Balığın Bisiklete İhtiyacı Ne Kadarsa Kadının Erkeğe İhtiyacı O Kadardır
İngiltere'de doğan, Yeni Zellanda'da yetişen ve halen İngiltere'de yaşamakta olan Fay Weldon kitaplarında kadın sorununa eğilen bir yazar olarak tanınıyor.
Televizyon filmi de olan bu romanın da Weldon, 70'li yıllarda bir grup kadının ''Dünyayı değiştirmenin kendilerini değiştrimekten daha kolay olduğuna karar vererek'' kurdukları bir yayınevi etrafında gelişen olayları ve yaşamlarını ele alıyor.
''İnsanlar bu efsanevi kadınlara gıpta etti, dalga geçti, tapındı, aşağıladı ve acıdı. Layla, Stephanie, Alice, Nancy ve yoldaşları; hızlı yaşayan, canlı, serbest fikirli, hayata, sekse ve yeni deneyimlere tutkulu bir açlık duyan, 20. yüzyılın son yirmi yılında dünyanın içini dışına çeviren, altını üstüne getiren küçük bir topluluk. Kendilerini değiştiremedikleri için toplumu değiştirmeye karar verip, ister iyi ister kötü, bu değişimi gerçekleştirmek için bu yola baş koyanlar.
Bunca işi başarmaya çalışırken neredeyse kendilerini yok etmelerine kim şaşabilir? Hatasız kul olmadığı için kazandıkları zaferlerin yanında trajediler de yaşadılar. Sıradan ölümlüler arasında Olimpos Dağı'ndan inen tanrıçalar gibi boy gösterip, farklı olduklarını fark etmeye ise tenezzül bile etmediler.
Başkaları onları 'feministler' diye tanımladı ama onlar geri kalanların ne yaptığını fark edemeyecek kadar ön saflardaydılar...''
- Açıklama
İngiltere'de doğan, Yeni Zellanda'da yetişen ve halen İngiltere'de yaşamakta olan Fay Weldon kitaplarında kadın sorununa eğilen bir yazar olarak tanınıyor.
Televizyon filmi de olan bu romanın da Weldon, 70'li yıllarda bir grup kadının ''Dünyayı değiştirmenin kendilerini değiştrimekten daha kolay olduğuna karar vererek'' kurdukları bir yayınevi etrafında gelişen olayları ve yaşamlarını ele alıyor.
''İnsanlar bu efsanevi kadınlara gıpta etti, dalga geçti, tapındı, aşağıladı ve acıdı. Layla, Stephanie, Alice, Nancy ve yoldaşları; hızlı yaşayan, canlı, serbest fikirli, hayata, sekse ve yeni deneyimlere tutkulu bir açlık duyan, 20. yüzyılın son yirmi yılında dünyanın içini dışına çeviren, altını üstüne getiren küçük bir topluluk. Kendilerini değiştiremedikleri için toplumu değiştirmeye karar verip, ister iyi ister kötü, bu değişimi gerçekleştirmek için bu yola baş koyanlar.
Bunca işi başarmaya çalışırken neredeyse kendilerini yok etmelerine kim şaşabilir? Hatasız kul olmadığı için kazandıkları zaferlerin yanında trajediler de yaşadılar. Sıradan ölümlüler arasında Olimpos Dağı'ndan inen tanrıçalar gibi boy gösterip, farklı olduklarını fark etmeye ise tenezzül bile etmediler.
Başkaları onları 'feministler' diye tanımladı ama onlar geri kalanların ne yaptığını fark edemeyecek kadar ön saflardaydılar...''
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.