Bilinmeyen Bir Kadının Mektupları
“Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu”, 1920'li yıllarda kaleme alınmış uzun bir hikâyedir. Bu hikâyede isimsiz bir kadının tek taraflı hazin aşkı ve kaderi, psikolojik çözümlemelerle etkileyici bir şekilde ele alınmıştır. Stefan Zweig, bu hikâyesinde aşkın psikolojik tahlilini taraflardan sadece birinin iç dünyasından yola çıkarak yapmıştır. O taraf, ismi hem okuyuca hem de hikâyenin erkek kahramanı tarafından bilinmeyen ilginç ve bir o kadar da talihsiz bir kadındır. Biz, bu kadını sadece uzun bir mektubun yazarı olarak kendi kalemi aracılığıyla tanırız. Kadının adı, hayatı boyunca sevmiş olduğu, roman yazarı R. için kaleme aldığı uzun mektupta ve zarfın üzerinde yoktur. Roman yazarı “R.” olarak anılan erkek, isimsiz kadının genç kızlık döneminde ve sonrasında birkaç gece birlikte olmuş ve bu birliktelikten bir de çocuk dünyaya gelmiştir. Ama buna rağmen kadın, mektup boyunca, "Sen, beni asla tanımadın!" diyerek kendisini bir "birey/ben" olarak tanımayan şehvet ve zevk düşkünü erkeğe sitem etmektedir. Gerçek ve mecazi anlamda, "kadının adı yok"tur.
Erkeği çok ama çok seven meçhul kadın, kısa beraberliklerinde ona âşık olduğunu ve kim olduğunu bir türlü söylemez. Hep onun kendisini tanımasını bekler umutsuzca..
- Açıklama
“Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu”, 1920'li yıllarda kaleme alınmış uzun bir hikâyedir. Bu hikâyede isimsiz bir kadının tek taraflı hazin aşkı ve kaderi, psikolojik çözümlemelerle etkileyici bir şekilde ele alınmıştır. Stefan Zweig, bu hikâyesinde aşkın psikolojik tahlilini taraflardan sadece birinin iç dünyasından yola çıkarak yapmıştır. O taraf, ismi hem okuyuca hem de hikâyenin erkek kahramanı tarafından bilinmeyen ilginç ve bir o kadar da talihsiz bir kadındır. Biz, bu kadını sadece uzun bir mektubun yazarı olarak kendi kalemi aracılığıyla tanırız. Kadının adı, hayatı boyunca sevmiş olduğu, roman yazarı R. için kaleme aldığı uzun mektupta ve zarfın üzerinde yoktur. Roman yazarı “R.” olarak anılan erkek, isimsiz kadının genç kızlık döneminde ve sonrasında birkaç gece birlikte olmuş ve bu birliktelikten bir de çocuk dünyaya gelmiştir. Ama buna rağmen kadın, mektup boyunca, "Sen, beni asla tanımadın!" diyerek kendisini bir "birey/ben" olarak tanımayan şehvet ve zevk düşkünü erkeğe sitem etmektedir. Gerçek ve mecazi anlamda, "kadının adı yok"tur.
Erkeği çok ama çok seven meçhul kadın, kısa beraberliklerinde ona âşık olduğunu ve kim olduğunu bir türlü söylemez. Hep onun kendisini tanımasını bekler umutsuzca..
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.