%30
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789755396620
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
284
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
2
Basım Tarihi
2016
Çeviren
Ayşe Güren
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
Orijinal Adı
Travailler Peunt Nuire gravement a Votre Sante

Çalışmak Sağlığa Zararlıdır

60,00TL
42,00TL
%30
Satışta değil
9789755396620
471885
Çalışmak Sağlığa Zararlıdır
Çalışmak Sağlığa Zararlıdır
42.00

Dünyanın her yerinde, ‘rekabet edebilirlik' adına, çalışma hayatı öldürüyor, yaralıyor, binlerce kadını ve erkeği hasta ediyor. Sağlıklarına ciddi biçimde zarar verdiğini bilseler de, bu insanların, geçimlerini sağlayabilmek için bu tür işlerde çalışmaktan başka çaresi yok... Fransa'da, iş kazalarından günde iki, asbeste bağlı hastalıklardan sekiz kişi ölüyor. İki buçuk milyon çalışan her gün işyerlerinde kanserojen kokteyllere maruz kalıyor. Milyonlarca kadın ve erkek bir insanın fiziksel ve ruhsal olarak dayanabileceği sınırların ucuna itiliyor. İşyerlerinde intihar ediyor. Kısacası, çalışma hayatı yaralıyor, öldürüyor ve hasta ediyor. Fakat öldüren gerçekten çalışma hayatı mı yoksa yönetim kurullarının oval masalarında çalışma organizasyonunun nasıl olacağına dair muktedirlerin verdiği kararlar mı? Sahte bayraklı armatörlerin ve dünya çelik tüccarlarının yüksek çıkarları için bugün, Hindistan'da Alang sahiline çekilmiş gemileri sökerken, belki iki, belki on, belki altmış işçi ölecek. Burada bahsi geçen, çalışmaktan ölümleridir. Bunlara neden olan riskler gibi ‘kabul edilebilir' gösterilirler; sorumluları için ise, hiçbir mahkumiyet söz konusu değildir.

Bu kitap, sanayi ve hizmet sektörlerinin farklı iş kollarından toplanan çok sayıda tanıklığa ve asbestin aydınlatıcı örneğine dayanarak kamu sağlığının “kör nokta”sına ışık tutuyor: Çalışanların hayatına, sağlığına ve onuruna yönelen saldırıları görünür kılıyor. Kendine Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nu referans alan yazar, insan öldürme, başkasını tehlikeye atma, onura saldırı ya da tehlikedeki insana yardım etmeme suçlarında, sorumluların nasıl bütünüyle cezasız bırakıldığını gösteriyor. Ayrıca, endüstriyel çıkarlar tarafından manipüle edilmiş bilimsel araştırmaların tehlikeli sonuçlarına dikkat çekiyor. Bireysel ve kolektif direnişe ve yurttaşları tetikte olmaya çağıran sağduyulu, sosyal ve sağlık bilimlerini somut örnekler üzerinden buluşturan canlı bir kitap.

“Tuzla'yı, Davutpaşa'yı, Karadon faciasını, saatli bomba asbestin etkilerini anlamak için kılavuz bir kitap. Usta sosyolog Thébaud-Mony hepimizin bir politika olarak uygulanan güvencesizleştirme ile nasıl sağlık ve canımızı kaybettiğimizi, Fransa, İtalya, Hindistan, Brezilya, Güney Afrika, Kanada'dan somut örneklerle anlatıyor. Sırf iş güvenliği uzmanları için değil, güvenceli güvencesiz, evde, işyerinde, kadın, erkek, Türkiyeli, göçmen çalışma hayatının içindeki herkes için bir ‘Yangın alarmı' veriyor bu kitap.”

“Çalışmak sağlığa ciddi biçimde zarar verebilir mi?” Bu soruyu bir Fransız sosyolog, Annie Thebaud-Mony, önce kendi ülkesi için soruyor; sonra da Fransa dışına (Kanada, Brezilya, Hindistan, Güney Afrika'ya) bakıyor ve ne yazık ki, “evet; hem de çok ciddi biçimlerde…” diye yanıtlıyor.

Kapitalizmin, pek çok kişi tarafından tarihe karıştığı sanılan trajik bir yüzünün 21. yüzyıl başlarındaki çirkin görüntülerini ortaya koyan bu canlı ve önemli çalışma, emeğin ve emekçinin kaderiyle, gönenciyle ilgilenen Türkiye'den okurları da yakından ilgilendirecektir.

