“Kırk bin köyün en yoksullarının birinden geliyordu Başaran. Kendi yağiyle kavrulmuş insanların sabırlı sessizliği hâlâ üzerindeydi. Sin sin, için için bakışları, yakalanması güç, ama yakalanınca da insanı birden ısıtan bakışları vardı. Köylünün bahtı gibi kolay kolay açılmaz, ama açıldı mı yaman açılır, birden sözün en acısı veya en tatlısiyle boşanıverirdi.
Başaran'ı tanıdığım zaman daha büyük şehir görmemişti. Hâlâ da görmüş sayılır mı bilmem. Ama bir yeniden doğuşun tozu toprağı... Köylü Başaran bir yandan duvar örmüş, bir yandan düşüncesini dünyaya açmıştı. İlk konuşmamızda kendimi uyanık ve işlek bir zekâ karşısında bulmuştum. İstanbul'da, Ankara'da düşüncenin ve sanatın ne sularda olduğunu biliyordu. Başaran şiire dersten kaçıp gelenlerden değildi. Bu tatlı belayı başına ne zaman sarmıştı bilmem; ama kısa bir zamanda Almancayı söktürdüğü kadar kısa bir zamanda çıraklık devresini geçirmiş, sorumsuz şairanelikten, dumanlı edebiyattan kurtulmuştu. Daha yeni şairleri tanımadan, yeni şiirin aradığı yalın sözü sezinlemişti.”
Sabahattin Eyuboğlu
İçindekiler
Şair Başaran - Sabahattin Eyuboğlu
Mehmet
Sunma
İlan-ı Aşk
Mehmet
İki Elle
Irgat
Azap Ali'nin Dileği
Durum
Bir Güzel Mevsim Önünde
Bir Güzel Mevsim Önünde
Cümlenin Yari
Dadal'ın Sarhoşluğu
Yılın İlk Ürünü
Canyoldaşı
Yaz Yağmuru
Tayfa
Fosforlu Dünya
Perge
Bir Şaşılası Haldir
Benimki
Benimki
Ahlat Ağacı
Kaz Dağı Eteklerinde
Bizim Köyün İmamı
Çarıkların Çıktığı Saatler
Yollarda Şiir
Sana Dair
Öte Köy
Protesto
Erken Öten Horoz
Pazar
Kahve
Korkuluk
Taş Altındaki Kurbağa
Erken Öten Horoz
Karaçalı
Bildiri
Yolculuk
17 Nisan Mektubu
Tabanca
Öykü
Yolculuk
Kafdağı Konuşuyor
Masal
Sofra
Dilimde Bilmediğim Meyvanın Tadı
Maçin
Toprak Ana
Sizi Masallıyorum
Keloğlan
Ali Baba
Dayatma
Kafdağı Konuşuyor
- Açıklama
“Kırk bin köyün en yoksullarının birinden geliyordu Başaran. Kendi yağiyle kavrulmuş insanların sabırlı sessizliği hâlâ üzerindeydi. Sin sin, için için bakışları, yakalanması güç, ama yakalanınca da insanı birden ısıtan bakışları vardı. Köylünün bahtı gibi kolay kolay açılmaz, ama açıldı mı yaman açılır, birden sözün en acısı veya en tatlısiyle boşanıverirdi.
Başaran'ı tanıdığım zaman daha büyük şehir görmemişti. Hâlâ da görmüş sayılır mı bilmem. Ama bir yeniden doğuşun tozu toprağı... Köylü Başaran bir yandan duvar örmüş, bir yandan düşüncesini dünyaya açmıştı. İlk konuşmamızda kendimi uyanık ve işlek bir zekâ karşısında bulmuştum. İstanbul'da, Ankara'da düşüncenin ve sanatın ne sularda olduğunu biliyordu. Başaran şiire dersten kaçıp gelenlerden değildi. Bu tatlı belayı başına ne zaman sarmıştı bilmem; ama kısa bir zamanda Almancayı söktürdüğü kadar kısa bir zamanda çıraklık devresini geçirmiş, sorumsuz şairanelikten, dumanlı edebiyattan kurtulmuştu. Daha yeni şairleri tanımadan, yeni şiirin aradığı yalın sözü sezinlemişti.”
Sabahattin Eyuboğlu
İçindekiler
Şair Başaran - Sabahattin Eyuboğlu
Mehmet
Sunma
İlan-ı Aşk
Mehmet
İki Elle
Irgat
Azap Ali'nin Dileği
DurumBir Güzel Mevsim Önünde
Bir Güzel Mevsim Önünde
Cümlenin Yari
Dadal'ın Sarhoşluğu
Yılın İlk Ürünü
Canyoldaşı
Yaz Yağmuru
Tayfa
Fosforlu Dünya
Perge
Bir Şaşılası HaldirBenimki
Benimki
Ahlat Ağacı
Kaz Dağı Eteklerinde
Bizim Köyün İmamı
Çarıkların Çıktığı Saatler
Yollarda Şiir
Sana Dair
Öte Köy
ProtestoErken Öten Horoz
Pazar
Kahve
Korkuluk
Taş Altındaki Kurbağa
Erken Öten Horoz
Karaçalı
BildiriYolculuk
17 Nisan Mektubu
Tabanca
Öykü
YolculukKafdağı Konuşuyor
Masal
Sofra
Dilimde Bilmediğim Meyvanın Tadı
Maçin
Toprak Ana
Sizi Masallıyorum
Keloğlan
Ali Baba
Dayatma
Kafdağı Konuşuyor
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.