Japonya'da Türk İmgesinin Oluşumu 1890-1914
Kamuoyu araştırmalarına göre, Türklerin en sevdiği milletlerin başında Japonlar geliyor. Platonik bir aşkı andıran bu sevgi, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin artmasıyla, özellikle de nükleer santral inşası alanındaki işbirliğine paralel olarak artık Japonya'da da bir karşılık bulmaya başladı. George Friedman gibi kimi stratejistler, önümüzdeki yüzyıl içinde Türkiye ile Japonya'nın daha da yakınlaşacağını ve hatta askerî güçlerini birleştirerek dünya dengelerini değiştireceklerini öngörseler de iki ülke ilişkilerinin gerçek anlamda stratejik ortaklığa evrilmesi için daha çok zamana ihtiyaç olacak. Gelecekteki yakın işbirliği ve dayanışmanın oluşması için tarafların birbirlerinin tarihini, kültürünü bilmesi ve araştırması gerekir. Türkiye'deki Japonya bilgisine baktığımızda, son yıllarda artmaya başlayan kaliteli bilimsel yayınlar hariç tutulursa muhayyel-hayalî bilgilere göre kaleme alınmış bir literatürün varlığı görülebilir. Bunun en büyük sebebi, şimdiye kadar Japonya konusunda çalışma yapanların büyükçe bir kısmının Japonca bilmemeleri, daha doğrusu konu uzmanı olmamalarıdır. Japonya'yı sadece tanıyanların değil anlayanların, Japon karakterinin nasıl olduğu hakkında tahmini olanların değil bilgiye sahip olanların çalışmaları, Türk-Japon İlişkilerini şekillendirenlere kaynaklık edecektir.
Doç. Dr. Ali Volkan Erdemir'in Japonya'da Türk İmgesinin Oluşumu: 1890-1914 adlı kitap çalışması, özellikle içerdiği Japoncadan yapılmış çeviriler bakımından önemli olup bu yönüyle bir kaynak eser olarak tanımlanabilir. Osmanlı topraklarında Türklerle doğrudan ilişki kurmuş ve onlarla bir arada yaşamış Japonların gözlemlerinin ve görüşlerinin belgeleriyle ortaya konması, çalışmanın değerini artırmaktadır.
- Açıklama
Kamuoyu araştırmalarına göre, Türklerin en sevdiği milletlerin başında Japonlar geliyor. Platonik bir aşkı andıran bu sevgi, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin artmasıyla, özellikle de nükleer santral inşası alanındaki işbirliğine paralel olarak artık Japonya'da da bir karşılık bulmaya başladı. George Friedman gibi kimi stratejistler, önümüzdeki yüzyıl içinde Türkiye ile Japonya'nın daha da yakınlaşacağını ve hatta askerî güçlerini birleştirerek dünya dengelerini değiştireceklerini öngörseler de iki ülke ilişkilerinin gerçek anlamda stratejik ortaklığa evrilmesi için daha çok zamana ihtiyaç olacak. Gelecekteki yakın işbirliği ve dayanışmanın oluşması için tarafların birbirlerinin tarihini, kültürünü bilmesi ve araştırması gerekir. Türkiye'deki Japonya bilgisine baktığımızda, son yıllarda artmaya başlayan kaliteli bilimsel yayınlar hariç tutulursa muhayyel-hayalî bilgilere göre kaleme alınmış bir literatürün varlığı görülebilir. Bunun en büyük sebebi, şimdiye kadar Japonya konusunda çalışma yapanların büyükçe bir kısmının Japonca bilmemeleri, daha doğrusu konu uzmanı olmamalarıdır. Japonya'yı sadece tanıyanların değil anlayanların, Japon karakterinin nasıl olduğu hakkında tahmini olanların değil bilgiye sahip olanların çalışmaları, Türk-Japon İlişkilerini şekillendirenlere kaynaklık edecektir.
Doç. Dr. Ali Volkan Erdemir'in Japonya'da Türk İmgesinin Oluşumu: 1890-1914 adlı kitap çalışması, özellikle içerdiği Japoncadan yapılmış çeviriler bakımından önemli olup bu yönüyle bir kaynak eser olarak tanımlanabilir. Osmanlı topraklarında Türklerle doğrudan ilişki kurmuş ve onlarla bir arada yaşamış Japonların gözlemlerinin ve görüşlerinin belgeleriyle ortaya konması, çalışmanın değerini artırmaktadır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.