Bir geriye dönüş çağı eseri;
Önce kuma, çamura çizdi insanoğlu aklındakini ve gördüklerini. Sonra kalıcı olan mağara duvarlarına kazıdı öyküsünü, hem de renkli olarak.
Yanında taşımak, başkalarına da okutmak istedi hikayelerini ve kil tabletlere, yapraklara, kağıtlara yazdı. Çağ ilerledi cilt oldu, çağ atladı matbaa bulundu ve yer gök kitap oldu. Renklendi, resimlendi, şekilden şekle girdi. Her şeyi yazdı insanoğlu, her şeyi yazarak paylaştı. Okunsun diye, bilinsin diye, öğrenilsin diye!
Zaman geçti, kitaplar eskidi, rengi soldu, yaprağı koptu, toz oldu, rutubet oldu. Çözüm bulundu; bilgisayara taşındı öyküler, efsaneler, hikayeler ve masallar. Kalıcı olsun diye! hijyenik olsun, modern dursun diye!?!
Hatta elektronik ortamda yazılmaya başlandı çağımızın masalları, romanları, öyküleri. Sonuç; İnternette çok okunan (ya da modern sıfatıyla “Tıklan”) bu ve bunun gibi eserler tekrar kitaba dönüştü.
Ele avuca gelmek, tozluda olsa tarihin raflarında yerini almak için. Kağıt ve mürekkep kokusunu içine çeke çeke okumak için. Hayatı hissetmek için! Senin için! Bizim için! Aynı insan nurunun yine insana hizmet etmek için ete kemiğe bürünmesi gibi. Ne demiş Yunus Emre: ''Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm''
“Kağıda mürekkebe büründü, Kahraman Öküzüm(!) diye göründü.”
Bir gençlik masalı daha başlıyoooor!
- Açıklama
Bir geriye dönüş çağı eseri;
Önce kuma, çamura çizdi insanoğlu aklındakini ve gördüklerini. Sonra kalıcı olan mağara duvarlarına kazıdı öyküsünü, hem de renkli olarak.
Yanında taşımak, başkalarına da okutmak istedi hikayelerini ve kil tabletlere, yapraklara, kağıtlara yazdı. Çağ ilerledi cilt oldu, çağ atladı matbaa bulundu ve yer gök kitap oldu. Renklendi, resimlendi, şekilden şekle girdi. Her şeyi yazdı insanoğlu, her şeyi yazarak paylaştı. Okunsun diye, bilinsin diye, öğrenilsin diye!
Zaman geçti, kitaplar eskidi, rengi soldu, yaprağı koptu, toz oldu, rutubet oldu. Çözüm bulundu; bilgisayara taşındı öyküler, efsaneler, hikayeler ve masallar. Kalıcı olsun diye! hijyenik olsun, modern dursun diye!?!
Hatta elektronik ortamda yazılmaya başlandı çağımızın masalları, romanları, öyküleri. Sonuç; İnternette çok okunan (ya da modern sıfatıyla “Tıklan”) bu ve bunun gibi eserler tekrar kitaba dönüştü.
Ele avuca gelmek, tozluda olsa tarihin raflarında yerini almak için. Kağıt ve mürekkep kokusunu içine çeke çeke okumak için. Hayatı hissetmek için! Senin için! Bizim için! Aynı insan nurunun yine insana hizmet etmek için ete kemiğe bürünmesi gibi. Ne demiş Yunus Emre: ''Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm''
“Kağıda mürekkebe büründü, Kahraman Öküzüm(!) diye göründü.”
Bir gençlik masalı daha başlıyoooor!
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.