Bir Şehri Yok Etmekİstanbul'da Kazanmak ya da Kaybetmek
Türkiye'de, ekonomik gelişme ve büyümeyi sağlamak için en büyük koz olarak inşaat sektörü görüldü. Ancak bu sektörün sağlıklı ve kalıcı bir ekonomik büyüme yaratamadığına dair pek çok araştırma ve inceleme daima görmezden gelindi. Şehirler inşaat projelerinin "arazisi" haline getirildi.
Emine Uşaklıgil bu durumu İstanbul üzerinden gösteriyor. İnsanlar, mahalleler, sokaklar, çarşılar, pazarlar, kentin tarihî tanığı binalar, dereler, ormanlar, anılar ve hikâyelerden oluşan şehir, özellikle İstanbul, bir rant kaynağı ve merkezi oldu. Bu rant hırsı, İstanbul'un kadim mahallelerine; Sulu- kule'ye, Balat'a, Tarlabaşı'na, Okmeydanı'na yöneldiği gibi "yeni" İstanbul yaratmak için ormanlara, su havzalarına ve barajlara da "arazi" mantığıyla bakmaya başladı.
Bunu engellemek mümkün mü? "Ecdat yadigârı" İstanbul'dan geriye ne kalacak? Göreceğiz! Tarihî silueti bile giderek ve hızla bozulan İstanbul'a hâlâ sahip çıkanlara... "Kent hakkı"nı savunan kentlilere, yurttaşlara...
Yaşam alanlarımızı, evlerimizi, sokaklarımızı, mahallelerimizi, şehirlerimizi savunmak, karamsarlığa kapılıp teslim olmaktan çok daha zor. Ama emin olun hepimiz teslim olmanın insanı yiyip bitiren öfkeye bulanmış hüznü yerine, mücadele halinin neşesini hak ediyoruz.
- Açıklama
Türkiye'de, ekonomik gelişme ve büyümeyi sağlamak için en büyük koz olarak inşaat sektörü görüldü. Ancak bu sektörün sağlıklı ve kalıcı bir ekonomik büyüme yaratamadığına dair pek çok araştırma ve inceleme daima görmezden gelindi. Şehirler inşaat projelerinin "arazisi" haline getirildi.
Emine Uşaklıgil bu durumu İstanbul üzerinden gösteriyor. İnsanlar, mahalleler, sokaklar, çarşılar, pazarlar, kentin tarihî tanığı binalar, dereler, ormanlar, anılar ve hikâyelerden oluşan şehir, özellikle İstanbul, bir rant kaynağı ve merkezi oldu. Bu rant hırsı, İstanbul'un kadim mahallelerine; Sulu- kule'ye, Balat'a, Tarlabaşı'na, Okmeydanı'na yöneldiği gibi "yeni" İstanbul yaratmak için ormanlara, su havzalarına ve barajlara da "arazi" mantığıyla bakmaya başladı.
Bunu engellemek mümkün mü? "Ecdat yadigârı" İstanbul'dan geriye ne kalacak? Göreceğiz! Tarihî silueti bile giderek ve hızla bozulan İstanbul'a hâlâ sahip çıkanlara... "Kent hakkı"nı savunan kentlilere, yurttaşlara...
Yaşam alanlarımızı, evlerimizi, sokaklarımızı, mahallelerimizi, şehirlerimizi savunmak, karamsarlığa kapılıp teslim olmaktan çok daha zor. Ama emin olun hepimiz teslim olmanın insanı yiyip bitiren öfkeye bulanmış hüznü yerine, mücadele halinin neşesini hak ediyoruz.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.