Anayasa Yargısında Ön-Denetim
Çoğu zaman akademik yazında en zor şeyin, “giriş” ve “sonuç” bölümlerinin yazımı olduğu söylenir ki bu yargının, en azından kendi adıma, hatalı ya da haksız olduğunu söyleyemem. Açıkçası beni onlar kadar zorlayan bir diğer husus, önsöz yazmak. Sürekli kaçtığım “önsöz” yazma işinden artık kaçacak alanım kalmayınca; “nerden başlayacağım”, “çalışmanın konusuyla alakalı kısa da olsa bilgi vermeli miyim” ya da “nasıl bir üslupla yazmalıyım” türünden sorularla muhatap olmak zorunda kaldım kendi içimde. Önsöz yazmaya dönük isteksizliğin altında, bir önceki kitapta olabildiğince titizlenmeme rağmen, çalışmaya desteğini sunan bir çalışma arkadaşıma teşekkürü unutmamın etkisi büyük. Bir daha karşı karşıya kalmak istemediğim bu ihtimal, apaçık karşımda yine. Bu nedenle, daha başlarken, ola ki emeği geçen birine teşekkür etmeyi unutursam, şimdiden kendisinin affına sığınıyor ve daha baştan emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Akademik dil (özellikle hukuk alanında), “mesafeli, soğuk ve kişiliksiz olmalıdır” yaklaşımıyla aram hiç iyi olmadı. Zaten bugüne dek aldığım eleştirilerin önemli bir bölümü de buna ilişkindi. Yazılan metinlerin ardında, ne kadar inkar edilirse edilsin, kişiler vardır, kişilikler vardır. Dolayısıyla bir eserin, üstünde yazan isimle sınırlı kalmaksızın, sahibini bir şekilde hissettirmesi gerektiğine inanmaktayım. Akademik yazım yaklaşımı içinde dahi, bunu çok güçlü şekilde hissettiren yazarlara gıpta ile baktığımı söylemem gerekir. Bu çalışmanın ana metninde, klasik yaklaşıma olabildiğince riayet edildiğini belirtmek isterim. Bu eserde bunları ifade edebileceğim tek yer, önsöz olduğu için burada yazıyorum. Önsözü bu şekilde kaleme alabilmem, biraz da Ömer Madra'nın doktora tezinin önsözünden kaynaklı. Elinizde tuttuğunuz bu çalışma, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı bünyesinde yazmış olduğum doktora tezinin; gözden geçirilmiş, küçük çaplı ekleme ve düzeltmeler içeren halidir. Söz konusu düzeltmeler, basit ve işin esasına müteallik olmayan bir iki istisna dışında, neredeyse tamamen yazım ve biçim hatalarına dönüktür.
- Açıklama
Çoğu zaman akademik yazında en zor şeyin, “giriş” ve “sonuç” bölümlerinin yazımı olduğu söylenir ki bu yargının, en azından kendi adıma, hatalı ya da haksız olduğunu söyleyemem. Açıkçası beni onlar kadar zorlayan bir diğer husus, önsöz yazmak. Sürekli kaçtığım “önsöz” yazma işinden artık kaçacak alanım kalmayınca; “nerden başlayacağım”, “çalışmanın konusuyla alakalı kısa da olsa bilgi vermeli miyim” ya da “nasıl bir üslupla yazmalıyım” türünden sorularla muhatap olmak zorunda kaldım kendi içimde. Önsöz yazmaya dönük isteksizliğin altında, bir önceki kitapta olabildiğince titizlenmeme rağmen, çalışmaya desteğini sunan bir çalışma arkadaşıma teşekkürü unutmamın etkisi büyük. Bir daha karşı karşıya kalmak istemediğim bu ihtimal, apaçık karşımda yine. Bu nedenle, daha başlarken, ola ki emeği geçen birine teşekkür etmeyi unutursam, şimdiden kendisinin affına sığınıyor ve daha baştan emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Akademik dil (özellikle hukuk alanında), “mesafeli, soğuk ve kişiliksiz olmalıdır” yaklaşımıyla aram hiç iyi olmadı. Zaten bugüne dek aldığım eleştirilerin önemli bir bölümü de buna ilişkindi. Yazılan metinlerin ardında, ne kadar inkar edilirse edilsin, kişiler vardır, kişilikler vardır. Dolayısıyla bir eserin, üstünde yazan isimle sınırlı kalmaksızın, sahibini bir şekilde hissettirmesi gerektiğine inanmaktayım. Akademik yazım yaklaşımı içinde dahi, bunu çok güçlü şekilde hissettiren yazarlara gıpta ile baktığımı söylemem gerekir. Bu çalışmanın ana metninde, klasik yaklaşıma olabildiğince riayet edildiğini belirtmek isterim. Bu eserde bunları ifade edebileceğim tek yer, önsöz olduğu için burada yazıyorum. Önsözü bu şekilde kaleme alabilmem, biraz da Ömer Madra'nın doktora tezinin önsözünden kaynaklı. Elinizde tuttuğunuz bu çalışma, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı bünyesinde yazmış olduğum doktora tezinin; gözden geçirilmiş, küçük çaplı ekleme ve düzeltmeler içeren halidir. Söz konusu düzeltmeler, basit ve işin esasına müteallik olmayan bir iki istisna dışında, neredeyse tamamen yazım ve biçim hatalarına dönüktür.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.