1905 yılı Çarlık Rusya'sı için çok sıkıntılı geçti. 1917'deki devrimin ayak seslerinin çok net bir şekilde duyulduğu bu yıl, Rusya'da çok önemli olaylar cereyan etti. Maksim Gorki, 1906 yılında kaleme aldığı, toplumcu gerçekçi edebiyatın ilk örneklerinden sayılan “Ana” adlı yapıtıyla 1905 yılının çalkantılarını ustalıkla resmetti. Rus köylülerinin ve işçilerinin ağır yaşam şartlarını, çarlık rejiminin baskılarını, burjuva ve aristokrasinin sosyal yapısını, yeni yeni filizlenmeye başlayan sosyalist hareketin Rus toplumunda bulduğu karşılığı, yeni doğmakta olan bir toplumun düşünce biçimini ortaya koyan “Ana”, yayımlandığı yıl bütün dünyada yankı uyandırmış ve günümüze kadar dünya edebiyatının en önemli klasikleri arasında sayılmıştır.
Bütün bu haksızlık, yoksulluk altında inleyenler, bütün ulus, kendileri için Sibirya ovalarında, mahpushanelerde, darağaçlarında can veren mazlumlar için ayağa kalkmalıdır. Bu zavallılar hiçbir zaman kendi çıkarları uğruna çalışmış değillerdir. Onlar, insanlığı mutluluğa ulaştıran yolun hangisi olduğunu açıklıyorlar; hangi yolun iyi, hangi yolun kötü olduğunu gösteriyorlar! Hiç kimseyi kendilerine katılmaya zorlamıyorlar. Herkes, onlara kendi vicdanına, inanına uyarak katılıyor, bir kez onların arasına karışmış olanlar bir daha ayrılmıyorlar. Çünkü o zaman görülüyor ki hak onlardadır, gidilen yolların en iyisi onların yoludur. Hiçbir zaman başka bir yol bulmak elde değildir.
- Açıklama
1905 yılı Çarlık Rusya'sı için çok sıkıntılı geçti. 1917'deki devrimin ayak seslerinin çok net bir şekilde duyulduğu bu yıl, Rusya'da çok önemli olaylar cereyan etti. Maksim Gorki, 1906 yılında kaleme aldığı, toplumcu gerçekçi edebiyatın ilk örneklerinden sayılan “Ana” adlı yapıtıyla 1905 yılının çalkantılarını ustalıkla resmetti. Rus köylülerinin ve işçilerinin ağır yaşam şartlarını, çarlık rejiminin baskılarını, burjuva ve aristokrasinin sosyal yapısını, yeni yeni filizlenmeye başlayan sosyalist hareketin Rus toplumunda bulduğu karşılığı, yeni doğmakta olan bir toplumun düşünce biçimini ortaya koyan “Ana”, yayımlandığı yıl bütün dünyada yankı uyandırmış ve günümüze kadar dünya edebiyatının en önemli klasikleri arasında sayılmıştır.
Bütün bu haksızlık, yoksulluk altında inleyenler, bütün ulus, kendileri için Sibirya ovalarında, mahpushanelerde, darağaçlarında can veren mazlumlar için ayağa kalkmalıdır. Bu zavallılar hiçbir zaman kendi çıkarları uğruna çalışmış değillerdir. Onlar, insanlığı mutluluğa ulaştıran yolun hangisi olduğunu açıklıyorlar; hangi yolun iyi, hangi yolun kötü olduğunu gösteriyorlar! Hiç kimseyi kendilerine katılmaya zorlamıyorlar. Herkes, onlara kendi vicdanına, inanına uyarak katılıyor, bir kez onların arasına karışmış olanlar bir daha ayrılmıyorlar. Çünkü o zaman görülüyor ki hak onlardadır, gidilen yolların en iyisi onların yoludur. Hiçbir zaman başka bir yol bulmak elde değildir.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.