Biz Korkarsak Çocuklar Büyüyemez
Biz Korkarsak, Çocuklar Büyümez; bir döneme ait siyasi yazılardan oluşuyor.
Gelecek kaygısının çok baskın olduğu, yolsuzlukların ve hukuksuzluğun yükselen değer sayıldığı, oluşturulan sivil vesayetin özgürlük tanımadığı, kuruluş değerlerinin sistematik bir biçimde yok edildiği, cemaatlerin ve tarikatların bürokrasiden siyasetin her kademesine kadar yuvalandığı, aşırı betonlaşma sonucu doğanın nefessiz kaldığı, yerli kaynakların çokuluslu şirketlere peşkeş çekildiği, kamu bankalarından söğüşlenen paraların ayakkabı kutularına saklandığı, sıfırlanamayan paraların varlığı ve sıfırlanan ömürlerin parçalandığı bir dönem…
Kazım Demir; bu yakıcı dönemi enine boyuna tartışıyor, düşüncelerini aktarıyor ve doğrusunun nasıl olması gerektiği üzerine kafa yoruyor. Yalın bir dille, sakınmadan ve korkmadan yazıyor. Sırf muhalif görünmek için değil, bu toprakları âşık bir yurtsever olarak üzerinde taşıyor bu sorunluluğu, o yüzden kalem oynatıyor. Gelecek kuşaklara borçlu olmanın verdiği bir görev, onu yerine getirmeye çabalıyor…
Biz Korkarsak, Çocuklar Büyümez; bütün bu olumsuzluklara rağmen umudu da çok güçlü olarak hissettiren yazılar barındırıyor içerisinde. Zulmün karşısına sevgiyi, kirlenmenin karşına ahlakı, sövgünün karşına nazikliği, paranın karşısına insanı ve geleceğin yanına çocukları koyarak işliyor sözünü. Bir çırpıda okunup kütüphaneye kaldırılacak bir kitap değil, söz konusu döneme ait sohbetler edildikçe dönüp dönüp bakılabilecek kaynakça. İleriki yıllarda bu dönemin çok tartışılacağına eminim, o yüzden bu yazılar daha da bir anlam kazanacak. Işığı hedefleyenlerle karanlığa özenenlerin yılları diye anlatacak dedeler torunlarının saçlarını okşarken…
Sözü Kazım Demir'e bırakıyorum.
“Ama artık susarsak çocuklarımıza ihanet ederiz.
Biz korkarsak onlar büyüyemez.
Yakmaya, tacize, tecavüze kalkarlar.
Susmak yok.
Hep birlikte ayağa kalkma zamanı.
Şimdi direnme zamanı.”
Ömer Turan
- Açıklama
Biz Korkarsak, Çocuklar Büyümez; bir döneme ait siyasi yazılardan oluşuyor.
Gelecek kaygısının çok baskın olduğu, yolsuzlukların ve hukuksuzluğun yükselen değer sayıldığı, oluşturulan sivil vesayetin özgürlük tanımadığı, kuruluş değerlerinin sistematik bir biçimde yok edildiği, cemaatlerin ve tarikatların bürokrasiden siyasetin her kademesine kadar yuvalandığı, aşırı betonlaşma sonucu doğanın nefessiz kaldığı, yerli kaynakların çokuluslu şirketlere peşkeş çekildiği, kamu bankalarından söğüşlenen paraların ayakkabı kutularına saklandığı, sıfırlanamayan paraların varlığı ve sıfırlanan ömürlerin parçalandığı bir dönem…
Kazım Demir; bu yakıcı dönemi enine boyuna tartışıyor, düşüncelerini aktarıyor ve doğrusunun nasıl olması gerektiği üzerine kafa yoruyor. Yalın bir dille, sakınmadan ve korkmadan yazıyor. Sırf muhalif görünmek için değil, bu toprakları âşık bir yurtsever olarak üzerinde taşıyor bu sorunluluğu, o yüzden kalem oynatıyor. Gelecek kuşaklara borçlu olmanın verdiği bir görev, onu yerine getirmeye çabalıyor…
Biz Korkarsak, Çocuklar Büyümez; bütün bu olumsuzluklara rağmen umudu da çok güçlü olarak hissettiren yazılar barındırıyor içerisinde. Zulmün karşısına sevgiyi, kirlenmenin karşına ahlakı, sövgünün karşına nazikliği, paranın karşısına insanı ve geleceğin yanına çocukları koyarak işliyor sözünü. Bir çırpıda okunup kütüphaneye kaldırılacak bir kitap değil, söz konusu döneme ait sohbetler edildikçe dönüp dönüp bakılabilecek kaynakça. İleriki yıllarda bu dönemin çok tartışılacağına eminim, o yüzden bu yazılar daha da bir anlam kazanacak. Işığı hedefleyenlerle karanlığa özenenlerin yılları diye anlatacak dedeler torunlarının saçlarını okşarken…
Sözü Kazım Demir'e bırakıyorum.
“Ama artık susarsak çocuklarımıza ihanet ederiz.
Biz korkarsak onlar büyüyemez.
Yakmaya, tacize, tecavüze kalkarlar.
Susmak yok.
Hep birlikte ayağa kalkma zamanı.
Şimdi direnme zamanı.”Ömer Turan
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.