"Yüz bin kişilik bir ordunun başında Rusya kuşatmasını gerçekleştiren Baltacı Mehmed Paşa ile Rus Çarı 1. Petro'nun karısı Katerina arasında geçtiği söylenen “Çadır Buluşması” bugün hâlâ pek çok zihni kışkırtır, meşgul eder. Dönemin Doğulu Batılı hiçbir tarihçisinin doğrulamadığı, hemen hiçbir kronikte yer almayan, 19. yüzyıldan itibaren uydurulan bu mitosun iç yüzünü, Baltacı gibi yetkin, çok iyi yetişmiş, Deniz Kuvvetler'inden gelen büyük devlet adamının kişiliğini, yaptıklarını, başarılarını; Osmanlı-Rus savaşının hemen bütün ayrıntılarını ve sonrasını, belgelere, sağlam tarihsel kaynaklara dayanarak anlatan Erdal Arslan'ı, bu güzelim anlatısından dolayı yürekten kutluyorum.
Arslan'ın bu nitelikli romanından bir kez daha öğreniyoruz ki, Baltacı ile Katerina o çadırda asla buluşmadılar. Böyle bir olay yaşanmadı. Baltacı o sıralar seksen iki yaşındaydı. Katerina ise o çadıra hiç gelmedi. Zaten altınlarına da ihtiyacı yoktu. Sadaret kethüdasının ve diğer saray bürokratlarının alıkoydukları altın ve paraların kiri ne yazık ki Baltacı'nın o temiz kişiliğini lekeledi. İktidarın çürütücü ve kıyasıya birbirinin canına-kanına giren acımasızlığı, O'nu midilli ve Limni adasına fırlattı.
Arslan'ın romanında büyükelçi olarak gördüğümüz, gerçekte romancı Tolstoy'un büyük büyük dedesi olan o ilginç kişilik gibi daha nice tarihsel şahsiyetle karşılaşacaksınız… Roman ile tarihin gerilimli ilişkisinden yüz akıyla çıkabilmiş bir roman Baltacı…"
-Sadık Yalsızuçanlar
- Açıklama
"Yüz bin kişilik bir ordunun başında Rusya kuşatmasını gerçekleştiren Baltacı Mehmed Paşa ile Rus Çarı 1. Petro'nun karısı Katerina arasında geçtiği söylenen “Çadır Buluşması” bugün hâlâ pek çok zihni kışkırtır, meşgul eder. Dönemin Doğulu Batılı hiçbir tarihçisinin doğrulamadığı, hemen hiçbir kronikte yer almayan, 19. yüzyıldan itibaren uydurulan bu mitosun iç yüzünü, Baltacı gibi yetkin, çok iyi yetişmiş, Deniz Kuvvetler'inden gelen büyük devlet adamının kişiliğini, yaptıklarını, başarılarını; Osmanlı-Rus savaşının hemen bütün ayrıntılarını ve sonrasını, belgelere, sağlam tarihsel kaynaklara dayanarak anlatan Erdal Arslan'ı, bu güzelim anlatısından dolayı yürekten kutluyorum.
Arslan'ın bu nitelikli romanından bir kez daha öğreniyoruz ki, Baltacı ile Katerina o çadırda asla buluşmadılar. Böyle bir olay yaşanmadı. Baltacı o sıralar seksen iki yaşındaydı. Katerina ise o çadıra hiç gelmedi. Zaten altınlarına da ihtiyacı yoktu. Sadaret kethüdasının ve diğer saray bürokratlarının alıkoydukları altın ve paraların kiri ne yazık ki Baltacı'nın o temiz kişiliğini lekeledi. İktidarın çürütücü ve kıyasıya birbirinin canına-kanına giren acımasızlığı, O'nu midilli ve Limni adasına fırlattı.
Arslan'ın romanında büyükelçi olarak gördüğümüz, gerçekte romancı Tolstoy'un büyük büyük dedesi olan o ilginç kişilik gibi daha nice tarihsel şahsiyetle karşılaşacaksınız… Roman ile tarihin gerilimli ilişkisinden yüz akıyla çıkabilmiş bir roman Baltacı…"-Sadık Yalsızuçanlar
- Yorumlar
- Yorum yazs***m d. - 12.06.2018 16:330/5Şimdiye kadar halamide uçkur düşkünü bir baltacı vardı. Bu romanı okuduktan sonra Baltacı Mehmed Paşa oldu. Yazarını yürekten kutluyorum, muhteşem bir kurgu, harika bir roman. yeni eserlerini bekliyorum.