Borçlar Kanunu, İcra İflas Kanunu, Deniz İş Kanunu ve diğer konularda ilke kararları sistematik olarak eklenmiştir.
2011 ve 2012 yılı baskı tarihine kadar Yargıtay İş Dairelerinin (9.HD. ve 22.HD.) vermiş olduğu tüm kararlar gözden geçirilmiş ve yol gösterici tarzda ve özelliği olan kararların seçilmesine çalışılmıştır. Kararlar, tarih sırasına göre yeniden eskiye doğru dizilmiş ve her birinde belirleyici olan bir veya birkaç cümleden oluşan başlığa yer verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri ilke kararlarına yansımış ve belirsiz alacak davası, gider avansı, ihtiyati tedbir ve ihtiyati hacze dair kararlar ayrı başlıklar halinde sıralanmıştır. Özellikle usul bozmalarında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine yer verilmiş, yetkili mahkemenin seçimine dair hakkın işçiye ait olduğu yönünde Yargıtay kararı öne çıkmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri de bazı ilke kararlarında ifadesini bulmuş ve özellikle ibra sözleşmeleri konusunda yasanın yürürlüğe girmesinden önce ve sonra düzenlenen ibranameler bakımından geçerlilik koşulları ayrı ayrı değerlendirilmiştir.
İş güvencesi hükümlerinin yürürlüğe girmesinden sonra uygulamaya yansıyan ikale (bozma sözleşmesi) uyuşmazlıkları 2011 ve 2012 yıllarında da devam etmiş, özellikle Yargıtay'ın iki aylık ücret tutarında ek menfaati yeterli sayan görüşü dikkati çekmiştir.
Son dönem ilke kararlarında en çarpıcı değişiklik, fazla çalışma, hafta tatili ile bayram ve genel tatil ücretleri taleplerinde kamu kurumu işverenleri bakımından ispat açısından yazılı delilin öne çıkarılması yönünde olmuştur. Çok sayıda kararda, işverenin kamu kurumu olduğu vurgusu yapıldıktan sonra çalışmaların kayda dayanması gerektiği açıklanmış ve bu konuda kayıtların getirtilmesi ile yazılı delil kapsamında değerlendirme yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Aynı kararlarda kamu kurumları bakımından soyut tanık anlatımlarına göre çalışma düzeninin ispatının mümkün olmadığı açıklamasına yer verilmesi de dikkati çekmiştir.
Fazla çalışmaların yılda 270 saatle sınırlı olarak aylık ücret içinde ödendiğinin kabulü şeklinde uygulamaya devam edilmiş ancak çalışma karşılığı olan hafta tatili ücretinin aylık sabit ücret içinde yer almasının mümkün olmadığı bir kararda vurgulanmıştır.
Yıllık izin ücreti davalarında da işçinin imzasını içermese dahi, kamu makamlarının izin kullanma durumunu gösteren işyeri iç yazışmalarının geçerli olduğu yönünde Yargıtay görüşü devam etmiştir.
Mevsimlik iş konusunda yıllık onbir ayın altında çalışma ölçütü son dönem Yargıtay kararlarında da uygulanmıştır.
Basın İş Kanunu'nda öngörülen günlük yüzde beş fazla ödemeye dair alacaklardan indirim konusunda ikincil bir kriter getirilmiş ve yüzde beş fazla ödeme alacaklarından oransal indirimden sonra kalan tutarının, asıl alacağın 4-5 katı kadar olması esası benimsenmiştir.
Çok sayıda ilk kararında, Avrupa Birliği Normları ile Uluslararası antlaşmalara özellikle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Avrupa Sosyal Şartına atıflar yapılmıştır. Yine Avrupa Adalet Divanı ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarından da yararlanıldığına bazı ilke kararlarında işaret edilmiştir.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.