%35
Bir Yangının Külünü Gülbahar Kültür
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786056488436
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
315
Baskı
1
Basım Tarihi
2015-02
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Bir Yangının Külünü

45,00TL
29,25TL
%35
Satışta değil
9786056488436
699997
Bir Yangının Külünü
Bir Yangının Külünü
29.25

90'lı yıllar Arife ile Canan Ben ile ötekiAşk ile ayrılık Can ile Ten

Berlin'de tutuşup İstanbul'da alev alan bir yangının hiyakesi...

Gülbahar Kültür'ün Türkçe yayımlanan ilk romanı kendileriyle, geçmişleriyle, birlikte yaşadıklarıyla oludğu kadar gelecekleriyle de hesaplaşan, tutkulu bir aşktan paylarına ve tenlerine düşeni aşka yakışır şekilde alan Arife'nin ve onun diliyle can bulan Canan'ın yaşadıklarını anlatıyor.

Bremen'de yaşayan şair, yazar ve DJ Gülbahar Kültür'ün şiirlerinde de başat rol oynayan "ritim", "erotizm" ve "ironi" romanın ana unsurlarından.

"Şubat ortaları... Berlin'in bedeni karlar altındaydı. Koca kentin üzerine bembeyaz dev bir çarşaf serilmişti. Hani şu çamaşır tozu reklamlarından tanıdığınız beyazlık. Dışarıdaki kuru ayaz, insanlara balkonları olduğunu unutturmuştu. Gün göz açıp kapayana dek karanlığa karışıyordu. Nehir kenarına inmiştim. Ardıma baktığımda, kentin, içimin alacakaranlığına uyum sağlamayan, ak fıstanı üzerinde ayak izlerimi görürdüm. Üşüyordum ama soğuktan kaçmıyordum. Üşümek yaşadığının bir belirtisiydi. İyiye işaretti."

  • Açıklama
    • 90'lı yıllar Arife ile Canan Ben ile ötekiAşk ile ayrılık Can ile Ten

      Berlin'de tutuşup İstanbul'da alev alan bir yangının hiyakesi...

      Gülbahar Kültür'ün Türkçe yayımlanan ilk romanı kendileriyle, geçmişleriyle, birlikte yaşadıklarıyla oludğu kadar gelecekleriyle de hesaplaşan, tutkulu bir aşktan paylarına ve tenlerine düşeni aşka yakışır şekilde alan Arife'nin ve onun diliyle can bulan Canan'ın yaşadıklarını anlatıyor.

      Bremen'de yaşayan şair, yazar ve DJ Gülbahar Kültür'ün şiirlerinde de başat rol oynayan "ritim", "erotizm" ve "ironi" romanın ana unsurlarından.

      "Şubat ortaları... Berlin'in bedeni karlar altındaydı. Koca kentin üzerine bembeyaz dev bir çarşaf serilmişti. Hani şu çamaşır tozu reklamlarından tanıdığınız beyazlık. Dışarıdaki kuru ayaz, insanlara balkonları olduğunu unutturmuştu. Gün göz açıp kapayana dek karanlığa karışıyordu. Nehir kenarına inmiştim. Ardıma baktığımda, kentin, içimin alacakaranlığına uyum sağlamayan, ak fıstanı üzerinde ayak izlerimi görürdüm. Üşüyordum ama soğuktan kaçmıyordum. Üşümek yaşadığının bir belirtisiydi. İyiye işaretti."

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat