Atatürk Dönemi Türk Deniz Politikası 1923-19381923-1938
Cumhuriyetin ilan edilmesiyle birlikte Türkiye tarihinde yeni bir dönem başladı. Kurtuluş Savaşını yöneten kadroların öncülüğünde gerçekleştirilen ekonomik, siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel köklü dönüşümlerle 1923-1938 dönemi, çağdaş Türkiye'nin kuruluş sürecidir.
Diğer alanlarda olduğu gibi denizcilik alanında da ulusal bir politika oluşturmak, bu sürecin bir parçasıdır. Bu bağlamda, Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı döneminde (29 Ekim 1923-10 Kasım 1938) Türk denizciliğini siyasal, ekonomik, savunma ve uluslararası ilişkiler yönleriyle incelemek bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Yeni siyasal düzeni kuranlar için çözülmesi gereken temel sorun, uzun süredir deniz ilgi ve çıkarları gibi kritik bir algılamadan uzak kalmış devlet yaklaşımını terk ederek devletin deniz ülkesinde egemenliğini yeniden tesis etmekti. O nedenle denizcilik de bu süreçte, Türk tarihinin başka hiçbir döneminde olmadığı ölçüde Özel bir anlam ve konuma sahip olmuştur.
Sonuçta ortaya Cumhuriyetin ilanının hemen ardından başlayan, 1930'lu yılların sonlarında tamamlanarak son biçimini alan, gerek siyasal, gerek ekonomik ve gerekse askeri alanda, gözle görülür, elle tutulur ulusal bir deniz politikası çıkmıştır. Söz konusu politikanın temel hedefi, toplumun denize olan ilgisini artırmak, deniz ticaretini geliştirmek, güçlü bir deniz gücüne sahip olmak ve denizlerde barışı korumak için çalışmaktır.
- Açıklama
Cumhuriyetin ilan edilmesiyle birlikte Türkiye tarihinde yeni bir dönem başladı. Kurtuluş Savaşını yöneten kadroların öncülüğünde gerçekleştirilen ekonomik, siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel köklü dönüşümlerle 1923-1938 dönemi, çağdaş Türkiye'nin kuruluş sürecidir.
Diğer alanlarda olduğu gibi denizcilik alanında da ulusal bir politika oluşturmak, bu sürecin bir parçasıdır. Bu bağlamda, Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı döneminde (29 Ekim 1923-10 Kasım 1938) Türk denizciliğini siyasal, ekonomik, savunma ve uluslararası ilişkiler yönleriyle incelemek bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Yeni siyasal düzeni kuranlar için çözülmesi gereken temel sorun, uzun süredir deniz ilgi ve çıkarları gibi kritik bir algılamadan uzak kalmış devlet yaklaşımını terk ederek devletin deniz ülkesinde egemenliğini yeniden tesis etmekti. O nedenle denizcilik de bu süreçte, Türk tarihinin başka hiçbir döneminde olmadığı ölçüde Özel bir anlam ve konuma sahip olmuştur.
Sonuçta ortaya Cumhuriyetin ilanının hemen ardından başlayan, 1930'lu yılların sonlarında tamamlanarak son biçimini alan, gerek siyasal, gerek ekonomik ve gerekse askeri alanda, gözle görülür, elle tutulur ulusal bir deniz politikası çıkmıştır. Söz konusu politikanın temel hedefi, toplumun denize olan ilgisini artırmak, deniz ticaretini geliştirmek, güçlü bir deniz gücüne sahip olmak ve denizlerde barışı korumak için çalışmaktır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.