Büyük Oyun'dan Dersler 4: Hücumlar Cürümler
Ben ölüyorsam sen de öleceksin. Hem de daha çok acı çekerek. Durmamı istiyorsan önce sen dur. Jetlerinle helikopterlerinle tanklarınla gelirsen bizim fedailer de yeleklerini giyer, nere gideceklerini bilirler. Sen benim coğrafyama ne kadar sokulursan senin coğrafyana da tarihine de kültürüne de dinine de o kadar sokulurum. Şimdi durmayacak olursan benim tırmandıracağım iç harpleri bir daha hiç durduramayabilirsin. İstersen devam et, ben manevralarla kendi coğrafyamda bir şekilde tutunmayı sürdürebilirim fakat kim daha kırılgan, bir kez daha düşün. Halkının çığlıkları arasında. Karar senin.
İntikam hisleri, Devlet'in cürümlerine sessiz kalan herkesi hedef alacak şekilde bünyeyi sarınca olanlar oldu. Devleti cezalandırmanın en basit, canını acıtmanın en kolay yolunun halka vurmak olduğunu düşünmeye başladılar. Zamanla gerçek suçlunun halk olduğunu, bu halk olmasa bu devletin bunları yapamayacağını, asıl canı acıtılması gerekenin halk olduğu noktasına vardılar.
Halk, katliam ve taarruzları niçin ya sessizce münasip görüyor veya yüksek sesle destekliyordu? Ancak iki sebebi olabilirdi: Ya kâfirliğinden ya korkaklığından. Eğer korkaklığındaydıysa onlara asıl kimden korkması gerektiğini vurarak gösterelim. Yok, kâfirliğindense zaten vuralım. Vuralım, darbe kayıp gitmesi gereken yere zaten gider…
- Açıklama
Ben ölüyorsam sen de öleceksin. Hem de daha çok acı çekerek. Durmamı istiyorsan önce sen dur. Jetlerinle helikopterlerinle tanklarınla gelirsen bizim fedailer de yeleklerini giyer, nere gideceklerini bilirler. Sen benim coğrafyama ne kadar sokulursan senin coğrafyana da tarihine de kültürüne de dinine de o kadar sokulurum. Şimdi durmayacak olursan benim tırmandıracağım iç harpleri bir daha hiç durduramayabilirsin. İstersen devam et, ben manevralarla kendi coğrafyamda bir şekilde tutunmayı sürdürebilirim fakat kim daha kırılgan, bir kez daha düşün. Halkının çığlıkları arasında. Karar senin.
İntikam hisleri, Devlet'in cürümlerine sessiz kalan herkesi hedef alacak şekilde bünyeyi sarınca olanlar oldu. Devleti cezalandırmanın en basit, canını acıtmanın en kolay yolunun halka vurmak olduğunu düşünmeye başladılar. Zamanla gerçek suçlunun halk olduğunu, bu halk olmasa bu devletin bunları yapamayacağını, asıl canı acıtılması gerekenin halk olduğu noktasına vardılar.
Halk, katliam ve taarruzları niçin ya sessizce münasip görüyor veya yüksek sesle destekliyordu? Ancak iki sebebi olabilirdi: Ya kâfirliğinden ya korkaklığından. Eğer korkaklığındaydıysa onlara asıl kimden korkması gerektiğini vurarak gösterelim. Yok, kâfirliğindense zaten vuralım. Vuralım, darbe kayıp gitmesi gereken yere zaten gider…
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.