%30
1. Dünya Savaşı'nda Ermeniler ve Türkler : Huzurum İknur İnsaf Turan
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9756055027417
Boyut
13.50x20.50
Sayfa Sayısı
328
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
2
Basım Tarihi
2016-02
Çeviren
Lusiya Sucuyan
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

1. Dünya Savaşı'nda Ermeniler ve Türkler : Huzurum

20,00TL
14,00TL
%30
Satışta değil
9756055027417
691841
1. Dünya Savaşı'nda Ermeniler ve Türkler : Huzurum
1. Dünya Savaşı'nda Ermeniler ve Türkler : Huzurum
14.00

"Ben Zare, Safkan bir Ermeni'yim, Gözlerimi Osmanlı topraklarında dünyaya açtım, Dolayısıyla çevremde kendi yakınlarım kadar Türkler de oldu. Onlarla aramızda saygı, güven ve huzura dayalı bir ilişki vardı hep. Hatta birçoğunu kendi kanımdan insanlardan ayırt etmedim. Ayırt etmek ne demekti, bilinmezdi ki! Kapı komşumuz Nazriye Ana'yı büyükannem, Hacı Hakkı Ağa'yi büyükbabam gibi sevdim yıllarca. Dizlerinin dibinde oturdum kaç zaman. Onların çocukları da evimizden hiç çıkmazlardı. Bizim albenili kırmızı Surp Zadik yumurtalarımız, onların nefis muharrem ayı aşureleri. Bizim Noel kutlamalarımız, onların bayramları. Aynı gök kubbe altında birleşmiş insanlara seslendi yıllarca çan ve ezan sesi, Hiç rahatsız. etmedi bir diğeri ötekini. Ta ki Birinci Dünya Savaşı'na kadar. Ermeniler ve Türkler düşmandı artık. Bir anda altüst oldu tüm yaşam. Her şeyimizi ve tüm sevdiklerimizi yitirmiş bir halde Nazriye Ana'mla yurdumuzdan ayrıldık. "

Yıllarca bu topraklarda dostça yaşamış iki millet Türkler ve Ermeniler... "Huzurum" belirgin iki ırkı ele almış olmanın da ötesinde bu kavramları esasen seınbollestirerek tarafsızca dostluk mesajları vermeyi amaçlıyor. Savaşın sadece cephelerden ibaret olmadığını ispatlarcasına sivil hayatın da tüm yoksunluğunu etkileyici kurgusuyla ortaya seriyor.

  • Açıklama
    • "Ben Zare, Safkan bir Ermeni'yim, Gözlerimi Osmanlı topraklarında dünyaya açtım, Dolayısıyla çevremde kendi yakınlarım kadar Türkler de oldu. Onlarla aramızda saygı, güven ve huzura dayalı bir ilişki vardı hep. Hatta birçoğunu kendi kanımdan insanlardan ayırt etmedim. Ayırt etmek ne demekti, bilinmezdi ki! Kapı komşumuz Nazriye Ana'yı büyükannem, Hacı Hakkı Ağa'yi büyükbabam gibi sevdim yıllarca. Dizlerinin dibinde oturdum kaç zaman. Onların çocukları da evimizden hiç çıkmazlardı. Bizim albenili kırmızı Surp Zadik yumurtalarımız, onların nefis muharrem ayı aşureleri. Bizim Noel kutlamalarımız, onların bayramları. Aynı gök kubbe altında birleşmiş insanlara seslendi yıllarca çan ve ezan sesi, Hiç rahatsız. etmedi bir diğeri ötekini. Ta ki Birinci Dünya Savaşı'na kadar. Ermeniler ve Türkler düşmandı artık. Bir anda altüst oldu tüm yaşam. Her şeyimizi ve tüm sevdiklerimizi yitirmiş bir halde Nazriye Ana'mla yurdumuzdan ayrıldık. "

      Yıllarca bu topraklarda dostça yaşamış iki millet Türkler ve Ermeniler... "Huzurum" belirgin iki ırkı ele almış olmanın da ötesinde bu kavramları esasen seınbollestirerek tarafsızca dostluk mesajları vermeyi amaçlıyor. Savaşın sadece cephelerden ibaret olmadığını ispatlarcasına sivil hayatın da tüm yoksunluğunu etkileyici kurgusuyla ortaya seriyor.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat