“Yarım saattir susmadılar canım! Nasıl yardım edebilirim diye düşünmüştüm tabii ama karışmak olmazdı aile içi yaşantılarına. Konuşmak da istemiştim defalarca ama bir kere olsun denk gelememiştim. Yoksa denk gelmek istemiştim. Her akşam karnımda bir acı hissediyorum bu bağırmaları duyunca ama yine şükrediyorum kendi durumuma.”
“Hepimiz kulaklarımızı tıkamıştık. Kadının çığlığı içimizden geliyordu sanki. Yardım için yalvarıyordu. Ben müzik açtım, karşı komşuysa ulusal kanaldaki haftalık dizisine baktı. Kimse bunu ilgiyle konuşmadı. Sabaha kadar kadın içimizde ağladı. Ertesi gün aynı şeyler yaşandı.”
“Benim de kızım var, hem de gelinlik çağında. Ayıp değil mi, ben eşime vursam ileride de onlara vurmazlar mı? Babası üzülmez miydi eşimin, mezarında ters dönmez miydi? Ne ayıp şey!”
“Dayağın saati bile vardı. Çok içtiği zamanlarda da zorunlu sevişme vardı. Kendimi öldürmeyi bile düşündüm ama yine korktum. Bu sefer çocuklarım için korkuyordum.”
“Her gün haberlerde izliyoruz boşanan çiftlerin neler yaşadığını, öldürmeye kadar giden yolları … Ya ben değil de çocuğum yaşarsa aynı şeyi, koruyamazsam onu?”
“Şimdiyse tüm gün çalışırken dinlenmenin hayalini kurduğum evimde borç içinde oturuyorum. İçeride uyuma numarası yaptıklarını bildiğim iki tane evladım, karşımda da dudağından kan sızan, daha küçüklüğünden aldığım karım. Ve titreyen bedenimi sakinleştirmeye çalışan ben...”
“Bazı şeyler asla bırakılmıyor ama alışkanlık da yapmıyor, sadece devam ediyor...”
“Düşündüğüm tek şey, canımın diğer parçası olan oğlumdu.”
“Kanı gördükten sonra canım daha çok yanmaya başladı. Karnım, sırtım sanki nokta nokta sızlıyordu. Gözlerim kararmıştı. Nefes alamıyordum.”
Şiddet ortamına maruz kalmanın yol açtığı travmaları, lüks bir sitedeki bir apartmanda yaşanan şiddet olayının faili, mağduru yahut şahidi olmuş, on üç farklı kişinin bakış açısı üzerinden, birbirine ilginç şekilde bağlı on üç ayrı hikâyede anlatan Blok A6, her bir satırında toplumun tüm kesimlerini derinden etkileyen şiddetin arka planında yatan hisleri, gerekçeleri, korkuları ve kaygıları özgün bir üslupla okuyucusuna aktarıyor ve ilişkilerde özeleştiriden kaçınan insanların tabiatına dair yarattığı farkındalıkla, her bir hikâyede kimin haklı kimin haksız olduğuna dair kararı okurlarının takdirine bırakıyor…
- Açıklama
“Yarım saattir susmadılar canım! Nasıl yardım edebilirim diye düşünmüştüm tabii ama karışmak olmazdı aile içi yaşantılarına. Konuşmak da istemiştim defalarca ama bir kere olsun denk gelememiştim. Yoksa denk gelmek istemiştim. Her akşam karnımda bir acı hissediyorum bu bağırmaları duyunca ama yine şükrediyorum kendi durumuma.”
“Hepimiz kulaklarımızı tıkamıştık. Kadının çığlığı içimizden geliyordu sanki. Yardım için yalvarıyordu. Ben müzik açtım, karşı komşuysa ulusal kanaldaki haftalık dizisine baktı. Kimse bunu ilgiyle konuşmadı. Sabaha kadar kadın içimizde ağladı. Ertesi gün aynı şeyler yaşandı.”
“Benim de kızım var, hem de gelinlik çağında. Ayıp değil mi, ben eşime vursam ileride de onlara vurmazlar mı? Babası üzülmez miydi eşimin, mezarında ters dönmez miydi? Ne ayıp şey!”
“Dayağın saati bile vardı. Çok içtiği zamanlarda da zorunlu sevişme vardı. Kendimi öldürmeyi bile düşündüm ama yine korktum. Bu sefer çocuklarım için korkuyordum.”
“Her gün haberlerde izliyoruz boşanan çiftlerin neler yaşadığını, öldürmeye kadar giden yolları … Ya ben değil de çocuğum yaşarsa aynı şeyi, koruyamazsam onu?”
“Şimdiyse tüm gün çalışırken dinlenmenin hayalini kurduğum evimde borç içinde oturuyorum. İçeride uyuma numarası yaptıklarını bildiğim iki tane evladım, karşımda da dudağından kan sızan, daha küçüklüğünden aldığım karım. Ve titreyen bedenimi sakinleştirmeye çalışan ben...”
“Bazı şeyler asla bırakılmıyor ama alışkanlık da yapmıyor, sadece devam ediyor...”
“Düşündüğüm tek şey, canımın diğer parçası olan oğlumdu.”
“Kanı gördükten sonra canım daha çok yanmaya başladı. Karnım, sırtım sanki nokta nokta sızlıyordu. Gözlerim kararmıştı. Nefes alamıyordum.”
Şiddet ortamına maruz kalmanın yol açtığı travmaları, lüks bir sitedeki bir apartmanda yaşanan şiddet olayının faili, mağduru yahut şahidi olmuş, on üç farklı kişinin bakış açısı üzerinden, birbirine ilginç şekilde bağlı on üç ayrı hikâyede anlatan Blok A6, her bir satırında toplumun tüm kesimlerini derinden etkileyen şiddetin arka planında yatan hisleri, gerekçeleri, korkuları ve kaygıları özgün bir üslupla okuyucusuna aktarıyor ve ilişkilerde özeleştiriden kaçınan insanların tabiatına dair yarattığı farkındalıkla, her bir hikâyede kimin haklı kimin haksız olduğuna dair kararı okurlarının takdirine bırakıyor…
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.