Ceditçilik Dönemi Kazan Tatar Edebiyatında Kadın Hak Ve Hürriyetleri Meselesi
İdil-Ural sahasında 19. yüzyıl sonlarında cereyan eden ceditçilik hareketleriyle bağlantılı olarak ortaya çıkan Tatar kadın hareketi başlangıçta ‘erkek' ceditçi âlim ve aydınlar tarafından kız çocuklarının okutulması ve kadınların aile içerisinde ve toplumsal alanda cinsiyet ayrımcılığı temelinde maruz kaldığı erkek baskısından kurtarılması gibi maksatlara binaen kadınları özgürleştirme süreci çerçevesinde bir fikrî hareket şeklinde başlatılmıştır.
Bilâhare 1905 Rus ihtilalinden hemen sonra Tatar eşrafına mensup bazı kadınların himayesinde kız çocuklarının eğitim hakkı ve kadınların sosyal konumlarının iyileştirilmesi gibi taleplerlerle kurulan kadın cemiyetleri vasıtasıyla bu hareket somut bir hale getirilmiştir. Kısa bir müddet sonra da söz konusu bu kadın cemiyetleri yüksek tahsilli ve meslek sahibi Tatar kadınlarının elinde siyasî, hukukî ve sosyal hayatta erkeklerle eşitlik mücadelesine giren tam anlamıyla örgütlü bir kadın hareketine dönüşmüştür. Böylelikle 20. yüzyıl başlarında İdil-Ural sahasında tamamen kadınların insiyatifinde ve başarılı bir şekilde gelişen bir Tatar kadın hareketi ortaya çıkmış ve 1917 yılı Bolşevik ihtilaline kadar devam eden ceditçilik hareketinin de ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.
Tatar kadın hareketinin güçlenmesi ve Tatar toplumunda kadın hak ve hürriyetleri meselesine olan ilginin artmasına paralel olarak kadın yazar ve şairlerin sayısında da ciddî oranda bir artış olmuştur. Kadın hak ve hürriyetleri meselesi fikrî ve edebî bağlamda evvelce sadece erkek yazar ve şairlerin eserlerine konu olur iken; bilâhare matbuat ve edebiyat dünyasına hızlı bir giriş yapan kadın yazar ve şairlerin doğrudan ve başlıca ele aldıkları bir konu haline gelmiştir. Böylelikle kadın yazar ve şairler bundan sonra edebiyat ve matbuat sahasında kadın hak ve hürriyetleri meselesini anlatma konusunda insiyatifi ele almışlardır.
Netice itibariyle bu dönemde yayımlanan bütün bu edebî eserlerin kadın hak ve hürriyetleri meselesinin Tatar toplumunun gündemine getirilmesinde ve Tatar kadınlarının hukukî ve sosyal bakımdan özgürleşmesi yolunda çok önemli bir rol üstlendiğini söylemek mümkündür.
- Açıklama
İdil-Ural sahasında 19. yüzyıl sonlarında cereyan eden ceditçilik hareketleriyle bağlantılı olarak ortaya çıkan Tatar kadın hareketi başlangıçta ‘erkek' ceditçi âlim ve aydınlar tarafından kız çocuklarının okutulması ve kadınların aile içerisinde ve toplumsal alanda cinsiyet ayrımcılığı temelinde maruz kaldığı erkek baskısından kurtarılması gibi maksatlara binaen kadınları özgürleştirme süreci çerçevesinde bir fikrî hareket şeklinde başlatılmıştır.
Bilâhare 1905 Rus ihtilalinden hemen sonra Tatar eşrafına mensup bazı kadınların himayesinde kız çocuklarının eğitim hakkı ve kadınların sosyal konumlarının iyileştirilmesi gibi taleplerlerle kurulan kadın cemiyetleri vasıtasıyla bu hareket somut bir hale getirilmiştir. Kısa bir müddet sonra da söz konusu bu kadın cemiyetleri yüksek tahsilli ve meslek sahibi Tatar kadınlarının elinde siyasî, hukukî ve sosyal hayatta erkeklerle eşitlik mücadelesine giren tam anlamıyla örgütlü bir kadın hareketine dönüşmüştür. Böylelikle 20. yüzyıl başlarında İdil-Ural sahasında tamamen kadınların insiyatifinde ve başarılı bir şekilde gelişen bir Tatar kadın hareketi ortaya çıkmış ve 1917 yılı Bolşevik ihtilaline kadar devam eden ceditçilik hareketinin de ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.
Tatar kadın hareketinin güçlenmesi ve Tatar toplumunda kadın hak ve hürriyetleri meselesine olan ilginin artmasına paralel olarak kadın yazar ve şairlerin sayısında da ciddî oranda bir artış olmuştur. Kadın hak ve hürriyetleri meselesi fikrî ve edebî bağlamda evvelce sadece erkek yazar ve şairlerin eserlerine konu olur iken; bilâhare matbuat ve edebiyat dünyasına hızlı bir giriş yapan kadın yazar ve şairlerin doğrudan ve başlıca ele aldıkları bir konu haline gelmiştir. Böylelikle kadın yazar ve şairler bundan sonra edebiyat ve matbuat sahasında kadın hak ve hürriyetleri meselesini anlatma konusunda insiyatifi ele almışlardır.
Netice itibariyle bu dönemde yayımlanan bütün bu edebî eserlerin kadın hak ve hürriyetleri meselesinin Tatar toplumunun gündemine getirilmesinde ve Tatar kadınlarının hukukî ve sosyal bakımdan özgürleşmesi yolunda çok önemli bir rol üstlendiğini söylemek mümkündür.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.