Bir Mutasavvıfın Siyasi HatıralarıAhmed Mahir Efendi'nin Hatıratı
Tasavvuf klasikleri arasında önemli bir yere sahip olan İbn Atâullah İskenderî'nin Hikem'ine yazmış olduğu kapsamlı şerhi ile tanınan Ahmed Mâhir Efendi (1861-1925), XIX. yüzyıl Osmanlı ilim ve kültürüne önemli katkılarda bulunmuş bir din âlimi, devlet ve siyaset adamıdır. Devletin çeşitli kademelerinde önemli vazifelerde bulunduktan sonra 1908'de siyasi hayatı başlamış Meclis-i Meb‘ûsan'da yedi yıl, Büyük Millet Meclisi ikinci devresinde de iki yıl milletvekilliği yapmıştır. Meclis-i Meb‘ûsan'da bulunduğu sırada geçici reislik ve birinci reis vekilliği gibi görevlerde bulunmuştur. Ahmed Mâhir Efendi, siyasi kimliğinin yanı sıra mutasavvıf kimliği ile de temayüz eden çok yönlü bir âlimdir. O, Hikem'i manzum olarak tercüme etmenin yanı sıra çeşitli yerlerde yayınlanmış çoğu gün yüzüne çıkmamış şiirleriyle edebî sahadaki ilgisini de ortaya koymuştur.
Hâtırat, Ahmed Mâhir Efendi'nin İstanbul'da bulunduğu yıllarda kendi el yazısı ile yazmış olduğu günlüklerden oluşmaktadır. Hâtırat'ta ayrıntı kabilinden günlük hayatın rutini sayılabilecek olayların yanı sıra döneme damga vuran çok mühim siyasi ve askerî hadiselere de yer verilmiştir. Mesela II. Meşrutiyet'in ilanı, II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesi, İttihatçıların idareyi ele alması, 31 Mart Vakası, kurulan ve devrilen hükûmetler, II. Abdülhamid'in sürgünde bulunduğu Selanik'ten getirilerek Beylerbeyi Sarayı'na yerleştirilmesi, Trablusgarp Savaşı, I. ve II. Balkan Savaşları, Çanakkale Savaşları, I. Dünya Savaşı ve sonuçları, Kûtü'l-Amare zaferi, Anadolu'nun işgali, İstanbul'un işgali, Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'da başlattığı Millî Mücadele, Kuva-yı Milliye Hareketi gibi hadiseler Hâtırat'ta geçen başlıca konular arasındadır.
Ahmed Mâhir Efendi'nin Hâtırat'ı, bir imparatorluğun çöküşü ile yeni bir devletin kuruluşunun en kritik anlarını bir mutasavvıfın gözünden okuma imkânı vermesi açısından önemli bir vesika hükmündedir. Hâtırat'ın bir başak özelliği de olayların cereyan ettiği esnada yazılmış olmasıdır. Dolayısıyla mezkûr dönemi günbegün Ahmed Mâhir Efendi'nin kaleminden takip etmek mümkündür.
- Açıklama
Tasavvuf klasikleri arasında önemli bir yere sahip olan İbn Atâullah İskenderî'nin Hikem'ine yazmış olduğu kapsamlı şerhi ile tanınan Ahmed Mâhir Efendi (1861-1925), XIX. yüzyıl Osmanlı ilim ve kültürüne önemli katkılarda bulunmuş bir din âlimi, devlet ve siyaset adamıdır. Devletin çeşitli kademelerinde önemli vazifelerde bulunduktan sonra 1908'de siyasi hayatı başlamış Meclis-i Meb‘ûsan'da yedi yıl, Büyük Millet Meclisi ikinci devresinde de iki yıl milletvekilliği yapmıştır. Meclis-i Meb‘ûsan'da bulunduğu sırada geçici reislik ve birinci reis vekilliği gibi görevlerde bulunmuştur. Ahmed Mâhir Efendi, siyasi kimliğinin yanı sıra mutasavvıf kimliği ile de temayüz eden çok yönlü bir âlimdir. O, Hikem'i manzum olarak tercüme etmenin yanı sıra çeşitli yerlerde yayınlanmış çoğu gün yüzüne çıkmamış şiirleriyle edebî sahadaki ilgisini de ortaya koymuştur.
Hâtırat, Ahmed Mâhir Efendi'nin İstanbul'da bulunduğu yıllarda kendi el yazısı ile yazmış olduğu günlüklerden oluşmaktadır. Hâtırat'ta ayrıntı kabilinden günlük hayatın rutini sayılabilecek olayların yanı sıra döneme damga vuran çok mühim siyasi ve askerî hadiselere de yer verilmiştir. Mesela II. Meşrutiyet'in ilanı, II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesi, İttihatçıların idareyi ele alması, 31 Mart Vakası, kurulan ve devrilen hükûmetler, II. Abdülhamid'in sürgünde bulunduğu Selanik'ten getirilerek Beylerbeyi Sarayı'na yerleştirilmesi, Trablusgarp Savaşı, I. ve II. Balkan Savaşları, Çanakkale Savaşları, I. Dünya Savaşı ve sonuçları, Kûtü'l-Amare zaferi, Anadolu'nun işgali, İstanbul'un işgali, Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'da başlattığı Millî Mücadele, Kuva-yı Milliye Hareketi gibi hadiseler Hâtırat'ta geçen başlıca konular arasındadır.
Ahmed Mâhir Efendi'nin Hâtırat'ı, bir imparatorluğun çöküşü ile yeni bir devletin kuruluşunun en kritik anlarını bir mutasavvıfın gözünden okuma imkânı vermesi açısından önemli bir vesika hükmündedir. Hâtırat'ın bir başak özelliği de olayların cereyan ettiği esnada yazılmış olmasıdır. Dolayısıyla mezkûr dönemi günbegün Ahmed Mâhir Efendi'nin kaleminden takip etmek mümkündür.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.