Atatürk ve İslamiyet
İyi niyetli olmayan bazı kişilerin, Atatürk'ü, istediği gibi tanımlayarak, İslam dinini karalamak ve aleyhte propaganda yaparak Atatürk'ü arzu ettiği yerde oturtmaktadır. Ya da Atatürk paralelinde görünerek, Atatürk'ü dine karşıymış gibi gösteren bazı kimseler var ki uygun gördükleri hurafelerin, İslam dinine girmesini sağlamak isteyenler de bir gerçektir.
Gerek Atatürk lehine din aleyhtarlığı yapan, gerekse din lehine Atatürk aleyhtarlığı yapan grupların, İslam dini konusunda zihinlerde karışıklıklar meydana getirerek toplumun din anlayışını zayıflatmaktadırlar. Söz konusu bu iki gruba, Atatürk, şöyle cevap vermiştir.
"Ey millet, Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selameti, sevgisi üzerinize olsun. Peygamberimiz, Efendimiz Hazretleri Allah tarafından insanlara dinî gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası, hepimizce bilinmektedir ki, Yüce Kuran'daki anlamı açık olan ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt 2, s. 93)
Büyük Önder, 1926 yılında ise Ali Rıza Ünal isimli yakınına, Hz. Muhammed hakkında şunları söylemiştir: "O, Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. Onun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Herkesin adı silinir fakat O sonsuza kadar ölümsüzdür." (Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk'ün Fikir ve Düşünceleri, s. 135)
"Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliğiyle dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam, ona da öyle inanıyorum. Bilime ters, ilerlemeye engel hiçbir şey içermiyor" (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt 3, s. 30)
"Milletimiz, din ve dil gibi kuvvetli iki fazilete sahiptir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt 2, s. 66)
"Büyük bir inkılap yapan Hazreti Muhammed'e karşı, beslenilen sevgi, ancak onun ortaya koyduğu fikirleri, esasları korumakla tecelli edebilir." (Şemsettin Günaltay, Ülkü Dergisi, sayı 100, s. 4)
"Bütün dünyanın Müslümanları, Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar Hz. Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslamiyet'in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler. (Nedim Senbai, Atatürk, A.Ü. Dil, Tarih, Coğrafya Yay., s. 102, 1979)
Bu kitap, Atatürk ve İslam dini konularında, toplumda zuhur eden, zihin karışıklığının giderilmesine vesile olacağını temenni ediyorum.
(Tanıtım Bülteninden)
- Açıklama
İyi niyetli olmayan bazı kişilerin, Atatürk'ü, istediği gibi tanımlayarak, İslam dinini karalamak ve aleyhte propaganda yaparak Atatürk'ü arzu ettiği yerde oturtmaktadır. Ya da Atatürk paralelinde görünerek, Atatürk'ü dine karşıymış gibi gösteren bazı kimseler var ki uygun gördükleri hurafelerin, İslam dinine girmesini sağlamak isteyenler de bir gerçektir.
Gerek Atatürk lehine din aleyhtarlığı yapan, gerekse din lehine Atatürk aleyhtarlığı yapan grupların, İslam dini konusunda zihinlerde karışıklıklar meydana getirerek toplumun din anlayışını zayıflatmaktadırlar. Söz konusu bu iki gruba, Atatürk, şöyle cevap vermiştir.
"Ey millet, Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selameti, sevgisi üzerinize olsun. Peygamberimiz, Efendimiz Hazretleri Allah tarafından insanlara dinî gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası, hepimizce bilinmektedir ki, Yüce Kuran'daki anlamı açık olan ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt 2, s. 93)
Büyük Önder, 1926 yılında ise Ali Rıza Ünal isimli yakınına, Hz. Muhammed hakkında şunları söylemiştir: "O, Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. Onun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Herkesin adı silinir fakat O sonsuza kadar ölümsüzdür." (Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk'ün Fikir ve Düşünceleri, s. 135)
"Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliğiyle dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam, ona da öyle inanıyorum. Bilime ters, ilerlemeye engel hiçbir şey içermiyor" (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt 3, s. 30)"Milletimiz, din ve dil gibi kuvvetli iki fazilete sahiptir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, cilt 2, s. 66)
"Büyük bir inkılap yapan Hazreti Muhammed'e karşı, beslenilen sevgi, ancak onun ortaya koyduğu fikirleri, esasları korumakla tecelli edebilir." (Şemsettin Günaltay, Ülkü Dergisi, sayı 100, s. 4)
"Bütün dünyanın Müslümanları, Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar Hz. Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslamiyet'in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler. (Nedim Senbai, Atatürk, A.Ü. Dil, Tarih, Coğrafya Yay., s. 102, 1979)Bu kitap, Atatürk ve İslam dini konularında, toplumda zuhur eden, zihin karışıklığının giderilmesine vesile olacağını temenni ediyorum.
(Tanıtım Bülteninden)
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.