Bu Öğrencilere Bu İşi Mi Öğrettiler?Öğrenci Muhalefeti ve Baskılar
"Şimdi ben merak ediyorum; bu okulun yönetimi, akademisyenleri, bu öğrencilere bu işi mi öğrettiler? Nasıl sapan kullanılır, hangi cins kullanılır? Veya araba lastikleri, ne zaman, hangi ortamda, nasıl yakılır? Veya molotof nasıl yapılır, kimlere nasıl atılır? Bu mu öğretildi bunlara?"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2012 Aralık'ında ODTÜ'de polisin "orantısız şiddetle" karşılık verdiği öğrenci protestoları üzerine bunları söylemişti. Üniversite öğrencileri, dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye'de de, toplumsal muhalefetin önemli öznelerinden biri. Kâh toplumsal düzenle ilgili hoşnutsuzluklar, kâh üniversitenin vaadleriyle gerçekliği arasındaki derin uçurumun yarattığı hayal kırıklığı, kâh gençliğin isyankarlığı, heyecanı, radikalizmi, hep beraber öğrenci hareketinin kesintisiz dinamiğini oluşturuyor.
Devletin ve iktidarların öğrencilere dönük baskıcı tutumu da en az öğrenci muhalefeti geleneği kadar güçlü bir gelenek oluşturuyor Türkiye'de! Başbakan Erdoğan'ın çıkışı istisnai değil: "Masum öğrenci olaylarını" "anarşi ve terörün" tohumu olarak gören ve bunların kaynağında boğulması gerektiğini düşünen yaklaşım, neredeyse bir gizli anayasa maddesi gibi kökleşmiş durumda.
Araştırmacı gazeteciler Gökçer Tahincioğlu ve Kemal Göktaş'ın incelemesi, 11 yıllık AKP iktidarı döneminde öğrenci hareketine dönük baskı rejiminin bir bilançosunu çıkarıyor. Bütün yönetim kademelerinin kıyıcı hoşgörüsüzlüğünden, polisin daimi "orantısız güç" uygulamasına, yargının "terörist" ve "düşman" muamelesi yapan rutinine kadar...
- Açıklama
"Şimdi ben merak ediyorum; bu okulun yönetimi, akademisyenleri, bu öğrencilere bu işi mi öğrettiler? Nasıl sapan kullanılır, hangi cins kullanılır? Veya araba lastikleri, ne zaman, hangi ortamda, nasıl yakılır? Veya molotof nasıl yapılır, kimlere nasıl atılır? Bu mu öğretildi bunlara?"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2012 Aralık'ında ODTÜ'de polisin "orantısız şiddetle" karşılık verdiği öğrenci protestoları üzerine bunları söylemişti. Üniversite öğrencileri, dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye'de de, toplumsal muhalefetin önemli öznelerinden biri. Kâh toplumsal düzenle ilgili hoşnutsuzluklar, kâh üniversitenin vaadleriyle gerçekliği arasındaki derin uçurumun yarattığı hayal kırıklığı, kâh gençliğin isyankarlığı, heyecanı, radikalizmi, hep beraber öğrenci hareketinin kesintisiz dinamiğini oluşturuyor.
Devletin ve iktidarların öğrencilere dönük baskıcı tutumu da en az öğrenci muhalefeti geleneği kadar güçlü bir gelenek oluşturuyor Türkiye'de! Başbakan Erdoğan'ın çıkışı istisnai değil: "Masum öğrenci olaylarını" "anarşi ve terörün" tohumu olarak gören ve bunların kaynağında boğulması gerektiğini düşünen yaklaşım, neredeyse bir gizli anayasa maddesi gibi kökleşmiş durumda.Araştırmacı gazeteciler Gökçer Tahincioğlu ve Kemal Göktaş'ın incelemesi, 11 yıllık AKP iktidarı döneminde öğrenci hareketine dönük baskı rejiminin bir bilançosunu çıkarıyor. Bütün yönetim kademelerinin kıyıcı hoşgörüsüzlüğünden, polisin daimi "orantısız güç" uygulamasına, yargının "terörist" ve "düşman" muamelesi yapan rutinine kadar...
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.