Avrupa Basınında Atatürk ve Zafere Giden Yol
Tarih boyunca Avrupa ve Avrupalı, Osmanlı Devletini ve Türk milletini Avrupa'nın bir parçası olarak görmemişti. Oysa şimdi, kurtarıp kurduğu genç ve dinamik devleti ve milleti ile bir kahraman, ileri görüşlü bir devlet adamı ve "Yurt'ta sulh, cihanda sulh" diyerek insanlık âlemini kucaklamış eşsiz bir liderin öncülüğünde, "Zeki ve Çalışkan Türk Milleti" övgülerle, methiyelerle ve alkışlarla Batı Medeniyeti'nin kapısından içeri giriyordu. Fransız İmparatoru Napoleon Bonaparte 31 Mayıs 1799'da Mısır'dan ayrılırken Türkler hakkında ne diyordu: "İnsanları yücelten iki meziyet vardır: Erkeğin cesur, kadının namuslu olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği hem kadını şereflendiren bir meziyet vardır. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardır. Bundan dolayıdır ki Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler." İşte bu kitapta bu muhteşem girişin ayak seslerini duyacak, Gazi Mustafa Kemâl Atatürk'ü ayakta alkışlayan Avrupa Basını ve Avrupalı Devlet Adamlarının, O'nun için yazdıkları ve söyledikleri övgü dolu haber ve makaleleri izleyecek, kısacası 1919/1938 yılları arasındaki coşkuyu ve O büyük insanın bir kuyruklu yıldız gibi dünyamızı aydınlatarak kayıp gidişini bazen gururla bazen hüzünle okuyacaksınız.
- Açıklama
Tarih boyunca Avrupa ve Avrupalı, Osmanlı Devletini ve Türk milletini Avrupa'nın bir parçası olarak görmemişti. Oysa şimdi, kurtarıp kurduğu genç ve dinamik devleti ve milleti ile bir kahraman, ileri görüşlü bir devlet adamı ve "Yurt'ta sulh, cihanda sulh" diyerek insanlık âlemini kucaklamış eşsiz bir liderin öncülüğünde, "Zeki ve Çalışkan Türk Milleti" övgülerle, methiyelerle ve alkışlarla Batı Medeniyeti'nin kapısından içeri giriyordu. Fransız İmparatoru Napoleon Bonaparte 31 Mayıs 1799'da Mısır'dan ayrılırken Türkler hakkında ne diyordu: "İnsanları yücelten iki meziyet vardır: Erkeğin cesur, kadının namuslu olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği hem kadını şereflendiren bir meziyet vardır. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardır. Bundan dolayıdır ki Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler." İşte bu kitapta bu muhteşem girişin ayak seslerini duyacak, Gazi Mustafa Kemâl Atatürk'ü ayakta alkışlayan Avrupa Basını ve Avrupalı Devlet Adamlarının, O'nun için yazdıkları ve söyledikleri övgü dolu haber ve makaleleri izleyecek, kısacası 1919/1938 yılları arasındaki coşkuyu ve O büyük insanın bir kuyruklu yıldız gibi dünyamızı aydınlatarak kayıp gidişini bazen gururla bazen hüzünle okuyacaksınız.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.