%35
Bozkırın Atları Yaman Ölür Zeki Bulduk
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786053497547
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
192
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
2
Basım Tarihi
2016-11
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Bozkırın Atları Yaman Ölür

Yazar: Zeki Bulduk
Yayınevi : Erdem Yayınları
40,00TL
26,00TL
%35
Satışta değil
9786053497547
646745
Bozkırın Atları Yaman Ölür
Bozkırın Atları Yaman Ölür
26.00

Zeki Bulduk “atları” alıp bir yolculuğa çıkıyor ve çıkarıyor. Taşrada doğanlar, taşrada kalanlar, oradan ayrılıp kendine yeni bir hayat kuranlar, oradan ayrılamayanlar, oradan çıkıp üniversite okuyan gençler ve katıldıkları eylemler, yaşadıkları aşklar, analarının kuzusu çocuklar, çocukluğun hüzünlü fakat güzel hatıraları arasında bizleri dolaştırıyor. Bozkırın öykülerini bozkırın sesleriyle, Neşet Ertaş'ın ve Mahzuni'nin türküleriyle birlikte anlatan Bulduk; bu toprakların hüzünle ve acıyla yoğrulmuş hikâyelerini çocukluğun masumiyeti ve duygusallığı ile yan yana anlatıyor. Çocukluğa ve bozkıra dair bir özlem, bu özlemin sonucunda bir hatırlama atalarla bozkırın ruhunu hatırlatma çabası Bulduk'un kaleminde şekilleniyor.

“Bendeki yorgunluğu annen anlar mı? Bilmiyorum, ama o uçsuz bucaksız atlar anlar sanırım. Üzerinden unutulmayan, acıtan bir tarihin geçtiği, yabanımsı, dizginlenemeyen atlara anlatmak istiyorum bu yorgunluğu. Öyle, ansızın kaybolmuştu atlar. Birileri, “Öldüler” diyordu. Sen, “Gittiler” diyordun. Zaten hiçbir zaman acımasız değildin. Bir umut mutlaka olurdu senin sözünde. O atlar, bir gün geri döneceklerdi. Tıpkı senin gibi gitmişlerdi. Fakat sen dönmeyecektin! Ya atlar da dönmezlerse? Yelelerinde muradımın asılı gittiği atları, yalnız düş bahçelerimde mi görecektim?”

  • Açıklama
    • Zeki Bulduk “atları” alıp bir yolculuğa çıkıyor ve çıkarıyor. Taşrada doğanlar, taşrada kalanlar, oradan ayrılıp kendine yeni bir hayat kuranlar, oradan ayrılamayanlar, oradan çıkıp üniversite okuyan gençler ve katıldıkları eylemler, yaşadıkları aşklar, analarının kuzusu çocuklar, çocukluğun hüzünlü fakat güzel hatıraları arasında bizleri dolaştırıyor. Bozkırın öykülerini bozkırın sesleriyle, Neşet Ertaş'ın ve Mahzuni'nin türküleriyle birlikte anlatan Bulduk; bu toprakların hüzünle ve acıyla yoğrulmuş hikâyelerini çocukluğun masumiyeti ve duygusallığı ile yan yana anlatıyor. Çocukluğa ve bozkıra dair bir özlem, bu özlemin sonucunda bir hatırlama atalarla bozkırın ruhunu hatırlatma çabası Bulduk'un kaleminde şekilleniyor.

      “Bendeki yorgunluğu annen anlar mı? Bilmiyorum, ama o uçsuz bucaksız atlar anlar sanırım. Üzerinden unutulmayan, acıtan bir tarihin geçtiği, yabanımsı, dizginlenemeyen atlara anlatmak istiyorum bu yorgunluğu. Öyle, ansızın kaybolmuştu atlar. Birileri, “Öldüler” diyordu. Sen, “Gittiler” diyordun. Zaten hiçbir zaman acımasız değildin. Bir umut mutlaka olurdu senin sözünde. O atlar, bir gün geri döneceklerdi. Tıpkı senin gibi gitmişlerdi. Fakat sen dönmeyecektin! Ya atlar da dönmezlerse? Yelelerinde muradımın asılı gittiği atları, yalnız düş bahçelerimde mi görecektim?”

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat