Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786055618018
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
232
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2009-08
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
Altı Eylül ve Dionis Efendi
Yazar:
Tuna Akansu
Yayınevi : Cinius Yayınları
70,00TL
45,50TL
%35
Satışta değil
9786055618018
442194
https://www.kitapburada.com/kitap/alti-eylul-ve-dionis-efendi
Altı Eylül ve Dionis Efendi
45.50
Severek yaşamak varken, neden anlamsız savaşlar çıkar? Neden kahkaha atılan evlere hüzün dolar? Altı Eylül‘de eli sopalı adamlar, İstanbul‘da Rumların neşeleri pencerelerinden taşan evlerine, iş yerlerine saldırır. Dionis Efendi kilisede kırılan cam parçalarının, yerlere savrulan mumların arasında, karşı konulmaz üzüntüler yaşar:"Ben Arnavut kaldırımlı sokağın küçük bir taşıyım. Ama her sokakta varım. İstanbul bir masa, ben o masanın örtüsü, zeytini, bir mezesiyim..." "Keşke birbirine dalaşanlar, ufak hesapların savaşını verenler, sevdanın yetmiş yaşlarında bulduğu saz grubu Ağustos Böcekleri gibi hayatın mutluluk alınacak yanlarını görebilseler.Ve hüsran yüreklerine düşünce, onlar aralarında dertleşirler:?Şu dünyayı kendimiz için yaşayıp, hiç bu kadar güzel görmemiştik"Mutluluğun aldatmacalı yanını yakalayan Kamil‘in duygularında, bahar çiçekleri açar. Sıkıntılarını, hırıltılı nefesine karışan sözleri açığa vurur:"Bu kadının hülyalarımda yaşattığım kadın olmadığını, bilmediğimi mi sanıyorsun? Bir kandırmacanın içinde geçen günler, beni mesut etti" Ne kadar dertsiz de olsanız, günün birinde işiniz devlet dairelerine düşer. Ve dilekçeler elde, ağızlarda sabır duaları, vücutlar yorgun, gözler bezgin, kapı kapı dolaşmaktan başka çare kalmaz...
- Açıklama
- Severek yaşamak varken, neden anlamsız savaşlar çıkar? Neden kahkaha atılan evlere hüzün dolar? Altı Eylül‘de eli sopalı adamlar, İstanbul‘da Rumların neşeleri pencerelerinden taşan evlerine, iş yerlerine saldırır. Dionis Efendi kilisede kırılan cam parçalarının, yerlere savrulan mumların arasında, karşı konulmaz üzüntüler yaşar:"Ben Arnavut kaldırımlı sokağın küçük bir taşıyım. Ama her sokakta varım. İstanbul bir masa, ben o masanın örtüsü, zeytini, bir mezesiyim..." "Keşke birbirine dalaşanlar, ufak hesapların savaşını verenler, sevdanın yetmiş yaşlarında bulduğu saz grubu Ağustos Böcekleri gibi hayatın mutluluk alınacak yanlarını görebilseler.Ve hüsran yüreklerine düşünce, onlar aralarında dertleşirler:?Şu dünyayı kendimiz için yaşayıp, hiç bu kadar güzel görmemiştik"Mutluluğun aldatmacalı yanını yakalayan Kamil‘in duygularında, bahar çiçekleri açar. Sıkıntılarını, hırıltılı nefesine karışan sözleri açığa vurur:"Bu kadının hülyalarımda yaşattığım kadın olmadığını, bilmediğimi mi sanıyorsun? Bir kandırmacanın içinde geçen günler, beni mesut etti" Ne kadar dertsiz de olsanız, günün birinde işiniz devlet dairelerine düşer. Ve dilekçeler elde, ağızlarda sabır duaları, vücutlar yorgun, gözler bezgin, kapı kapı dolaşmaktan başka çare kalmaz...
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.