Bir ses gelir uzak diyarlardan, kulağınıza bir şeyler fısıldar. Kaldırıp başınızı sesin geldiği yöne bakarsanız bir peri-sûret görünür gözlerinize. Sonra uzanıp kalbinizin ellerinden tutar ve sizi bilmediğiniz ufuklara çekip götürmek ister. Bir büyülü haldir ki kalbiniz aklınıza ve mantığınıza yenik düşer. Kapılırsınız kulağınıza fısıldayan o sesin ve o perî-sûretin efsunkar nağmelerine. Soluksuz bir serüven başlamıştır artık. Nazargâhınız neresi olursa oradaki her renkte, her kokuda, her fısıltıda artık size dokunan, teninizi ürperten o efsunkâr nağmelerin izleri vardır.
Değişir sahip olduğunuz her şey. Artık su sizi boğmaz, ateş yakmaz olur. Ağustosun ortasında bir titreme alır sizi; şubatın zemherisinde damla damla ter döker yüreğiniz. Kalabalıklar içinde yalnızlaşır; yalnız olduğunuzda şehrin gürültüsü ve güruhuyla dolarsınız. Gün olur denizler gözünüzde bir damla suya; bir damla su titreyen kalbinizin kırılmış cesaretinden dolayı dalgaları acımasızca sahile vuran hırçın bir denize dönüşür.
Geçtiğiniz her diyardan gördüğünüz ve işittiğiniz o sûretin eşkâlini sormaya başlarsınız. Yollar uzar, iklimler değişir, mevsimler size yabancı gelmeye başlar. Hükmedeceğinizi sandığınız zamana karşı dirhem dirhem erimeye başladığınızı anlarsınız. Nefesiniz yetmeyip, iradeniz tükendiğinde yeni bir başlangıcın sebebini kalbinize müjdeleyen bir buse kirpiklerinizin ucuna konar bir gece karanlığında. Her şey bittikçe tekrar başlar, çürüdükçe tazelenir, kurudukça yeşerir. Yaranız tam kabuk tuttu derken tekrar kanamaya başlar.Hüzünler, sevinçler, hayaller, umutlar damla damla birikir yüreğinizin en kuytu köşelerinde.
Evet artık isminiz, cisminiz ve bakışınız değişmiştir.
Tanıyamazsınız kendinizi. Her gül size aynı kokmaz. Her günün anlamı sizde ayrıdır. Hatıralar biriktirmeye, biriktirdiklerinizi dönüp tekrar tekrar yaşamaya başlarsınız. Bir fısıltı ile içinize düşen ses ruhunuzu saran bir haykırışa dönüşür. Haykırmak istersiniz artık her yerde hiç sıkılmadan ve hiç umursamadan. Alırsınız kalbinizi avcunuza ve pervasızca kulağınıza fısıldayan o perî-sûretin ismini haykırmak istersiniz dört bir yana… Canan, Canan, Canan diye…
- Açıklama
Bir ses gelir uzak diyarlardan, kulağınıza bir şeyler fısıldar. Kaldırıp başınızı sesin geldiği yöne bakarsanız bir peri-sûret görünür gözlerinize. Sonra uzanıp kalbinizin ellerinden tutar ve sizi bilmediğiniz ufuklara çekip götürmek ister. Bir büyülü haldir ki kalbiniz aklınıza ve mantığınıza yenik düşer. Kapılırsınız kulağınıza fısıldayan o sesin ve o perî-sûretin efsunkar nağmelerine. Soluksuz bir serüven başlamıştır artık. Nazargâhınız neresi olursa oradaki her renkte, her kokuda, her fısıltıda artık size dokunan, teninizi ürperten o efsunkâr nağmelerin izleri vardır.
Değişir sahip olduğunuz her şey. Artık su sizi boğmaz, ateş yakmaz olur. Ağustosun ortasında bir titreme alır sizi; şubatın zemherisinde damla damla ter döker yüreğiniz. Kalabalıklar içinde yalnızlaşır; yalnız olduğunuzda şehrin gürültüsü ve güruhuyla dolarsınız. Gün olur denizler gözünüzde bir damla suya; bir damla su titreyen kalbinizin kırılmış cesaretinden dolayı dalgaları acımasızca sahile vuran hırçın bir denize dönüşür.
Geçtiğiniz her diyardan gördüğünüz ve işittiğiniz o sûretin eşkâlini sormaya başlarsınız. Yollar uzar, iklimler değişir, mevsimler size yabancı gelmeye başlar. Hükmedeceğinizi sandığınız zamana karşı dirhem dirhem erimeye başladığınızı anlarsınız. Nefesiniz yetmeyip, iradeniz tükendiğinde yeni bir başlangıcın sebebini kalbinize müjdeleyen bir buse kirpiklerinizin ucuna konar bir gece karanlığında. Her şey bittikçe tekrar başlar, çürüdükçe tazelenir, kurudukça yeşerir. Yaranız tam kabuk tuttu derken tekrar kanamaya başlar.Hüzünler, sevinçler, hayaller, umutlar damla damla birikir yüreğinizin en kuytu köşelerinde.
Evet artık isminiz, cisminiz ve bakışınız değişmiştir.
Tanıyamazsınız kendinizi. Her gül size aynı kokmaz. Her günün anlamı sizde ayrıdır. Hatıralar biriktirmeye, biriktirdiklerinizi dönüp tekrar tekrar yaşamaya başlarsınız. Bir fısıltı ile içinize düşen ses ruhunuzu saran bir haykırışa dönüşür. Haykırmak istersiniz artık her yerde hiç sıkılmadan ve hiç umursamadan. Alırsınız kalbinizi avcunuza ve pervasızca kulağınıza fısıldayan o perî-sûretin ismini haykırmak istersiniz dört bir yana… Canan, Canan, Canan diye…
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.