Açlıkİkinci Dünya Savaşı'nda Türkiye'nin Yunanistan'a Yardımları
"...1941-1942 kışını hatırlıyorum, çok soğuk bir kıştı. Ayrıca yiyecek hiçbir şey yoktu. Bir yıl boyunca et, balık, peynir, süt, makarna ve yumurta yiyemedim. Tüm gıdam karavanaydı..."
- Kostas Mitsotakis
"Yunanistandan gelen haberlere göre tüm Yunan nüfusu, dünyanın iki büyük gücüne karşı verilen savaş sonucunda, işgal güçlerinin yağmalarından ve İngiliz ablukasının neden olduğu açlıktan dolayı hayatını kaybetmek üzeredir. Yunan nüfusu yavaş ve işkenceli bir ölüme mahküm edilmiştir. Yunanistan'ın Mihver'e direnişi esnasında onlara ulaşan tek şey dualar..."
- Georgios Christopoulos
Lozan Barış Antlaşması, büyük bir savaşı sona erdirmesine karşın Türkiye ve Yunanistan arasındaki bütün sorunları çözememişti. Ancak 1930'lu yıllarda bu iki ülkenin karizmatik liderleri Atatürk ve Venizelos, akılcı ve gerçekçi bir anlayışın sonucu olarak uzlaşmacı politikalarıyla yeni bir başlangıca ve yakınlaşma dönemine imza attılar. Bu yakınlık İkinci Dünya Savaşı'nda somut olarak kendini gösterecekti. Birinci Dünya Savaşı sonunda istediklerini elde edemeyen ülkeler, İkinci Dünya Savaşı'nın oyun kurucuları olurken, Türkiye ve Yunanistan bu savaşa dahil olmamak için tüm yolları denediler. Türkiye savaş dışı kalmayı başarırken, Yunanistan kendini savaştan koruyamadı ve işgal, abluka, kıtlık ve açlıkla karşı karşıya kaldı. Yunanistan'ın içine düştüğü bu siyasi, ekonomik ve sosyal yıkım, sadece 1941-1943 yıllarını değil, Yunan halkının savaş sonrası günlerini de etkisi altında bıraktı.
İşte bu süreci detaylı bir şekilde konu alan bu kitapta, Yunanistan'da hemen herkesin karanlık bir dönem olarak hafızasına kazınan yıllar incelenmiştir. Buna ek olarak Türk-Yunan yakınlaşmasının somut kanıtı olan Türkiye'nin yardımları da Türkçe, Yunanca ve İngilizce kaynaklara dayalı olarak anlatılmış ve Ege'nin iki yakasında beliren ilişkilerin farklı ve gölgede kalmış bir boyutu ön plana çıkarılmıştır.
- Açıklama
"...1941-1942 kışını hatırlıyorum, çok soğuk bir kıştı. Ayrıca yiyecek hiçbir şey yoktu. Bir yıl boyunca et, balık, peynir, süt, makarna ve yumurta yiyemedim. Tüm gıdam karavanaydı..."
- Kostas Mitsotakis
"Yunanistandan gelen haberlere göre tüm Yunan nüfusu, dünyanın iki büyük gücüne karşı verilen savaş sonucunda, işgal güçlerinin yağmalarından ve İngiliz ablukasının neden olduğu açlıktan dolayı hayatını kaybetmek üzeredir. Yunan nüfusu yavaş ve işkenceli bir ölüme mahküm edilmiştir. Yunanistan'ın Mihver'e direnişi esnasında onlara ulaşan tek şey dualar..."
- Georgios Christopoulos
Lozan Barış Antlaşması, büyük bir savaşı sona erdirmesine karşın Türkiye ve Yunanistan arasındaki bütün sorunları çözememişti. Ancak 1930'lu yıllarda bu iki ülkenin karizmatik liderleri Atatürk ve Venizelos, akılcı ve gerçekçi bir anlayışın sonucu olarak uzlaşmacı politikalarıyla yeni bir başlangıca ve yakınlaşma dönemine imza attılar. Bu yakınlık İkinci Dünya Savaşı'nda somut olarak kendini gösterecekti. Birinci Dünya Savaşı sonunda istediklerini elde edemeyen ülkeler, İkinci Dünya Savaşı'nın oyun kurucuları olurken, Türkiye ve Yunanistan bu savaşa dahil olmamak için tüm yolları denediler. Türkiye savaş dışı kalmayı başarırken, Yunanistan kendini savaştan koruyamadı ve işgal, abluka, kıtlık ve açlıkla karşı karşıya kaldı. Yunanistan'ın içine düştüğü bu siyasi, ekonomik ve sosyal yıkım, sadece 1941-1943 yıllarını değil, Yunan halkının savaş sonrası günlerini de etkisi altında bıraktı.
İşte bu süreci detaylı bir şekilde konu alan bu kitapta, Yunanistan'da hemen herkesin karanlık bir dönem olarak hafızasına kazınan yıllar incelenmiştir. Buna ek olarak Türk-Yunan yakınlaşmasının somut kanıtı olan Türkiye'nin yardımları da Türkçe, Yunanca ve İngilizce kaynaklara dayalı olarak anlatılmış ve Ege'nin iki yakasında beliren ilişkilerin farklı ve gölgede kalmış bir boyutu ön plana çıkarılmıştır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.