%30
Anısı Bizdik Bu Kentin %15 indirimli Sinan Öztürk
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789944115476
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
236
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
2
Basım Tarihi
2018-06
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Anısı Bizdik Bu Kentin

36,00TL
25,20TL
%30
Satışta değil
9789944115476
431418
Anısı Bizdik Bu Kentin
Anısı Bizdik Bu Kentin
25.20

Edip Cansever, bir şiirinde ‘‘İnsan yaşadığı yere benzer'' der.

Yaşadığı şehre benzeyen insanlar, şehir değiştikçe ne kadar değişmektedirler? İnsanlar mı yaşadıkları şehirleri kendilerine benzetirler, yoksa şehirler mi insanları kendisine benzetir? Doğup büyüdüğü şehrin geçirdiği travmaları içinde hissederek yaşayan insanların hikâyesini göreceksiniz bu kitapta.

Romanın kurgusu, bilinen en eski yerleşim merkezlerinden olan Trabzon'un, 80'lerin başına kadar yaşadığı değişimin biraz köklerine inmek, orada gezinirken bugünle köprü kurmak, şehrin yaşadığı acıları bir keskin bıçak gibi kalbinde taşıyan yazarın, bu şehirle hesaplaşması üzerine kurulmuş. Yüzyıllar içerisinde oluşmuş kimliğini hızla kaybeden şehir, başkalaşarak kendinden uzaklaşıp, rengini, çok kültürlülüğünü ve giderek de doğal tipolojisini terk ederken, korku dolu günlerin ve ümitsiz aşkların arasından süzülüp gelen hayatlara dair

kalıntılar arasında şehrin nostaljik semtleri olan Soğuksu'ya, Kemeraltı'na, Pazarkapı'ya, Mumhaneönü'ne, Boztepe'ye düşüyor yolu yazarın. Eskinin sadece yıkılıp yok edildiği, yenininse kendisine benzemediği şehrin

sokaklarını adımlarken, geçmişin gölgesinde bugünü yaşamanın buruk hüznünü süren sokakların, terkedilmiş, yıkılmış evlerin, kurumuş ağaçların, odun ve kömür deposuna dönmüş bahçelerin yalnızlığıyla daha da yalnızlaşıyor. Ama esas yalnızlaşmak, kendi şehrine uzaklaşmakla başlıyor.

  • Açıklama
    • Edip Cansever, bir şiirinde ‘‘İnsan yaşadığı yere benzer'' der.

      Yaşadığı şehre benzeyen insanlar, şehir değiştikçe ne kadar değişmektedirler? İnsanlar mı yaşadıkları şehirleri kendilerine benzetirler, yoksa şehirler mi insanları kendisine benzetir? Doğup büyüdüğü şehrin geçirdiği travmaları içinde hissederek yaşayan insanların hikâyesini göreceksiniz bu kitapta.

      Romanın kurgusu, bilinen en eski yerleşim merkezlerinden olan Trabzon'un, 80'lerin başına kadar yaşadığı değişimin biraz köklerine inmek, orada gezinirken bugünle köprü kurmak, şehrin yaşadığı acıları bir keskin bıçak gibi kalbinde taşıyan yazarın, bu şehirle hesaplaşması üzerine kurulmuş. Yüzyıllar içerisinde oluşmuş kimliğini hızla kaybeden şehir, başkalaşarak kendinden uzaklaşıp, rengini, çok kültürlülüğünü ve giderek de doğal tipolojisini terk ederken, korku dolu günlerin ve ümitsiz aşkların arasından süzülüp gelen hayatlara dair

      kalıntılar arasında şehrin nostaljik semtleri olan Soğuksu'ya, Kemeraltı'na, Pazarkapı'ya, Mumhaneönü'ne, Boztepe'ye düşüyor yolu yazarın. Eskinin sadece yıkılıp yok edildiği, yenininse kendisine benzemediği şehrin

      sokaklarını adımlarken, geçmişin gölgesinde bugünü yaşamanın buruk hüznünü süren sokakların, terkedilmiş, yıkılmış evlerin, kurumuş ağaçların, odun ve kömür deposuna dönmüş bahçelerin yalnızlığıyla daha da yalnızlaşıyor. Ama esas yalnızlaşmak, kendi şehrine uzaklaşmakla başlıyor.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat