Avcı Prenses Zeyneb Halim İle Sohbetler
"İlk defa elime tüfek aldığım tarihi tam bilemiyorum, sanırım on sekiz yaşındaydım. Arada bir 22 çapla nişana attığımı hatırladım. Eniştem Abbas Bey'in avcılığa ve silahlara olan merakını biliyordum. Kendisinin Ömerli yakınında Koçullu'da bir av köşkü vardı. Semih Bey adında bir mimar arkadaşı yapmıştı burasını. Mimarlık tahsil ettiği Macaristan'ın köy evlerinden ilham almıştı bu köşk için. Oraya aliece gider ve kalırdık. Bir sonbahar günü Abbas Bey bana, "Evde oturacağınıza alın tüfeklerden birini, birkaç da fişek, civar ağaçlıklarda şöyle bir dolaşıp üveyik vurun" dedi. Ben de onun oğullarından yaşça en uygun olanını yanıma katıp çıktım. Üveyik nasıl kuştur, nasıl uçar, nasıl avlanır en ufak fikrim yok. Neyse bir tane uçurduk ve attım. Düşmedi ama bir saçma almış olmalı ki yakındaki ağaca kondu. Kuşu tekrar kaldırdım ve nasılsa vurdum. İlk düşürdüğüm av bu oldu.
- Açıklama
"İlk defa elime tüfek aldığım tarihi tam bilemiyorum, sanırım on sekiz yaşındaydım. Arada bir 22 çapla nişana attığımı hatırladım. Eniştem Abbas Bey'in avcılığa ve silahlara olan merakını biliyordum. Kendisinin Ömerli yakınında Koçullu'da bir av köşkü vardı. Semih Bey adında bir mimar arkadaşı yapmıştı burasını. Mimarlık tahsil ettiği Macaristan'ın köy evlerinden ilham almıştı bu köşk için. Oraya aliece gider ve kalırdık. Bir sonbahar günü Abbas Bey bana, "Evde oturacağınıza alın tüfeklerden birini, birkaç da fişek, civar ağaçlıklarda şöyle bir dolaşıp üveyik vurun" dedi. Ben de onun oğullarından yaşça en uygun olanını yanıma katıp çıktım. Üveyik nasıl kuştur, nasıl uçar, nasıl avlanır en ufak fikrim yok. Neyse bir tane uçurduk ve attım. Düşmedi ama bir saçma almış olmalı ki yakındaki ağaca kondu. Kuşu tekrar kaldırdım ve nasılsa vurdum. İlk düşürdüğüm av bu oldu.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.