Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786055314002
Boyut
140-210
Sayfa Sayısı
180
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2011
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
9786055314002
551676
https://www.kitapburada.com/kitap/ask-derdi
Aşk Derdi Mesneviden Hikayeler
5.60
İnsan bir güzeli sevip sevdası aşk boyutuna erişirse âlemin her zerresi ona sevgilisini hatırlatır. Gündüzlerin nuraniliği, onun parlak yüzünü; gecelerin zulmânî rengi, onun siyah saçlarını hatırlatır. Rüzgârın hafif esintisi, onun teneffüsü; şimşek ışığının ufuklar üstünde görünmesi, onun tebessümünün parıltısını hatırlatır. Âşığın nazarında kâinat maşukundan ibaret görünür, hatta kendini bile mâşuku şeklinde tahayyül eder. Aşk, sevenin sevgilisinde kendini yok etmesi; öyle ki, âşığın yok, sadece mâşûkun var olması, her şeyin ondan ibâret olması hâlidir. Mevlânâ nazarında, uğruna bir ömür bağışlanan, yanıp yakınılan eşsiz sevgili, Allah'tır. Gerçek ilhama mazhar olmuş ve gerçek yokluğu zevk edinmiş âşıkların en büyük arzusu, "ilahî vuslat"tır. Bu yolun coşkun âşığı olan, aşktan doğup, aşkla yoğrulan Mevlânâ; "Bizim Peygamberimizin yolu, aşk yoludur. Biz aşk çocuklarıyız, aşk bizim anamızdır." der ve hakiki diriliğin aşkta yok olmakla mümkün olabileceğini söyler. Mecâzî aşk, hakikî aşkın köprüsü olduğu için Mevlânâ, "Âşıklık ne suretle olursa olsun bizim için hakikat rehberidir." demektedir. Kısaca aşkın tercümanı ve âşıkların sultanı olan Mevlânâ, aşkın yoluna koyulmayı ve aşkı şiar edinmeyi öğütlemektedir; dertlenmeyi, aşkın ateşinde yanmayı, benlik duygusundan sıyrılmayı tavsiye etmektedir. O nedenle bir aşk, bin takvadan yeğdir. Mihnetsiz ve sevdasız aşk yolcusu olmak nafiledir. Zira aşk, sevgiliden başka ne varsa hepsini yakan bir alevdir. Aşkın şarabını içen kişi için ise başka şaraba ihtiyaç kalmaz.
- Açıklama
- İnsan bir güzeli sevip sevdası aşk boyutuna erişirse âlemin her zerresi ona sevgilisini hatırlatır. Gündüzlerin nuraniliği, onun parlak yüzünü; gecelerin zulmânî rengi, onun siyah saçlarını hatırlatır. Rüzgârın hafif esintisi, onun teneffüsü; şimşek ışığının ufuklar üstünde görünmesi, onun tebessümünün parıltısını hatırlatır. Âşığın nazarında kâinat maşukundan ibaret görünür, hatta kendini bile mâşuku şeklinde tahayyül eder. Aşk, sevenin sevgilisinde kendini yok etmesi; öyle ki, âşığın yok, sadece mâşûkun var olması, her şeyin ondan ibâret olması hâlidir. Mevlânâ nazarında, uğruna bir ömür bağışlanan, yanıp yakınılan eşsiz sevgili, Allah'tır. Gerçek ilhama mazhar olmuş ve gerçek yokluğu zevk edinmiş âşıkların en büyük arzusu, "ilahî vuslat"tır. Bu yolun coşkun âşığı olan, aşktan doğup, aşkla yoğrulan Mevlânâ; "Bizim Peygamberimizin yolu, aşk yoludur. Biz aşk çocuklarıyız, aşk bizim anamızdır." der ve hakiki diriliğin aşkta yok olmakla mümkün olabileceğini söyler. Mecâzî aşk, hakikî aşkın köprüsü olduğu için Mevlânâ, "Âşıklık ne suretle olursa olsun bizim için hakikat rehberidir." demektedir. Kısaca aşkın tercümanı ve âşıkların sultanı olan Mevlânâ, aşkın yoluna koyulmayı ve aşkı şiar edinmeyi öğütlemektedir; dertlenmeyi, aşkın ateşinde yanmayı, benlik duygusundan sıyrılmayı tavsiye etmektedir. O nedenle bir aşk, bin takvadan yeğdir. Mihnetsiz ve sevdasız aşk yolcusu olmak nafiledir. Zira aşk, sevgiliden başka ne varsa hepsini yakan bir alevdir. Aşkın şarabını içen kişi için ise başka şaraba ihtiyaç kalmaz.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.