%35
Beşiktaş'ın Gizli Tarihi Duygu Güles K.
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786056927485
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
230
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2020-03
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Beşiktaş'ın Gizli TarihiBu Ne Sevgi Ah Bu Ne Izdırap

Yayınevi : Siyah Kitap
28,00TL
18,20TL
%35
Satışta değil
9786056927485
828950
Beşiktaş'ın Gizli Tarihi
Beşiktaş'ın Gizli Tarihi Bu Ne Sevgi Ah Bu Ne Izdırap
18.20

Hatırlıyorum. Hatırlamak, illâ unutulan bir şeyin ansızın hafızayı istila etmesi midir, yoksa hiç unutulmayan şeyler de hatırlamaya dahil midir? Ben İstanbul'u hiç unutmadım ve hep hatırlıyorum. Ayçiçeklerimi, sapanımı ve kızağımı, Topağacı'nda uçurulan devasa uçurtmaların belimize bağlandığını ve bizi de uçurduğunu, altın ayvasını ve Sultan Selim incirini, bir yaz ikindisinin müsekkin huzurunu, beygirlerin ahırda sürekli kendileriyle konuşur gibi çıkardıkları homurtuyu, Dabi'nin boncuklu koşumlarını, Dabi'nin terkisinde Dolmabahçe'den tırıs geçmeyi, kopillerle ilk kez binilen Ada vapurunu, Hapçı Neco'nun benim floryaya bakıp “Moruk bu florya ne biçim florya, 60 sayı mı yapıyor, kaç makara çekiyor?” deyişini, tüm desenlerime ve tornada çektiğim her forma hâkim olmuş balıkları ve tekmil deniz canlılarını, 9'uncuyu, cıgaradan çekilen ilk nefesin telaşlı neşesini, sinemaların kesif duman altı atmosferini ve perdede elinde barbunlarla arz-ı endam eden Marcellocuğumu hatırlar gibi, hatırlıyorum.

  • Açıklama
    • Hatırlıyorum. Hatırlamak, illâ unutulan bir şeyin ansızın hafızayı istila etmesi midir, yoksa hiç unutulmayan şeyler de hatırlamaya dahil midir? Ben İstanbul'u hiç unutmadım ve hep hatırlıyorum. Ayçiçeklerimi, sapanımı ve kızağımı, Topağacı'nda uçurulan devasa uçurtmaların belimize bağlandığını ve bizi de uçurduğunu, altın ayvasını ve Sultan Selim incirini, bir yaz ikindisinin müsekkin huzurunu, beygirlerin ahırda sürekli kendileriyle konuşur gibi çıkardıkları homurtuyu, Dabi'nin boncuklu koşumlarını, Dabi'nin terkisinde Dolmabahçe'den tırıs geçmeyi, kopillerle ilk kez binilen Ada vapurunu, Hapçı Neco'nun benim floryaya bakıp “Moruk bu florya ne biçim florya, 60 sayı mı yapıyor, kaç makara çekiyor?” deyişini, tüm desenlerime ve tornada çektiğim her forma hâkim olmuş balıkları ve tekmil deniz canlılarını, 9'uncuyu, cıgaradan çekilen ilk nefesin telaşlı neşesini, sinemaların kesif duman altı atmosferini ve perdede elinde barbunlarla arz-ı endam eden Marcellocuğumu hatırlar gibi, hatırlıyorum.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat