1789 Fransız Devrimi'nden İki Portre: Sieyes ve Robespierre
Bu kitapta Fransız İhtilali'nin en önemli portrelerinden iki isminin; liberal, özgürlükçü, reformist, ılımlı cumhuriyetçi Sieyes ile katı, uzlaşmaz, otoriter, radikal, devrimci cumhuriyetçi Robespierre'in şahsında İhtilal ve sonrasında yapılmak istenenler ayrıntılı olarak inceleme konusu yapılmaktadır. Böylece okuyucu Fransız Devrimi hakkında oldukça ayrıntılı bir şekilde bilgi sahibi olma ve gerçekleri görme olanağına sahip olacaktır.
Madam de Stael'e göre, Sieyes -devrimin ta kendisi- dir. Prelot'nun -liberal devletin gerçek kurucusu-, Touchard'ın -1789'u temsil eden kişi-, Murat Sarıca'nın -Fransız İhtilalini birinci derecede etkileyen düşünür ve siyaset adamı-, Server Tanilli'nin -1789'un kişilikleri arasında en büyüklerden biri hiç kuşkusuz o-, dediği Sieyes'in düşünceleri, 26 Ağustos 1789 tarihli Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'ni şekillendirecektir.
Bununla birlikte İhtilal'den hemen sonra Robespierre liderliğinde Jakobenler tarafından uygulamaya konulan devrimci diktatörlük yönetimi; bu bağlamda muhalefetin kanlı tasfiyesi; sistematik insan hakları ihlalleri; -halka rağmen halk için- geliştirilen yönetim tarzı ve uygulamaları da dikkat çekicidir.
Robespierre ve arkadaşları, yöntem olarak, korku ve şiddeti, kan dökmeyi, yani devlet terörünü ve devlet zoruyla Fransız toplumunun dönüşümünü hedeflediler. Onlar, Fransa'da -Terör Dönemi- ( 1792-1794) olarak adlandırılan büyük korku dönemini yaşattılar. - Vatan tehlikede- kuramı çerçevesinde devlet terörünü bir çözüm yolu olarak gördüler ve bir diktatörlük kurdular. Bu dönemde kurulan Devrim Mahkemeleri yoğun bir şekilde çalıştı; giyotin hiç durmadı. Giyotine gönderilenlerin ve kiliselerin mallarına el konuldu ve rejim yandaşlarına dağıtıldı. Jakobenlere göre diktatörlük ve terör, devrimi yaşatmak ve düşmanlarına karşı korumak için zorunlu bir yöntemdir.
Jakobenler; halka inandıklarını, halk adına hareket ettiklerini söyleyen; buna karşın, halka tepeden bakan, halkı cahil gören, ona güvenmeyen ve onu zorla -adam etmeye- çalışan; ona zorla bir ideoloji, bir din, bir yaşam tarzı dayatmaya kalkışan; bunun için de halkı terörle sindiren, tepeden inmeci ve baskıcı; üstelik bütün bu yaptıklarına karşın bir de kendilerini - halkın dostu- olarak gören ve göstermeye çalışan bir avuç aydındır.
- Açıklama
Bu kitapta Fransız İhtilali'nin en önemli portrelerinden iki isminin; liberal, özgürlükçü, reformist, ılımlı cumhuriyetçi Sieyes ile katı, uzlaşmaz, otoriter, radikal, devrimci cumhuriyetçi Robespierre'in şahsında İhtilal ve sonrasında yapılmak istenenler ayrıntılı olarak inceleme konusu yapılmaktadır. Böylece okuyucu Fransız Devrimi hakkında oldukça ayrıntılı bir şekilde bilgi sahibi olma ve gerçekleri görme olanağına sahip olacaktır.
Madam de Stael'e göre, Sieyes -devrimin ta kendisi- dir. Prelot'nun -liberal devletin gerçek kurucusu-, Touchard'ın -1789'u temsil eden kişi-, Murat Sarıca'nın -Fransız İhtilalini birinci derecede etkileyen düşünür ve siyaset adamı-, Server Tanilli'nin -1789'un kişilikleri arasında en büyüklerden biri hiç kuşkusuz o-, dediği Sieyes'in düşünceleri, 26 Ağustos 1789 tarihli Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'ni şekillendirecektir.
Bununla birlikte İhtilal'den hemen sonra Robespierre liderliğinde Jakobenler tarafından uygulamaya konulan devrimci diktatörlük yönetimi; bu bağlamda muhalefetin kanlı tasfiyesi; sistematik insan hakları ihlalleri; -halka rağmen halk için- geliştirilen yönetim tarzı ve uygulamaları da dikkat çekicidir.Robespierre ve arkadaşları, yöntem olarak, korku ve şiddeti, kan dökmeyi, yani devlet terörünü ve devlet zoruyla Fransız toplumunun dönüşümünü hedeflediler. Onlar, Fransa'da -Terör Dönemi- ( 1792-1794) olarak adlandırılan büyük korku dönemini yaşattılar. - Vatan tehlikede- kuramı çerçevesinde devlet terörünü bir çözüm yolu olarak gördüler ve bir diktatörlük kurdular. Bu dönemde kurulan Devrim Mahkemeleri yoğun bir şekilde çalıştı; giyotin hiç durmadı. Giyotine gönderilenlerin ve kiliselerin mallarına el konuldu ve rejim yandaşlarına dağıtıldı. Jakobenlere göre diktatörlük ve terör, devrimi yaşatmak ve düşmanlarına karşı korumak için zorunlu bir yöntemdir.
Jakobenler; halka inandıklarını, halk adına hareket ettiklerini söyleyen; buna karşın, halka tepeden bakan, halkı cahil gören, ona güvenmeyen ve onu zorla -adam etmeye- çalışan; ona zorla bir ideoloji, bir din, bir yaşam tarzı dayatmaya kalkışan; bunun için de halkı terörle sindiren, tepeden inmeci ve baskıcı; üstelik bütün bu yaptıklarına karşın bir de kendilerini - halkın dostu- olarak gören ve göstermeye çalışan bir avuç aydındır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.