Aile Hukukunda Geçici Hukuki Himaye Tedbirleri
Geçici hukukî himaye tedbirleri Anayasa'nın 36'ncı maddesinde yer alan hak arama özgürlüğünün gerçekleştirilmesi ve adalete erişimin sağlanması bakımından oldukça önemli ve etkin bir işlevi yerine getirirler. Bu önemi nedeni ile son yıllarda hem maddi hukuka hem de şeklî hukuka ilişkin kanun değişikliklerinin neredeyse tamamında geçici hukukî himaye tedbirlerine ilişkin düzenlemeler yapıldığı görülmektedir. Bu kapsamda işaret ettiğimiz tedbirlere ilişkin en geniş hükümlerin aile hukukundan kaynaklanan ilişkilerin düzenlenmesine yönelik olarak sevk edildiğini söylemek mümkündür.
Aile hukuku alanına yönelik bu tedbirlerden bazıları aile içi ilişkilerin daha dava aşamasına gelmeden düzenlenmesi amacına yönelikken bazıları da dava sırasında eşlerin ve çocukların korunmasına yöneliktir. Hatta özellikle zayıf olan eş ile çocukları koruyabilmek adına bu tedbirlerden bazılarının dava sona erdikten sonra da devam ettirildiği veya yeni tedbirlere hükmedildiği görülmektedir. Ailenin korunmasının yanı sıra, özellikle son dönemlerde sosyal bir vakıaya dönüşen kadına karşı şiddet de, acilen önlem alınmasını ve kadının korunması için etkin tedbirlere başvurulmasını zorunlu kılan apayrı bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun yürürlüğe konularak işaret ettiğimiz sorunlar giderilmeye çalışılmıştır. Ne var ki, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra da bu sorunların yeterince çözülemediği ve hatta artarak devam ettiği gözlemlenmektedir.
- Açıklama
Geçici hukukî himaye tedbirleri Anayasa'nın 36'ncı maddesinde yer alan hak arama özgürlüğünün gerçekleştirilmesi ve adalete erişimin sağlanması bakımından oldukça önemli ve etkin bir işlevi yerine getirirler. Bu önemi nedeni ile son yıllarda hem maddi hukuka hem de şeklî hukuka ilişkin kanun değişikliklerinin neredeyse tamamında geçici hukukî himaye tedbirlerine ilişkin düzenlemeler yapıldığı görülmektedir. Bu kapsamda işaret ettiğimiz tedbirlere ilişkin en geniş hükümlerin aile hukukundan kaynaklanan ilişkilerin düzenlenmesine yönelik olarak sevk edildiğini söylemek mümkündür.
Aile hukuku alanına yönelik bu tedbirlerden bazıları aile içi ilişkilerin daha dava aşamasına gelmeden düzenlenmesi amacına yönelikken bazıları da dava sırasında eşlerin ve çocukların korunmasına yöneliktir. Hatta özellikle zayıf olan eş ile çocukları koruyabilmek adına bu tedbirlerden bazılarının dava sona erdikten sonra da devam ettirildiği veya yeni tedbirlere hükmedildiği görülmektedir. Ailenin korunmasının yanı sıra, özellikle son dönemlerde sosyal bir vakıaya dönüşen kadına karşı şiddet de, acilen önlem alınmasını ve kadının korunması için etkin tedbirlere başvurulmasını zorunlu kılan apayrı bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun yürürlüğe konularak işaret ettiğimiz sorunlar giderilmeye çalışılmıştır. Ne var ki, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra da bu sorunların yeterince çözülemediği ve hatta artarak devam ettiği gözlemlenmektedir.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.