%34
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786054034864
Boyut
13.50x20.00
Sayfa Sayısı
54
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2008-11
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
Kuşe
Dili
Türkçe

Babil'in SırrıKayıp Hikaye

Yayınevi : Cinius Yayınları
4,63TL
3,01TL
%34
Satışta değil
9786054034864
435205
Babil'in Sırrı
Babil'in Sırrı Kayıp Hikaye
3.01

Pis, anlamsız bir ağrıyla gözlerini açtı. Yerdeydi, ilk gördüğü kırık şarap şişeleriydi altınlara karışmış, hafiften doğruldu, elinde yarısı bir çorba kasesine dökülmüş şarabı vardı. Bir yudum aldı, bir an çorba kasesi sanki komik bir haldeymiş gibi, sabah kahvaltısıymış gibi göründü. Eline aldı dünü hatırlamadan, sıcak bir çorbaymış gibi içindeki kaşıkla içmek için ağzına bir yudum alıyordu ki, ağzına birkaç altın parçası geldi. Tükürdü, ikinci yudumu almak için kaşığı daldırırken birden ışık yansıması sandı ama değildi, şarabın içinde kalan kısmın altın olduğunu, gerisininse metal olduğunu fark etti. Durdu. O an yıllar gözlerinin önünden geçti, saraya gelişi, ustaları, evlenişi, oğulları? İçi bir an tuhaf ve yeryüzünde bir daha tadılmayacak kadar nadir bir duyguyla yandı. Bir yanda ömrünü verdiği metali altına çevirme rüyası, bir yanda kimsesiz kalışı ve oğullarının ölümü. Kaseyi bir seferde bitirdi, ağzını ağzına gelen tüm küfürlerle doldurarak haykırdı. “Alın ve o gözleriniz altınlarla dolsun. Artık ölmesin oğullarım, oğullarımız. Sultanlar, toprağınız bile bunla dolsun.

  • Açıklama
    • Pis, anlamsız bir ağrıyla gözlerini açtı. Yerdeydi, ilk gördüğü kırık şarap şişeleriydi altınlara karışmış, hafiften doğruldu, elinde yarısı bir çorba kasesine dökülmüş şarabı vardı. Bir yudum aldı, bir an çorba kasesi sanki komik bir haldeymiş gibi, sabah kahvaltısıymış gibi göründü. Eline aldı dünü hatırlamadan, sıcak bir çorbaymış gibi içindeki kaşıkla içmek için ağzına bir yudum alıyordu ki, ağzına birkaç altın parçası geldi. Tükürdü, ikinci yudumu almak için kaşığı daldırırken birden ışık yansıması sandı ama değildi, şarabın içinde kalan kısmın altın olduğunu, gerisininse metal olduğunu fark etti. Durdu. O an yıllar gözlerinin önünden geçti, saraya gelişi, ustaları, evlenişi, oğulları? İçi bir an tuhaf ve yeryüzünde bir daha tadılmayacak kadar nadir bir duyguyla yandı. Bir yanda ömrünü verdiği metali altına çevirme rüyası, bir yanda kimsesiz kalışı ve oğullarının ölümü. Kaseyi bir seferde bitirdi, ağzını ağzına gelen tüm küfürlerle doldurarak haykırdı. “Alın ve o gözleriniz altınlarla dolsun. Artık ölmesin oğullarım, oğullarımız. Sultanlar, toprağınız bile bunla dolsun.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat