Camilerimiz
Halil Edhem Eldem (1861-1938), Osmanlı ve erken cumhuriyet devirlerinde yaşamış isimler arasında müzecilik, kitabeler, jeoloji ve arkeoloji dâhil birçok dalda seçkin konuma sahip simalardan biridir. Kendisi neredeyse bütün ömrünü genel olarak eski eser sınıfına dâhil olabilecek millî mirasın muhafazasına adamıştır. Yurt dışına kaçırılan birçok eserin yurda dönüşü de onun çabalarıyla gerçekleşmiştir.
Halil Edhem Bey nice eser için İstanbul ve Anadolu'da koşturup terlemiş, ilmî ve akademik mahfillerle devlet nezdinde bilinçli gayretler bezledip eski eserlerin korunmasını gündeme taşımıştır. Avrupa müzelerinin Anadolu'nun zengin arkeolojik ve tarihî eserleriyle doldurulduğunu her fırsatta dillendirmiş ve buna engel olmanın mücadelesini vermiştir.
Mütebahhir bir alim olan bu şahsiyetin erken cumhuriyet devrinde, üst mahfillerde mimlenmek için gayet müsait böyle bir teşebbüsü omuzlaması ve ideolojik sebeplerle metruk hale getirilen eserlerin ardında ömür geçirmesi hem kendi devri hem günümüz için takdir edilesi bir tutumdur.
Halil Edhem Bey, Camilerimiz adıyla 1932'de yayınlanan bu hacmi az fakat kıymetli eserinde “ilmî iddiası olmayan ve geniş halk kitlesine hitap eden” satırları ecdat yadigarı eserlere karşı şuurlu bir iklimi kuvvetlendirmek, başka tarifle, yukarıda sözünü ettiğimiz çok yönlü tehlikelere engel olabilmek maksadıyla kaleme almıştır.
Çalışmalarını İstanbul'un kültür ve sanat eserleri üzerine yoğunlaştıran Sadullah Yıldız'ın gayretleriyle yeniden kültür-sanat dünyamıza katılan Halil Edhem Bey'in Camilerimiz isimli bu eseri İstanbul'un belli başlı camileri hakkında derli toplu bir kayıt vasfında olup ilk neşrinden 87 yıl sonra tekrar yayınlanmaktadır. Yalnız bu yayında Sadullah Yıldız eserin 1932 yılı baskısını satır satır takip ederek ana metni korumuş, kaynaklara başvurarak ara notlar ve dipnotlar ile kendi çektiği resimleri de esere katmıştır. Sur içi ve bilad-ı selase (Eyüp, Üsküdar, Galata) camilerinden altmışa yakın mabedi ve yakınlarındaki bazı binaları kapsayan muhtevanın dışına çıkmayıp mevcut malumatı genişleterek eserin camiler hakkında ana hatlarıyla bilgi nakletme konusunda bir rehber vazifesi görecek seviyeye gelmesini sağlamıştır.
- Açıklama
Halil Edhem Eldem (1861-1938), Osmanlı ve erken cumhuriyet devirlerinde yaşamış isimler arasında müzecilik, kitabeler, jeoloji ve arkeoloji dâhil birçok dalda seçkin konuma sahip simalardan biridir. Kendisi neredeyse bütün ömrünü genel olarak eski eser sınıfına dâhil olabilecek millî mirasın muhafazasına adamıştır. Yurt dışına kaçırılan birçok eserin yurda dönüşü de onun çabalarıyla gerçekleşmiştir.
Halil Edhem Bey nice eser için İstanbul ve Anadolu'da koşturup terlemiş, ilmî ve akademik mahfillerle devlet nezdinde bilinçli gayretler bezledip eski eserlerin korunmasını gündeme taşımıştır. Avrupa müzelerinin Anadolu'nun zengin arkeolojik ve tarihî eserleriyle doldurulduğunu her fırsatta dillendirmiş ve buna engel olmanın mücadelesini vermiştir.
Mütebahhir bir alim olan bu şahsiyetin erken cumhuriyet devrinde, üst mahfillerde mimlenmek için gayet müsait böyle bir teşebbüsü omuzlaması ve ideolojik sebeplerle metruk hale getirilen eserlerin ardında ömür geçirmesi hem kendi devri hem günümüz için takdir edilesi bir tutumdur.
Halil Edhem Bey, Camilerimiz adıyla 1932'de yayınlanan bu hacmi az fakat kıymetli eserinde “ilmî iddiası olmayan ve geniş halk kitlesine hitap eden” satırları ecdat yadigarı eserlere karşı şuurlu bir iklimi kuvvetlendirmek, başka tarifle, yukarıda sözünü ettiğimiz çok yönlü tehlikelere engel olabilmek maksadıyla kaleme almıştır.
Çalışmalarını İstanbul'un kültür ve sanat eserleri üzerine yoğunlaştıran Sadullah Yıldız'ın gayretleriyle yeniden kültür-sanat dünyamıza katılan Halil Edhem Bey'in Camilerimiz isimli bu eseri İstanbul'un belli başlı camileri hakkında derli toplu bir kayıt vasfında olup ilk neşrinden 87 yıl sonra tekrar yayınlanmaktadır. Yalnız bu yayında Sadullah Yıldız eserin 1932 yılı baskısını satır satır takip ederek ana metni korumuş, kaynaklara başvurarak ara notlar ve dipnotlar ile kendi çektiği resimleri de esere katmıştır. Sur içi ve bilad-ı selase (Eyüp, Üsküdar, Galata) camilerinden altmışa yakın mabedi ve yakınlarındaki bazı binaları kapsayan muhtevanın dışına çıkmayıp mevcut malumatı genişleterek eserin camiler hakkında ana hatlarıyla bilgi nakletme konusunda bir rehber vazifesi görecek seviyeye gelmesini sağlamıştır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.