%40
Atatürk'ün Öğrencisi Nasıl Olunur? Ekmel Ali Okur
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789752441323
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
256
Baskı
1
Basım Tarihi
2017-11
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Atatürk'ün Öğrencisi Nasıl Olunur?

Yayınevi : Az Kitap
40,00TL
24,00TL
%40
Satışta değil
9789752441323
733714
Atatürk'ün Öğrencisi Nasıl Olunur?
Atatürk'ün Öğrencisi Nasıl Olunur?
24.00

Yetimdi, üvey evlat ve yok yoksul bir çocuktu. Daha gençliğinin ilkbaharında vatan aşkından dolayı sürülüp işsiz kaldı.Yatağından daha çok, siperlerde yatıp kalktı. Böbreklerinden hastalanıp ağrılar ve sancılar içinde yaşadı.
Cephelerde kolundan, ciğerinden, eğe kemiğinden yaralandı.

Şarapnellerle vuruldu gözünden, göğsünden.

Derken karaciğeri iflas edip, acıların burgacında döndü durdu.

Kısacık yaşamında hemen her acıyı ve hemen her kahrı yaşadı.

Durmadı, dinlenmedi, direndi.

Sonunda.

Düşmanlarının bile imrenip takdir ettiği bir koca lider oldu.

Halkına; direnmeyi, korkmamayı, düşünmeyi öğretti. Ve dünyada ilk kez milletinin iradesinin tecelli ettiği günü; işte o günü en çok sevdiği varlıklara “Çocuk Bayramı” olarak ilan etti.
O, 17 Ekim 1922 yılında Bursa'da kendini karşılayan çocuklara: “Küçük hanımlar, küçük beyler;
Sizler hepiniz, geleceğin bir gülü, bir yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizlersiniz.Kendinizin ne kadar önemli, ne kadar değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız… Sizlerden çok şeyler bekliyoruz.”

İşte bu roman; Atatürk'ün direnen ve devrimci kişiliğinin ve adını kendi koyduğu manevi evladı olan Ülkü'nün şahsında bütün çocuklarla paylaşmak istediği hasretlerine tutulan bir ayna!
Bu roman, “Yurtta barış, dünyada Barış” öz-savını gerçekleştirecek olan bütün çocuklara armağan edilmiş bir rehberdir. Bu roman, bütün akıl dışılıklara karşı özgün aklın bir başkaldırısıdır.

  • Açıklama
    • Yetimdi, üvey evlat ve yok yoksul bir çocuktu. Daha gençliğinin ilkbaharında vatan aşkından dolayı sürülüp işsiz kaldı.Yatağından daha çok, siperlerde yatıp kalktı. Böbreklerinden hastalanıp ağrılar ve sancılar içinde yaşadı.
      Cephelerde kolundan, ciğerinden, eğe kemiğinden yaralandı.

      Şarapnellerle vuruldu gözünden, göğsünden.

      Derken karaciğeri iflas edip, acıların burgacında döndü durdu.

      Kısacık yaşamında hemen her acıyı ve hemen her kahrı yaşadı.

      Durmadı, dinlenmedi, direndi.

      Sonunda.

      Düşmanlarının bile imrenip takdir ettiği bir koca lider oldu.

      Halkına; direnmeyi, korkmamayı, düşünmeyi öğretti. Ve dünyada ilk kez milletinin iradesinin tecelli ettiği günü; işte o günü en çok sevdiği varlıklara “Çocuk Bayramı” olarak ilan etti.
      O, 17 Ekim 1922 yılında Bursa'da kendini karşılayan çocuklara: “Küçük hanımlar, küçük beyler;
      Sizler hepiniz, geleceğin bir gülü, bir yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizlersiniz.Kendinizin ne kadar önemli, ne kadar değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız… Sizlerden çok şeyler bekliyoruz.”

      İşte bu roman; Atatürk'ün direnen ve devrimci kişiliğinin ve adını kendi koyduğu manevi evladı olan Ülkü'nün şahsında bütün çocuklarla paylaşmak istediği hasretlerine tutulan bir ayna!
      Bu roman, “Yurtta barış, dünyada Barış” öz-savını gerçekleştirecek olan bütün çocuklara armağan edilmiş bir rehberdir. Bu roman, bütün akıl dışılıklara karşı özgün aklın bir başkaldırısıdır.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat