%24
Aleksandros ya da Düzmece Yalvaç Lukianos
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
3990000010475
Boyut
14.00x19.00
Sayfa Sayısı
39
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
1997
Çeviren
Ender Varinlioğlu
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
1. Hamur
Dili
Türkçe

Aleksandros ya da Düzmece Yalvaç

9,26TL
6,95TL
%24
Satışta değil
3990000010475
664084
Aleksandros ya da Düzmece Yalvaç
Aleksandros ya da Düzmece Yalvaç
6.95

İnsanlar çok eski çağlardan beri, bir ölünün dirilmesini bekliyordu. Dirilen isterse insan olması, her seferinde içlerinde kendileri için de bir umut ışığı parlıyordu. İşte Aleksandros adında düzmece yalvaç, tanrı Asklepios'un dirileceğini haber verince, ahali büyük bir sevince kapılmış, olayın gerçekleşmesini büyük bir umutla, istekle beklemişti. Bu kez tanrı küçük bir yılan ya da kertenkele yavrusu olarak dünyaya gelmiş, adına yaraşır biçimde kısa sürde alamet bir yaratık olmuştu. Olayın gerçek olduğundan kuşku yoktu. Her şey göz önünde olmuştu. Ateş ile duman gibi, birini ötekinin doğurduğundan kuşku yoktu. Önce küçücük bir yılan ya da kertenkele yavrusu doğmuş, sonra birkaç gün içinde büyük bir yılan olmuştu. Arada olanları gören mi vardı? Öyleyse, bu tanrı işiydi. Bir de yılan ağzını açıp dilini oynatıyor, konuşuyorsa, artık onun tanrı olduğundan kuşku olamazdı. İnsanlar inanmaya o denli istekli olunca, dumanı çıkaracak birisi de bulunur. Öyküde okuyacağınız gibi, Aleksandros bu işte en yetkin kişidir. Daha önce de benzer yöntemlerle insanları çok aldatmış, bu işte usta olmuştur. Bu kez büyük oynar ve kazanır. Bir kez başarınca, işini büyütür. Küçük bir kentten ünü bölgeye yayılır, giderek İmparatorluğun başkentinde bile adını duyurur. Lukianos gibilerin demeleri, yazmaları kar etmez. Aleksandros alacağını elde eder; öldükten sonra, zaten, tufandır. Kurduğu tapınma bir zaman sürer, sonra dağılıp gider. İşte Lukianos'un etkisi o zaman belli olur. Aradan 1800 yıl geçer, Lukianos çağlar sonra okunur. Ancak, eskiden şöyle bir olay olmuş, Aleksandros adında düzemece yalvaç varmış, diye meraktan deği, ortaya çıkan yeni tapınmalar, tarikatlar, ocaklar, falcılar, okuyup üfleyenler, gaipten haber verenler, medyumlar, ibişler, muska yazanlar, mehdiler ibret olsun diye okunur. Yurttaşımız Lukianos'un dediği gibi, "bu yazı kiminin yanlış inançlarını çürütecek, doğru düşünenlerin de düşüncelerini pekiştirecektir."

  • Açıklama
    • İnsanlar çok eski çağlardan beri, bir ölünün dirilmesini bekliyordu. Dirilen isterse insan olması, her seferinde içlerinde kendileri için de bir umut ışığı parlıyordu. İşte Aleksandros adında düzmece yalvaç, tanrı Asklepios'un dirileceğini haber verince, ahali büyük bir sevince kapılmış, olayın gerçekleşmesini büyük bir umutla, istekle beklemişti. Bu kez tanrı küçük bir yılan ya da kertenkele yavrusu olarak dünyaya gelmiş, adına yaraşır biçimde kısa sürde alamet bir yaratık olmuştu. Olayın gerçek olduğundan kuşku yoktu. Her şey göz önünde olmuştu. Ateş ile duman gibi, birini ötekinin doğurduğundan kuşku yoktu. Önce küçücük bir yılan ya da kertenkele yavrusu doğmuş, sonra birkaç gün içinde büyük bir yılan olmuştu. Arada olanları gören mi vardı? Öyleyse, bu tanrı işiydi. Bir de yılan ağzını açıp dilini oynatıyor, konuşuyorsa, artık onun tanrı olduğundan kuşku olamazdı. İnsanlar inanmaya o denli istekli olunca, dumanı çıkaracak birisi de bulunur. Öyküde okuyacağınız gibi, Aleksandros bu işte en yetkin kişidir. Daha önce de benzer yöntemlerle insanları çok aldatmış, bu işte usta olmuştur. Bu kez büyük oynar ve kazanır. Bir kez başarınca, işini büyütür. Küçük bir kentten ünü bölgeye yayılır, giderek İmparatorluğun başkentinde bile adını duyurur. Lukianos gibilerin demeleri, yazmaları kar etmez. Aleksandros alacağını elde eder; öldükten sonra, zaten, tufandır. Kurduğu tapınma bir zaman sürer, sonra dağılıp gider. İşte Lukianos'un etkisi o zaman belli olur. Aradan 1800 yıl geçer, Lukianos çağlar sonra okunur. Ancak, eskiden şöyle bir olay olmuş, Aleksandros adında düzemece yalvaç varmış, diye meraktan deği, ortaya çıkan yeni tapınmalar, tarikatlar, ocaklar, falcılar, okuyup üfleyenler, gaipten haber verenler, medyumlar, ibişler, muska yazanlar, mehdiler ibret olsun diye okunur. Yurttaşımız Lukianos'un dediği gibi, "bu yazı kiminin yanlış inançlarını çürütecek, doğru düşünenlerin de düşüncelerini pekiştirecektir."

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat