Teknik Bilgiler
Stok Kodu
2892800001026
Boyut
17.00x24.00
Sayfa Sayısı
1022
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2001
Kapak Türü
Ciltli
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
Bütün Menkıbeleriyle İstanbul ve Anadolu Evliyaları (2 Cilt Takım) (Ciltli)
Yazar:
Ömer Faruk Yılmaz
Yayınevi : İpek Yayın Dağıtım
90,00TL
49,50TL
%45
Satışta değil
2892800001026
526175
https://www.kitapburada.com/kitap/butun-menkibeleriyle-istanbul-ve-anadolu-evliyalari-2-cilt-takim-ciltli
Bütün Menkıbeleriyle İstanbul ve Anadolu Evliyaları (2 Cilt Takım) (Ciltli)
49.50
Bu eser; asırlardır insanların gönüllerinde taht kurmuş, halk arasında "evliya" diye bilinen Allah dostlarını anlatmaktadır. Ömürlerini ibadet, zikir, adalet, iyilik, hoşgörü ve insanları irşada adamış bu büyük zâtların hayatlarını anlamaya çalıştık. Sadece terâcim-i ahvâl kitaplarının yazdıklarını naklettik. Herhangi bir beyânda bulunmadan bu şeriat, tasavvuf ve ahlak âbidelerinin menâkıbini yâd ettik. Büyük âlim Feridüddîn Attâr hazretleri Tezkiretü'l-Evliyâ isimli meşhur eserinde bu gibi zâtların hayatlarını okumanın lüzumu hakkında şöyle diyor: "Büyükler dediler ki: ayet ve hadisler hariç, şeyhlerin (r.a.i) sözlerinden daha değerli hiçbir söz yoktur. Çünkü sözleri ezberin ve dedim ki, dedi ki'nin neticesi değil, amelin ve hâlin semeresidir; beyândan değil, iyandandır; tekrardan değil esrardandır; kesbi ilimden değil, ledünnî ilimdendir; dinlemekten değil, coşmaktandır; "babam öğretti" âleminden değil, "beni Rabbim en güzel bir biçimde terbiye etti" âlemindendir."
Şeyh Ebu Ali Dekkâk'a, "Bu gibi kişilerin (Allah dostlarının) sözlerini dinlemede hiç fayda var mı?" diye sormuşlar. O da şöyle demiş: "Tabii ki var. Bunda iki fayda var: birincisi; şayet dinleyen şahıs tâlib ise himmeti kuvvetlenip talebi ziyadeleşir. İkincisi; şayet bir kimse, kendisinde bir benlik görürse, bu onun benliğini ve gururunu kırar. Başındaki dâvayı ve sevdayı söküp atar. İyi ve kötü şeyin ne olduğunu ona gösterir. Şayet kişi kör değilse, bu sayede kendini müşahede eder." Nitekim Şeyh Mahfuz (r.a.), "Halkı kendi terazinle tartma, kendini yakîn sahiplerinin terazisiyle tart ki, onların faziletini, kendi müflisliğini anlayabilesin" demişti.
İsmini "Bütün Menkıbeleriyle İstanbul ve Anadolu Evliyaları" koyduğumuz bu eserde, bu topraklar üzerinde yaşamış büyük insanları kısa da olsa tanımaya çalıştık. Eserde herhangi bir sıra takip etmedik. Bunun sebebi, bazı zâtlar arasında mukayese yapmak haddini kendimizde bulamayışımızdandır. Bu eseri yazmamızın sebebini Feridüddin Attâr hazretlerinin sözleriyle ifâde ederek tamamlayalım: "Hayrın, şer sayıldığı bir zamanın içinde bulunduğumuzu gördüm. Bu zamanda şerli kişiler hayırlı insanları unutmuşlardır. Bir "Velîler Tezkiresi" hazırlayıp bu kitaba, "Tezkiretu'l-Evliya", (Velilerden Hâtıralar, Velilerin Menkıbeleri) adını verdim. Tâ ki, zamanımızda hüsranda kalanlar, maneviyat ehli bahtiyar insanları unutmasın, kendi köşesine çekilip inziva hayatı yaşayan bu Allah dostlarını araştırsın, kendilerine rağbet göstermek suretiyle onlar tarafından esen devlet rüzgârı sayesinde ebedî saadete ersin."
-Ömer Faruk Yılmaz-
Şeyh Ebu Ali Dekkâk'a, "Bu gibi kişilerin (Allah dostlarının) sözlerini dinlemede hiç fayda var mı?" diye sormuşlar. O da şöyle demiş: "Tabii ki var. Bunda iki fayda var: birincisi; şayet dinleyen şahıs tâlib ise himmeti kuvvetlenip talebi ziyadeleşir. İkincisi; şayet bir kimse, kendisinde bir benlik görürse, bu onun benliğini ve gururunu kırar. Başındaki dâvayı ve sevdayı söküp atar. İyi ve kötü şeyin ne olduğunu ona gösterir. Şayet kişi kör değilse, bu sayede kendini müşahede eder." Nitekim Şeyh Mahfuz (r.a.), "Halkı kendi terazinle tartma, kendini yakîn sahiplerinin terazisiyle tart ki, onların faziletini, kendi müflisliğini anlayabilesin" demişti.
İsmini "Bütün Menkıbeleriyle İstanbul ve Anadolu Evliyaları" koyduğumuz bu eserde, bu topraklar üzerinde yaşamış büyük insanları kısa da olsa tanımaya çalıştık. Eserde herhangi bir sıra takip etmedik. Bunun sebebi, bazı zâtlar arasında mukayese yapmak haddini kendimizde bulamayışımızdandır. Bu eseri yazmamızın sebebini Feridüddin Attâr hazretlerinin sözleriyle ifâde ederek tamamlayalım: "Hayrın, şer sayıldığı bir zamanın içinde bulunduğumuzu gördüm. Bu zamanda şerli kişiler hayırlı insanları unutmuşlardır. Bir "Velîler Tezkiresi" hazırlayıp bu kitaba, "Tezkiretu'l-Evliya", (Velilerden Hâtıralar, Velilerin Menkıbeleri) adını verdim. Tâ ki, zamanımızda hüsranda kalanlar, maneviyat ehli bahtiyar insanları unutmasın, kendi köşesine çekilip inziva hayatı yaşayan bu Allah dostlarını araştırsın, kendilerine rağbet göstermek suretiyle onlar tarafından esen devlet rüzgârı sayesinde ebedî saadete ersin."
-Ömer Faruk Yılmaz-
- Açıklama
- Bu eser; asırlardır insanların gönüllerinde taht kurmuş, halk arasında "evliya" diye bilinen Allah dostlarını anlatmaktadır. Ömürlerini ibadet, zikir, adalet, iyilik, hoşgörü ve insanları irşada adamış bu büyük zâtların hayatlarını anlamaya çalıştık. Sadece terâcim-i ahvâl kitaplarının yazdıklarını naklettik. Herhangi bir beyânda bulunmadan bu şeriat, tasavvuf ve ahlak âbidelerinin menâkıbini yâd ettik. Büyük âlim Feridüddîn Attâr hazretleri Tezkiretü'l-Evliyâ isimli meşhur eserinde bu gibi zâtların hayatlarını okumanın lüzumu hakkında şöyle diyor: "Büyükler dediler ki: ayet ve hadisler hariç, şeyhlerin (r.a.i) sözlerinden daha değerli hiçbir söz yoktur. Çünkü sözleri ezberin ve dedim ki, dedi ki'nin neticesi değil, amelin ve hâlin semeresidir; beyândan değil, iyandandır; tekrardan değil esrardandır; kesbi ilimden değil, ledünnî ilimdendir; dinlemekten değil, coşmaktandır; "babam öğretti" âleminden değil, "beni Rabbim en güzel bir biçimde terbiye etti" âlemindendir."
Şeyh Ebu Ali Dekkâk'a, "Bu gibi kişilerin (Allah dostlarının) sözlerini dinlemede hiç fayda var mı?" diye sormuşlar. O da şöyle demiş: "Tabii ki var. Bunda iki fayda var: birincisi; şayet dinleyen şahıs tâlib ise himmeti kuvvetlenip talebi ziyadeleşir. İkincisi; şayet bir kimse, kendisinde bir benlik görürse, bu onun benliğini ve gururunu kırar. Başındaki dâvayı ve sevdayı söküp atar. İyi ve kötü şeyin ne olduğunu ona gösterir. Şayet kişi kör değilse, bu sayede kendini müşahede eder." Nitekim Şeyh Mahfuz (r.a.), "Halkı kendi terazinle tartma, kendini yakîn sahiplerinin terazisiyle tart ki, onların faziletini, kendi müflisliğini anlayabilesin" demişti.
İsmini "Bütün Menkıbeleriyle İstanbul ve Anadolu Evliyaları" koyduğumuz bu eserde, bu topraklar üzerinde yaşamış büyük insanları kısa da olsa tanımaya çalıştık. Eserde herhangi bir sıra takip etmedik. Bunun sebebi, bazı zâtlar arasında mukayese yapmak haddini kendimizde bulamayışımızdandır. Bu eseri yazmamızın sebebini Feridüddin Attâr hazretlerinin sözleriyle ifâde ederek tamamlayalım: "Hayrın, şer sayıldığı bir zamanın içinde bulunduğumuzu gördüm. Bu zamanda şerli kişiler hayırlı insanları unutmuşlardır. Bir "Velîler Tezkiresi" hazırlayıp bu kitaba, "Tezkiretu'l-Evliya", (Velilerden Hâtıralar, Velilerin Menkıbeleri) adını verdim. Tâ ki, zamanımızda hüsranda kalanlar, maneviyat ehli bahtiyar insanları unutmasın, kendi köşesine çekilip inziva hayatı yaşayan bu Allah dostlarını araştırsın, kendilerine rağbet göstermek suretiyle onlar tarafından esen devlet rüzgârı sayesinde ebedî saadete ersin."
-Ömer Faruk Yılmaz-
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.