%30
Bay Lear %25 indirimli Oktay Rifat
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789750814525
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
210
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
2
Basım Tarihi
2020-03
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Bay Lear

52,00TL
36,40TL
%30
Satışta değil
9789750814525
430113
Bay Lear
Bay Lear
36.40

"Raslantıdan kaçma. Rastlantının kucağına düş, o senden akıllı," diyen Oktay Rifat, 1982 yılında yayımlanan üçüncü romanı Bay Lear'de, Shakespeara'in krallığını kızları arasından bölüştürmek isteyen ve sahip olduğu gücü paylaştırmaya kalkışınca kendisini trajik olayların kucağında bulan yaşlı kralı Lear gibi bir yaşlı adamın çevresinde kurar hikayesini. Bir de yıldızım vak kimi zaman başımı kaldırıp baktığım, her seferinde bulduğum. Bir üçgenin uçlarıyız. Kıyıdaki yıldız pencere, gökteki yıldız taraçada ben. Denize bakmadan eve giremem.Eve girmeden denizi düşünemem. Ay ışığında, aralık bıraktığı kapıyı itiyorum usulca. Elimi tutuyor, elleri soğuk. Vermekten çekiniyor elini soğuk olduğu için biliyorum bunu.Perdesini aralıyor, oturuyoruz yan yana ağaçlara karşı ağır memeleri avucumda. Perdeleri inik her zaman. O gün açıktı, bugünkü gibi aklımda, bahçenin ağaç karartısı, yanızlığı ve susuzluğu ömrün ve her çeşmenin başında duran o nöbetçi bendim, kendim için, onun için. O durağa varmamız gerekli. Yan yana oturduk ayı görünmeyen gecenin acık karaltısında. Belli ki bir dolap ve sandalye bize bakıyor. Tiftik battaniyenin tüyleri uzun, saçları ağzıma giriyor, elim en sıcak kuyuda.Ata binip dönüyorum yalıya.At yok. bir kamçı vuruyorum sağrısına ağaçların içinden düz gidiyor önce, yamaçtan aşağı sarınca ağaçların içinden düz gidiyor önce, yamaçtan aşağı sarınca yitiyor gözden. Fatma yok dönmedi. Uzandık yan yana. Geldi korkarak iç dinezine gecenin elime uzattım ve tuttum. At kapıda bekliyor yalıda. Kayık daha bitmedi.

  • Açıklama
    • "Raslantıdan kaçma. Rastlantının kucağına düş, o senden akıllı," diyen Oktay Rifat, 1982 yılında yayımlanan üçüncü romanı Bay Lear'de, Shakespeara'in krallığını kızları arasından bölüştürmek isteyen ve sahip olduğu gücü paylaştırmaya kalkışınca kendisini trajik olayların kucağında bulan yaşlı kralı Lear gibi bir yaşlı adamın çevresinde kurar hikayesini. Bir de yıldızım vak kimi zaman başımı kaldırıp baktığım, her seferinde bulduğum. Bir üçgenin uçlarıyız. Kıyıdaki yıldız pencere, gökteki yıldız taraçada ben. Denize bakmadan eve giremem.Eve girmeden denizi düşünemem. Ay ışığında, aralık bıraktığı kapıyı itiyorum usulca. Elimi tutuyor, elleri soğuk. Vermekten çekiniyor elini soğuk olduğu için biliyorum bunu.Perdesini aralıyor, oturuyoruz yan yana ağaçlara karşı ağır memeleri avucumda. Perdeleri inik her zaman. O gün açıktı, bugünkü gibi aklımda, bahçenin ağaç karartısı, yanızlığı ve susuzluğu ömrün ve her çeşmenin başında duran o nöbetçi bendim, kendim için, onun için. O durağa varmamız gerekli. Yan yana oturduk ayı görünmeyen gecenin acık karaltısında. Belli ki bir dolap ve sandalye bize bakıyor. Tiftik battaniyenin tüyleri uzun, saçları ağzıma giriyor, elim en sıcak kuyuda.Ata binip dönüyorum yalıya.At yok. bir kamçı vuruyorum sağrısına ağaçların içinden düz gidiyor önce, yamaçtan aşağı sarınca ağaçların içinden düz gidiyor önce, yamaçtan aşağı sarınca yitiyor gözden. Fatma yok dönmedi. Uzandık yan yana. Geldi korkarak iç dinezine gecenin elime uzattım ve tuttum. At kapıda bekliyor yalıda. Kayık daha bitmedi.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat