%35
Bozkırdaki Kıvılcım - Arife Köyü Necati Açıkgöz
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786257306232
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
152
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2021-04
Kapak Türü
Plastik
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Bozkırdaki Kıvılcım - Arife Köyü

Yayınevi : Karina Yayınevi
25,00TL
16,25TL
%35
Satışta değil
9786257306232
872107
Bozkırdaki Kıvılcım - Arife Köyü
Bozkırdaki Kıvılcım - Arife Köyü
16.25

Adalet ve liyakat, devleti devlet yapan iki önemli unsurdur. Adil olabilmek; bilgili, eğitimli ve donanımlı olmayı gerektirir. Cahilden her şeyi bekleyebilirsin kötülükten yana, ne istersen o çıkar! Ama ne yaparsan yap, adalet bekleme! Oradan adalet çıkmaz. Zorba çıkar, despot çıkar, kural tanımaz çıkar. Liyakat sahibi olmayanlara, devlet gibi düzenli işlemesi gereken bir saat teslim edilirse; o saat arızalanır. O devlet batar. Halk batar... Osmanlı devletinde, Yavuz Selim ile birlikte Türklük kavramı özü itibarı ile Arap milliyetçiliği etkisinde kalarak ikinci dil ve milliyet unsuru olarak algılanır olmuştur. Ne acıdır ki Türk dili bırakılmış, onun yerine Arapça, Farsça, Türkçe karışımı Osmanlıca adı altında uyduruk bir dil yaratılarak, saray dili olarak hâkim kılınmıştır. Türkçe konuşanlar kenarda, köşede, dağda, bayırda yaşayan Türkmen Yörük aşiretleridir. Onlar da anadillerini devam ettirdikleri için horlanır, aşağılanır ve küçümsenir olmuşlardır. Türkmenler her türlü dayatmaya karşın kendilerince önemli olan iki hususta asla ödün vermemişlerdir. Bunlardan birincisi dil... İkinci ödün verilmeyen husus ise İslam'ın inanç boyutudur...

  • Açıklama
    • Adalet ve liyakat, devleti devlet yapan iki önemli unsurdur. Adil olabilmek; bilgili, eğitimli ve donanımlı olmayı gerektirir. Cahilden her şeyi bekleyebilirsin kötülükten yana, ne istersen o çıkar! Ama ne yaparsan yap, adalet bekleme! Oradan adalet çıkmaz. Zorba çıkar, despot çıkar, kural tanımaz çıkar. Liyakat sahibi olmayanlara, devlet gibi düzenli işlemesi gereken bir saat teslim edilirse; o saat arızalanır. O devlet batar. Halk batar... Osmanlı devletinde, Yavuz Selim ile birlikte Türklük kavramı özü itibarı ile Arap milliyetçiliği etkisinde kalarak ikinci dil ve milliyet unsuru olarak algılanır olmuştur. Ne acıdır ki Türk dili bırakılmış, onun yerine Arapça, Farsça, Türkçe karışımı Osmanlıca adı altında uyduruk bir dil yaratılarak, saray dili olarak hâkim kılınmıştır. Türkçe konuşanlar kenarda, köşede, dağda, bayırda yaşayan Türkmen Yörük aşiretleridir. Onlar da anadillerini devam ettirdikleri için horlanır, aşağılanır ve küçümsenir olmuşlardır. Türkmenler her türlü dayatmaya karşın kendilerince önemli olan iki hususta asla ödün vermemişlerdir. Bunlardan birincisi dil... İkinci ödün verilmeyen husus ise İslam'ın inanç boyutudur...

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat