Türk Bilim Tarihi araştırmacılığının ve yazıcılığının geçmişi aşağı yukarı XIX. yüzyılın son çeyreğine kadar uzanmaktadır. Ömer Subhî Bey ile Mehmed Nûrî Bey'in Mü'essisîn-i Fünûn'u (Bilimlerin Kurucuları, Birinci Cilt, Birinci Kısım, İstanbul 1885) ile Hüseyin Remzi Bey'in Târîh-i Tıbb'ını (Tıp Tarihi, İstanbul 1886) bu çalışmaların ilk mahsulleri arasında anmak gerekir.
Ancak bilim tarihçiliğimiz, Cumhuriyet Öncesi Dönem'de Sâlih Zeki Bey (1864-1921) ile birlikte gerçek bir atılım yapmış ve Kâmûs-ı Riyâziyyât (Matematiksel Bilimler Ansiklopedisi, Cilt 1, İstanbul 1897) ile Âsâr-ı Bâkiye (Ölmez Yapıtlar, İki Cilt, İstanbul 1913) gibi eserleri sayesinde bir inceleme ve eğitim alanı olarak kurulmuştur.
Bu çalışmanın maksadı, bu alanın Türkiye'deki geçmişine ilişkin makale ve denemelerimizi okuyuculara sunarak yılların birikimi konusunda bir fikir vermektir.
- Açıklama
Türk Bilim Tarihi araştırmacılığının ve yazıcılığının geçmişi aşağı yukarı XIX. yüzyılın son çeyreğine kadar uzanmaktadır. Ömer Subhî Bey ile Mehmed Nûrî Bey'in Mü'essisîn-i Fünûn'u (Bilimlerin Kurucuları, Birinci Cilt, Birinci Kısım, İstanbul 1885) ile Hüseyin Remzi Bey'in Târîh-i Tıbb'ını (Tıp Tarihi, İstanbul 1886) bu çalışmaların ilk mahsulleri arasında anmak gerekir.
Ancak bilim tarihçiliğimiz, Cumhuriyet Öncesi Dönem'de Sâlih Zeki Bey (1864-1921) ile birlikte gerçek bir atılım yapmış ve Kâmûs-ı Riyâziyyât (Matematiksel Bilimler Ansiklopedisi, Cilt 1, İstanbul 1897) ile Âsâr-ı Bâkiye (Ölmez Yapıtlar, İki Cilt, İstanbul 1913) gibi eserleri sayesinde bir inceleme ve eğitim alanı olarak kurulmuştur.
Bu çalışmanın maksadı, bu alanın Türkiye'deki geçmişine ilişkin makale ve denemelerimizi okuyuculara sunarak yılların birikimi konusunda bir fikir vermektir.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.