"Avrupa'nın felsefi kültürünü ya da en azından Krisis düşüncesinin kaygan kumlarında pasiflikleriyle barışık bir şekilde kendilerini kaybetmeyi reddedenleri saran ‘Spinoza'ya dönüş'ün, Marksizmin krizine bağlı bir olay olarak ortaya çıktığını saklamak gereksizdir. Bu, genelde alayla ve bazen kızgınlıkla karşılanan bir veçhedir ama birçok veçheden yalnızca biridir. Yine de bu veçhenin daha fazla dikkati hak ettiğini düşünüyorum. Aslında bu, Marksizm ve onun etkililiği üzerine, yani tarihsel açıdan hegemonik olan ortodoks Marksizm üzerine eleştirel düşünümün sarf edildiği momente aittir. Bu eleştirel düşünüm, olumsuz bir bilince çekilmeyi reddederek (burada Spinozacı temanın yeniden ele alınmasının ardındaki tekil ve olumlu devindirici güç belirir), bunun yerine ontolojik bir dayanak bulup, bu dayanak üzerinden gelecek olan zamana ait felsefeyi ve komünizm tasavvurunu önerir. Ve bunu, bir kez daha, akla ve kolektif insan praksisine duyduğu büyük güvenle yapar."
- Açıklama
"Avrupa'nın felsefi kültürünü ya da en azından Krisis düşüncesinin kaygan kumlarında pasiflikleriyle barışık bir şekilde kendilerini kaybetmeyi reddedenleri saran ‘Spinoza'ya dönüş'ün, Marksizmin krizine bağlı bir olay olarak ortaya çıktığını saklamak gereksizdir. Bu, genelde alayla ve bazen kızgınlıkla karşılanan bir veçhedir ama birçok veçheden yalnızca biridir. Yine de bu veçhenin daha fazla dikkati hak ettiğini düşünüyorum. Aslında bu, Marksizm ve onun etkililiği üzerine, yani tarihsel açıdan hegemonik olan ortodoks Marksizm üzerine eleştirel düşünümün sarf edildiği momente aittir. Bu eleştirel düşünüm, olumsuz bir bilince çekilmeyi reddederek (burada Spinozacı temanın yeniden ele alınmasının ardındaki tekil ve olumlu devindirici güç belirir), bunun yerine ontolojik bir dayanak bulup, bu dayanak üzerinden gelecek olan zamana ait felsefeyi ve komünizm tasavvurunu önerir. Ve bunu, bir kez daha, akla ve kolektif insan praksisine duyduğu büyük güvenle yapar."
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.