Butcher's CrossingZamansız ve Kusursuz Bir Vahşi Batı Hikayesi
Unutulmuş Amerikalı yazar John Williams'in 1965 yılında yazdığı Stoner, yeniden keşfedilip Türkçesinin de yayımlandığı 2013 yılında tüm dünyada fenomen oldu ve Waterstones Ödülü'nü aldı. Bunun üzerine dikkatler yazarın ilk ustalık eseri sayılan Butcher's Crossing'e yöneldi ve kitap sade ve güçlü diliyle edebi bir Western olarak Stoner kadar beğenildi.
Butcher's Crossing Mart ayında Türk okuruyla buluştu.
Elli yıl sonra yeniden keşfedilip basılan kitabı Stoner ile tüm dünyada büyük bir okur kitlesine ulaşan John Williams'ın 1960'da kaleme aldığı ve "ilk ustalık eserim" dediği kitabın adı hikayeye konu olan yerleşim yeri Butcher's Crossing'den geliyor.
Hikaye Harvard'ı bıraktıktan sonra yeni bir yaşam biçimi bulmak için Batı'ya doğru yola çıkan Will Andrews'un Butcher's Crossing denen küçük kasabaya yerleşmesiyle başlıyor. Colorado'da Rocky Dağları'nda ücra bir vadideki kayıp bufalo sürüsüyle ilgili hikayeler anlatan, onları bulmayı göze alacak kadar cesur ve çılgın erkeklerden oluşan bir ekip kurmayı hayal eden bir avcıyla tanışması ise onu bekleyen maceranın ilk adımı oluyor. Will o erkeklerden biri olmakla kalmayıp ekibin finansmanını ve kendisine verilen deri yüzme görevini de üstlenerek bu katliam gibi av için yola koyuluyor. Ancak yolculuk, katliam, sert koşullar ve şanssızlık onun zihninin ve bedeninin sınırlarını zorlayan tam bir Vahşi Batı hikayesine dönüşüyor.
Kitap doğayla bütünleşen insanın neler yapabileceğini, nasıl bir canlıya dönüşebileceğini ima eden benzersiz bir yol hikayesi. Stoner ile mükemmel bir kitap yazmış bir yazarı tanıdık. Butcher's Crossing ise John Williams'ın bundan daha fazlası olduğunu, her ne kadar unutulmuş olsa da onun tartışmasız bir biçimde mükemmel bir yazar olduğunu gösteriyor.
- Açıklama
Unutulmuş Amerikalı yazar John Williams'in 1965 yılında yazdığı Stoner, yeniden keşfedilip Türkçesinin de yayımlandığı 2013 yılında tüm dünyada fenomen oldu ve Waterstones Ödülü'nü aldı. Bunun üzerine dikkatler yazarın ilk ustalık eseri sayılan Butcher's Crossing'e yöneldi ve kitap sade ve güçlü diliyle edebi bir Western olarak Stoner kadar beğenildi.
Butcher's Crossing Mart ayında Türk okuruyla buluştu.
Elli yıl sonra yeniden keşfedilip basılan kitabı Stoner ile tüm dünyada büyük bir okur kitlesine ulaşan John Williams'ın 1960'da kaleme aldığı ve "ilk ustalık eserim" dediği kitabın adı hikayeye konu olan yerleşim yeri Butcher's Crossing'den geliyor.
Hikaye Harvard'ı bıraktıktan sonra yeni bir yaşam biçimi bulmak için Batı'ya doğru yola çıkan Will Andrews'un Butcher's Crossing denen küçük kasabaya yerleşmesiyle başlıyor. Colorado'da Rocky Dağları'nda ücra bir vadideki kayıp bufalo sürüsüyle ilgili hikayeler anlatan, onları bulmayı göze alacak kadar cesur ve çılgın erkeklerden oluşan bir ekip kurmayı hayal eden bir avcıyla tanışması ise onu bekleyen maceranın ilk adımı oluyor. Will o erkeklerden biri olmakla kalmayıp ekibin finansmanını ve kendisine verilen deri yüzme görevini de üstlenerek bu katliam gibi av için yola koyuluyor. Ancak yolculuk, katliam, sert koşullar ve şanssızlık onun zihninin ve bedeninin sınırlarını zorlayan tam bir Vahşi Batı hikayesine dönüşüyor.
Kitap doğayla bütünleşen insanın neler yapabileceğini, nasıl bir canlıya dönüşebileceğini ima eden benzersiz bir yol hikayesi. Stoner ile mükemmel bir kitap yazmış bir yazarı tanıdık. Butcher's Crossing ise John Williams'ın bundan daha fazlası olduğunu, her ne kadar unutulmuş olsa da onun tartışmasız bir biçimde mükemmel bir yazar olduğunu gösteriyor.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.