Bir Kadın Kaç Mezar ?Cennetteki Anneler
Su çok soğuktu. Küvetin içine baktı, buz doldurulmuştu. Üşüdüğünü fark etti Küvette yarı baygın bir şekilde yatıyordu. Başı dışarıda, bedeninin geri kalan kısmı suyun içindeydi. Birkaç dakika içinde gözlerini açtı, etrafına baktı. Çırılçıplak bir şekilde suyun içinde olduğunu fark etti. Burası da neresi, diye içinden geçirdi. “Benim burada ne işim var?” Bütün bedeni zangır zangır titriyordu. Etrafında kimseler yoktu. Gözünü gezdirdi; küvetin yanında bir cep telefonu, onun yakınında da bir kâğıt vardı. Elini telefona uzattı, aldı. Sonra kâğıda uzanıp, onu da aldı. Üzerinde 112 yazıyordu. Numarayı çevirdi, karşısındaki bayan, bezgin bir sesle; “Buyurun, Acil Servis.” “Şey, ben nerede olduğumu bilmiyorum, gözümü açtığımda kendimi bir küvetin içinde buldum. Bana yardım edin, lütfen!”
…
Cesedi yanan kadının yüzü, tanınmaz haldeydi. Kimlik bilgilerine ulaşmak isteyen cinayet dedektifi Bay Girdap; yanmış cesedin başına peruk takıp, makyaj yaparak vesikalık fotoğrafını çekti. Sonra daha detaylı araştırma yapmak için cesedin yandığı bağ evinden uzaklaştı.
Geride acıklı bir hikâye ve henüz aralanmamış bir sır perdesi kalmıştı…
İstanbul-Ankara-Karabük üçgeninde gelişen oradan ABD'ye sıçrayan olaylar serisi. Korkunç şekilde işlenen kadın cinayetlerini konu alan BİR KADIN KAÇ MEZAR? I CENNETTEKİ ANNELER Adlı bu polisiye roman; Türkiye'de ve dünyada yaşanan ama üzeri ölü toprağıyla örtülen tüm tacizleri, tecavüzleri ve daha fazlasını gözler önüne seriyor. Her bölümü, bir dizinin en önemli sahnesi biter gibi insanı merak içinde bırakıyor…
Okuru; koltuğuna mıhlayacak, nefesini kesecek, olağanüstü bir cinayet romanı.
- Açıklama
Su çok soğuktu. Küvetin içine baktı, buz doldurulmuştu. Üşüdüğünü fark etti Küvette yarı baygın bir şekilde yatıyordu. Başı dışarıda, bedeninin geri kalan kısmı suyun içindeydi. Birkaç dakika içinde gözlerini açtı, etrafına baktı. Çırılçıplak bir şekilde suyun içinde olduğunu fark etti. Burası da neresi, diye içinden geçirdi. “Benim burada ne işim var?” Bütün bedeni zangır zangır titriyordu. Etrafında kimseler yoktu. Gözünü gezdirdi; küvetin yanında bir cep telefonu, onun yakınında da bir kâğıt vardı. Elini telefona uzattı, aldı. Sonra kâğıda uzanıp, onu da aldı. Üzerinde 112 yazıyordu. Numarayı çevirdi, karşısındaki bayan, bezgin bir sesle; “Buyurun, Acil Servis.” “Şey, ben nerede olduğumu bilmiyorum, gözümü açtığımda kendimi bir küvetin içinde buldum. Bana yardım edin, lütfen!”
…
Cesedi yanan kadının yüzü, tanınmaz haldeydi. Kimlik bilgilerine ulaşmak isteyen cinayet dedektifi Bay Girdap; yanmış cesedin başına peruk takıp, makyaj yaparak vesikalık fotoğrafını çekti. Sonra daha detaylı araştırma yapmak için cesedin yandığı bağ evinden uzaklaştı.
Geride acıklı bir hikâye ve henüz aralanmamış bir sır perdesi kalmıştı…
İstanbul-Ankara-Karabük üçgeninde gelişen oradan ABD'ye sıçrayan olaylar serisi. Korkunç şekilde işlenen kadın cinayetlerini konu alan BİR KADIN KAÇ MEZAR? I CENNETTEKİ ANNELER Adlı bu polisiye roman; Türkiye'de ve dünyada yaşanan ama üzeri ölü toprağıyla örtülen tüm tacizleri, tecavüzleri ve daha fazlasını gözler önüne seriyor. Her bölümü, bir dizinin en önemli sahnesi biter gibi insanı merak içinde bırakıyor…
Okuru; koltuğuna mıhlayacak, nefesini kesecek, olağanüstü bir cinayet romanı.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.