Arşiv Belgelerinde Van Ermeni İsyanları
Van'ın Ermeniler için, coğrafi konumundan başka, isyan ve ihtilale elverişli daha başka özellikleri de vardır. Nüfusun % 20'sine yakın bir Ermeni azınlığı vardı. Ermeniler Van'ın geniş ve verimli topraklarının sahibidirler. Türklerden daha zengindirler, şehirdeki ticaret ellerindedir. Türklerin bir bölümü verimsiz topraklarda ziraat yaptıklarından, Ermeni köylülerine göre yoksul durumdadırlar. Ekonomik ve ticari bakımından Ermenilerin hayat şartları Müslüman ahalinin hayat şartlarından çok iyi idi. Son zamanlara kadar, özellikle Ermeni komitacılığın başlamasında önce iki halk arasında sosyal ve ekonomik ilişkiler iyi durumdaydı. Herkes işinde gücünde çalışıyor, iyi komşuluk ilişkileri sürdürülüyordu. Van'da Ermeni olayları başlamadan öncesine bakılacak olursa, her yönden tam bir huzur ortamı mevcuttu. Ne Türklerden ve ne de Ermenilerden toplum huzurunu bozucu önemli bir olay meydana gelmemiştir.
Van'da zaman zaman küçük çaplı anlaşmazlıklar dışında Türklerle Ermeniler arasında büyük boyutlu milliyet çatışmaları görülmezdi. Bu durum yabancı güçlerin karışmasıyla bozulmaya başladı. Türklerle bütünleşmiş ve onlardan kopmak istemeyen Ermeniler hunharca katledildi. Yaşlı, genç, kadın, çocuk demeden işbirlikçi olarak adlandırılan Ermeni vatandaşlar katledildiler. Çünkü Ermeni komitacıları bu insanları davaları için büyük engel olarak görüyorlardı. Gerçekten de onlar kavga istemiyorlardı ve Türk Devletine bağlıydılar. Fakat savunmasız oldukları için fazla bir direniş gösteremediler. Güvenlik güçleri onları korumakta güçlük çekiyordu. Çünkü iç bir mesele olduğu için faaller yakalanamıyordu. Siyasi cinayetler devlet güçlerine fatura ediliyordu. Ermeni komitacıları kendi aralarındaki iç meselelerini bu şekilde çözümledikten sonra saldırılarını devlet güçlerine karşı yönetmeye başladılar. Ermeni komiteleri, bu duruma rağmen bölgede daima asayişsizlik bulunduğu şayiasını yaymayı kendileri için yararlı görüyorlardı. Çünkü böylece maksatlarına ulaşacaklarını, yıllardan beri arkasından koştukları yabancı müdahalesini sağlayarak muhtariyete kavuşacaklarını umuyorlardı. İşte bu durum Van'da kan ve ateş çemberinin doğmasına ve binlerce masum insanın ölmesine, ölmeyenlerin sefalet içerisine düşmesine ve sonuçta hicret olayının yaşanmasına sebep olmuştur. Bu talihsiz insanların hatırası önünde saygıyla eğilmeyi bir borç bilirim.
- Açıklama
Van'ın Ermeniler için, coğrafi konumundan başka, isyan ve ihtilale elverişli daha başka özellikleri de vardır. Nüfusun % 20'sine yakın bir Ermeni azınlığı vardı. Ermeniler Van'ın geniş ve verimli topraklarının sahibidirler. Türklerden daha zengindirler, şehirdeki ticaret ellerindedir. Türklerin bir bölümü verimsiz topraklarda ziraat yaptıklarından, Ermeni köylülerine göre yoksul durumdadırlar. Ekonomik ve ticari bakımından Ermenilerin hayat şartları Müslüman ahalinin hayat şartlarından çok iyi idi. Son zamanlara kadar, özellikle Ermeni komitacılığın başlamasında önce iki halk arasında sosyal ve ekonomik ilişkiler iyi durumdaydı. Herkes işinde gücünde çalışıyor, iyi komşuluk ilişkileri sürdürülüyordu. Van'da Ermeni olayları başlamadan öncesine bakılacak olursa, her yönden tam bir huzur ortamı mevcuttu. Ne Türklerden ve ne de Ermenilerden toplum huzurunu bozucu önemli bir olay meydana gelmemiştir.
Van'da zaman zaman küçük çaplı anlaşmazlıklar dışında Türklerle Ermeniler arasında büyük boyutlu milliyet çatışmaları görülmezdi. Bu durum yabancı güçlerin karışmasıyla bozulmaya başladı. Türklerle bütünleşmiş ve onlardan kopmak istemeyen Ermeniler hunharca katledildi. Yaşlı, genç, kadın, çocuk demeden işbirlikçi olarak adlandırılan Ermeni vatandaşlar katledildiler. Çünkü Ermeni komitacıları bu insanları davaları için büyük engel olarak görüyorlardı. Gerçekten de onlar kavga istemiyorlardı ve Türk Devletine bağlıydılar. Fakat savunmasız oldukları için fazla bir direniş gösteremediler. Güvenlik güçleri onları korumakta güçlük çekiyordu. Çünkü iç bir mesele olduğu için faaller yakalanamıyordu. Siyasi cinayetler devlet güçlerine fatura ediliyordu. Ermeni komitacıları kendi aralarındaki iç meselelerini bu şekilde çözümledikten sonra saldırılarını devlet güçlerine karşı yönetmeye başladılar. Ermeni komiteleri, bu duruma rağmen bölgede daima asayişsizlik bulunduğu şayiasını yaymayı kendileri için yararlı görüyorlardı. Çünkü böylece maksatlarına ulaşacaklarını, yıllardan beri arkasından koştukları yabancı müdahalesini sağlayarak muhtariyete kavuşacaklarını umuyorlardı. İşte bu durum Van'da kan ve ateş çemberinin doğmasına ve binlerce masum insanın ölmesine, ölmeyenlerin sefalet içerisine düşmesine ve sonuçta hicret olayının yaşanmasına sebep olmuştur. Bu talihsiz insanların hatırası önünde saygıyla eğilmeyi bir borç bilirim.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.