Aristoteles'ten Newton'a Paradigmatik Bilim Tarihi
Bilimin, özellikle doğa bilimlerinin gelişimi, düşünürleri bilimi anlama etkinliği olarak tanımlanabilecek bilim felsefesi alanında yeni ve farklı görüşler oluşturmaya itmiştir. Bu tartışma süreci, bilimin işleyişi, onun mantıksal yapısının neliği, sonuçlarının sorgulanması gibi konuların yanı sıra bilimin diğer alanlarla ilişkisi, bilim sürecine etki eden faktörlerin araştırılması ile ilgili sorunları da gündeme getirmiştir.
Bir bütün olarak bilim etkinliğine tarihsel, bağlamsal, kimi zamanda toplumbilimsel yönlerini öne çıkararak yaklaşmış olan post-pozitivist bilim felsefecileri, bilim tarihini bütün incelikleriyle mercek altına almadan bilimi anlamaya çalışmış olan bütün bilim felsefesi çalışmalarının başarısız olmaya mahkûm olduğu saptamasında bulunmuşlardır.
İlk paradigmanın ortaya çıkmasının ardından gelen olağan bilim döneminde ise, olağan bilimin en önemli etkinliği ve belirgin hali olan “bulmacalar“, “bulmaca-çözücüler“ ve oluşturdukları “bilimsel topluluklar“ ele alınmıştır. Ayrıca, paradigma öncesi dönemdeki okullar içinde güçlükle bulabildiğimiz bilimsel ilerlemenin Aristoteles sonrası Antik Yunan, Hellenistik Dönem, Geç Antik Çağ, Orta Çağ Hıristiyan Uygarlığı, İslam Uygarlığı gibi farklı tarih ve kültürlerde bile varlığını sürdürebildiğinin belirlenimi, bu çalışmanın bir başka önemli yanını oluşturmaktadır. Bu belirlenim devinim çalışmalarında, olağan bilim etkinliklerinin Kuhn'un belirlediği çerçevede bütün açıklığıyla yaşanmış olduğunu ortaya çıkarmıştır.
- Açıklama
Bilimin, özellikle doğa bilimlerinin gelişimi, düşünürleri bilimi anlama etkinliği olarak tanımlanabilecek bilim felsefesi alanında yeni ve farklı görüşler oluşturmaya itmiştir. Bu tartışma süreci, bilimin işleyişi, onun mantıksal yapısının neliği, sonuçlarının sorgulanması gibi konuların yanı sıra bilimin diğer alanlarla ilişkisi, bilim sürecine etki eden faktörlerin araştırılması ile ilgili sorunları da gündeme getirmiştir.
Bir bütün olarak bilim etkinliğine tarihsel, bağlamsal, kimi zamanda toplumbilimsel yönlerini öne çıkararak yaklaşmış olan post-pozitivist bilim felsefecileri, bilim tarihini bütün incelikleriyle mercek altına almadan bilimi anlamaya çalışmış olan bütün bilim felsefesi çalışmalarının başarısız olmaya mahkûm olduğu saptamasında bulunmuşlardır.
İlk paradigmanın ortaya çıkmasının ardından gelen olağan bilim döneminde ise, olağan bilimin en önemli etkinliği ve belirgin hali olan “bulmacalar“, “bulmaca-çözücüler“ ve oluşturdukları “bilimsel topluluklar“ ele alınmıştır. Ayrıca, paradigma öncesi dönemdeki okullar içinde güçlükle bulabildiğimiz bilimsel ilerlemenin Aristoteles sonrası Antik Yunan, Hellenistik Dönem, Geç Antik Çağ, Orta Çağ Hıristiyan Uygarlığı, İslam Uygarlığı gibi farklı tarih ve kültürlerde bile varlığını sürdürebildiğinin belirlenimi, bu çalışmanın bir başka önemli yanını oluşturmaktadır. Bu belirlenim devinim çalışmalarında, olağan bilim etkinliklerinin Kuhn'un belirlediği çerçevede bütün açıklığıyla yaşanmış olduğunu ortaya çıkarmıştır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.