Cemal-i Halveti'nin Tasavvufi Mesnevileriİnceleme-Metin-Dizin
XV. asrın İbnü'l-Arabî'si olarak şöhret bulan Cemâl-i Halvetî, klasik manada bir sufi değil fikir üretecek seviyede bir âlim ve düşünür, tasavvufta kutubluk makamına ulaşmış bir mürşid-i kâmildir. Cemâl-i Halvetî, devletin merkezi olan İstanbul'da Türk-İslâm kültürünün yayılmasına yaptığı büyük hizmetler ile şehrin kültür mimarları arasında yer almıştır. Fikirleri, siyasî kimliği ve yetiştirdiği halifeler ile tarikatını en üst mertebelere taşıyarak Halvetiyye'nin XV. asırdaki en önemli temsilcisi olan Cemâl-i Halvetî, tüm bunların yanı sıra velut bir yazar olarak verdiği eserler ile Türk tasavvuf edebiyatında önemli bir yer edinmiştir.
Cemâl-i Halvetî, otuzu aşkın eser kaleme almıştır. OnunCevâhirü'l-kulûb, Beyân-ı Çeng-nâme, Risâle-i Teşrîhiyye, Risâle-i FakriyyeveRisâle-i Sûfîyyeadını taşıyan tasavvufî mesnevîleri, dil bakımından son derece sade olmakla beraber mahallî kelime ve deyimlerin yanı sıra tasavvufî kelime, terim, rumuz, özdeyiş, ayet ve hadisler bakımından zenginlik arz etmektedirler. Mesnevîlerin bir diğer belirgin özelliği de tahkiye yönteminin baskın bir şekilde kullanılmasıdır.
Doğrudan doğruya bir sanat davası gütmeyen ve şairlik iddiasında bulunmayan Cemâl-i Halvetî, mesnevîlerinde, bazı tasavvufî kavramlara açıklık getirmek yoluyla sâliklere yol göstermeyi, halka temel dinî ve tasavvufî kavramları öğretmeyi hedeflemiştir. Dinî ve tasavvufî kavramları estetik bir gaye için değil, hayat tarzı olarak benimsediği inançlar açısından kullanan Cemâl-i Halvetî, mutasavvıf kimliği, şair kimliğinin önüne geçmiş, ancak lirizm ve söyleyiş bakımından devrinin ilerisinde şiirler de söyleyebilmiş bir şahsiyettir.
- Açıklama
XV. asrın İbnü'l-Arabî'si olarak şöhret bulan Cemâl-i Halvetî, klasik manada bir sufi değil fikir üretecek seviyede bir âlim ve düşünür, tasavvufta kutubluk makamına ulaşmış bir mürşid-i kâmildir. Cemâl-i Halvetî, devletin merkezi olan İstanbul'da Türk-İslâm kültürünün yayılmasına yaptığı büyük hizmetler ile şehrin kültür mimarları arasında yer almıştır. Fikirleri, siyasî kimliği ve yetiştirdiği halifeler ile tarikatını en üst mertebelere taşıyarak Halvetiyye'nin XV. asırdaki en önemli temsilcisi olan Cemâl-i Halvetî, tüm bunların yanı sıra velut bir yazar olarak verdiği eserler ile Türk tasavvuf edebiyatında önemli bir yer edinmiştir.
Cemâl-i Halvetî, otuzu aşkın eser kaleme almıştır. OnunCevâhirü'l-kulûb, Beyân-ı Çeng-nâme, Risâle-i Teşrîhiyye, Risâle-i FakriyyeveRisâle-i Sûfîyyeadını taşıyan tasavvufî mesnevîleri, dil bakımından son derece sade olmakla beraber mahallî kelime ve deyimlerin yanı sıra tasavvufî kelime, terim, rumuz, özdeyiş, ayet ve hadisler bakımından zenginlik arz etmektedirler. Mesnevîlerin bir diğer belirgin özelliği de tahkiye yönteminin baskın bir şekilde kullanılmasıdır.
Doğrudan doğruya bir sanat davası gütmeyen ve şairlik iddiasında bulunmayan Cemâl-i Halvetî, mesnevîlerinde, bazı tasavvufî kavramlara açıklık getirmek yoluyla sâliklere yol göstermeyi, halka temel dinî ve tasavvufî kavramları öğretmeyi hedeflemiştir. Dinî ve tasavvufî kavramları estetik bir gaye için değil, hayat tarzı olarak benimsediği inançlar açısından kullanan Cemâl-i Halvetî, mutasavvıf kimliği, şair kimliğinin önüne geçmiş, ancak lirizm ve söyleyiş bakımından devrinin ilerisinde şiirler de söyleyebilmiş bir şahsiyettir.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.