- Prof. Dr. Korkut Boratav

  • Açıklama
    • Dünyanın her yerinde, ‘rekabet edebilirlik' adına, çalışma hayatı öldürüyor, yaralıyor, binlerce kadını ve erkeği hasta ediyor. Sağlıklarına ciddi biçimde zarar verdiğini bilseler de, bu insanların, geçimlerini sağlayabilmek için bu tür işlerde çalışmaktan başka çaresi yok... Fransa'da, iş kazalarından günde iki, asbeste bağlı hastalıklardan sekiz kişi ölüyor. İki buçuk milyon çalışan her gün işyerlerinde kanserojen kokteyllere maruz kalıyor. Milyonlarca kadın ve erkek bir insanın fiziksel ve ruhsal olarak dayanabileceği sınırların ucuna itiliyor. İşyerlerinde intihar ediyor. Kısacası, çalışma hayatı yaralıyor, öldürüyor ve hasta ediyor. Fakat öldüren gerçekten çalışma hayatı mı yoksa yönetim kurullarının oval masalarında çalışma organizasyonunun nasıl olacağına dair muktedirlerin verdiği kararlar mı? Sahte bayraklı armatörlerin ve dünya çelik tüccarlarının yüksek çıkarları için bugün, Hindistan'da Alang sahiline çekilmiş gemileri sökerken, belki iki, belki on, belki altmış işçi ölecek. Burada bahsi geçen, çalışmaktan ölümleridir. Bunlara neden olan riskler gibi ‘kabul edilebilir' gösterilirler; sorumluları için ise, hiçbir mahkumiyet söz konusu değildir.

      Bu kitap, sanayi ve hizmet sektörlerinin farklı iş kollarından toplanan çok sayıda tanıklığa ve asbestin aydınlatıcı örneğine dayanarak kamu sağlığının “kör nokta”sına ışık tutuyor: Çalışanların hayatına, sağlığına ve onuruna yönelen saldırıları görünür kılıyor. Kendine Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nu referans alan yazar, insan öldürme, başkasını tehlikeye atma, onura saldırı ya da tehlikedeki insana yardım etmeme suçlarında, sorumluların nasıl bütünüyle cezasız bırakıldığını gösteriyor. Ayrıca, endüstriyel çıkarlar tarafından manipüle edilmiş bilimsel araştırmaların tehlikeli sonuçlarına dikkat çekiyor. Bireysel ve kolektif direnişe ve yurttaşları tetikte olmaya çağıran sağduyulu, sosyal ve sağlık bilimlerini somut örnekler üzerinden buluşturan canlı bir kitap.

      “Tuzla'yı, Davutpaşa'yı, Karadon faciasını, saatli bomba asbestin etkilerini anlamak için kılavuz bir kitap. Usta sosyolog Thébaud-Mony hepimizin bir politika olarak uygulanan güvencesizleştirme ile nasıl sağlık ve canımızı kaybettiğimizi, Fransa, İtalya, Hindistan, Brezilya, Güney Afrika, Kanada'dan somut örneklerle anlatıyor. Sırf iş güvenliği uzmanları için değil, güvenceli güvencesiz, evde, işyerinde, kadın, erkek, Türkiyeli, göçmen çalışma hayatının içindeki herkes için bir ‘Yangın alarmı' veriyor bu kitap.”

      “Çalışmak sağlığa ciddi biçimde zarar verebilir mi?” Bu soruyu bir Fransız sosyolog, Annie Thebaud-Mony, önce kendi ülkesi için soruyor; sonra da Fransa dışına (Kanada, Brezilya, Hindistan, Güney Afrika'ya) bakıyor ve ne yazık ki, “evet; hem de çok ciddi biçimlerde…” diye yanıtlıyor.

      Kapitalizmin, pek çok kişi tarafından tarihe karıştığı sanılan trajik bir yüzünün 21. yüzyıl başlarındaki çirkin görüntülerini ortaya koyan bu canlı ve önemli çalışma, emeğin ve emekçinin kaderiyle, gönenciyle ilgilenen Türkiye'den okurları da yakından ilgilendirecektir.

      - Prof. Dr. Korkut Boratav

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat